1980 sonrasında Türk sinemasında kadın yönetmenlerin bakış açısından kadın
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Türk toplumu, ataerkil değerler sisteminin hakim olduğu bir toplumdur. 19.yy sonundan bu yana hayata geçirilmeye çalışılan modernleşme projeleri, Türk insanının zihniyet yapısını kısa sürede değiştirmede başarılı olamamıştır. Türk kadınının okuması, çalışması hatta yüksek eğitim alması bile çoğu zaman yerleşik rol kalıpları dışına çıkarak yaşamsına yeterli olmamaktadır. Türk sineması da siyasette, iş yaşamında olduğu gibi ataerkil değerlerin hakim olduğu bir alandır. Türk sinemasını bir iş alanı olarak ele aldığımızda kadın yönetmen sayısının azlığı karşımıza çıkar. Türk sinemasını sanat olarak ele aldığımızda filmlerde yansıtılan egemen değerlerin ataerkil değerler olduğunu, yerleşik rol kalıplarının hemen hemen hiç sorgulanmadığını görürüz. Dünyanın farklı ülkelerindeki(burada özellikle Amerikan, Avrupa ve İran sinemasının kastedildiğini eklemek gerek) kadın yönetmenlere baktığımızda tam tersi bir tabloyla karşılaşmak mümkündür. Kadın yönetmenler sinemanın ilk yıllarından itibaren filmler yönetmeye ve toplumlarındaki yerleşik rol kalıplarını sorgulamaya, kadınların durumuna erkek yönetmenlerden farklı bir açıdan(kadını nesneleştirmeden, etkin kılarak), eleştirel bir gözle bakmaya çalışmışlardır. Türk sinemasının kadın yönetmenlerinde bu tür bir kaygı ancak 1980 sonrasında ortaya çıkmıştır. Bu durum kuşkusuz 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinin yarattığı apolitik ortamda gelişme şansı bulan kadın hareketi ile ilgilidir. 1981 yılına dek yedi kadın yönetmenin adından söz etmek mümkünken bu rakam 1980 sonrası süreçte on altıya çıkacaktır. Kadın yönetmenlerin filmlerinin çoğunda erkeksi bir bakış açısı hakimdir. Söz konusu yönetmenlerin çoğu bir ya da iki film yönetmişlerdir. Günümüzde ise devamlılık arz eden iki, üç isim söz konusudur. Kadın sorununa duyarlı olmalarına karşın erkeksi bakış açısına sahip olmalarının ve `kadın yönetmen`, `kadın filmi` gibi tanımlamaları kabul etmemelerinin en önemli nedeni sinema piyasası içinde `feminist` olarak `mimlenmek` istememelerinden kaynaklanır. İkinci olaraksa kadın bakış açısına sahip olmayı zayıflık olarak nitelendirirler. Bu durum toplumumuzun erkek egemen değerler sisteminin gücünü kanıtlamaktadır. vı ABSTRACT Turkish society has been determined by patriarchal values system. Progressive modernization projects which are trying to realize since late 1800's failed to change ideological point of view of Turkish people in a short term. It's insufficient for living out of dominant role patterns in spite of able to study, able to work an even able to be well-educated of Turkish women. Also, Turkish cinema has same kind of patriarchal values like working life and politics. There are also lack of women directors if we perceive Cinema as working field. There is also no interrogation of dominant social role patterns and reflected values in the films are the dominant patriarchal values in the films If we perceive it as an art form. On the other hand, if we make a comparison with the cinema's of other countries -we mention here European, American and Iranian cinemas- we see tha opposite of this tendency. Women directors have been trying to make films, to interrogate dominant patriarchal values, to develope a different point of view from men -which means avoid from perceiving women as an object and trying to activate women phenomena- and look to subjects with critical point of view by the appearance of the cinema. This kind of concern of Turkish women directors has seen after 80's. Certainly this concern involved with the feminist movement which captured the chance of developing in the apolitics atmosphere which created by 12 September 1980 military coup d'etat. Most of the women directors' films has manly point of view. The women directors who mentioned here have been directed one or two films. Today we only count two or three names who are surviving to make films. The reason of Women Directors never accept the classifications like `women driector` or `Women films` is to have some disadvantages in the working field of Cinema in spite of they are sensitive on the problems of women. Second reason of this abstain is perceiving this as a weakness. It also meaned very dominancy of patriarchal values in our society. Vll
Collections