Piyanist ve besteci olarak Frederic Chopin`in yaşamına bir bakış ve dört baladı üzerine bir inceleme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Frederic Chopin'in, romantizmin en önemli temsilcilerinden biri olduğu, çeşitli kaynaklarca tartışmasız kabul edilmektedir. Chopin Polonya'da geçen çocukluk döneminden sonra, 1830'lu yıllarda Paris'e yerleşerek yaşamını orada sürdürmeye başladı. İlk yıllarda, piyanist ve besteci olarak büyük bir ün kazanan Chopin, bu nitelikleri ile seçkin sanat ve aristokrat çevrelerinde kendine önemli bir yer edindi. 1837 yılında tanıştığı yazar George Sand ile on yıl süren birlikteliği, yaratıcılık yönünden onun en verimli dönemi olmuştur. Ancak, 1847 yılında George Sand ile ilişkilerinin kopması, duyarlı olan sağlık durumunun giderek kötüleşmesine neden olmuş ve bu durum da ömrünün geri kalan bölümünde daha az beste yapmasıyla sonuçlanmıştır. Chopin'in baladları, ezgi çizgilerindeki çeşitlilik, armoni yapıları, temaların işlenişindeki zenginlik ve bu öğelerin anlatıma kattığı derinlik bakımından, onun en olgun yapıtları arasında yer alır. Birçok müzik eleştirmeni, baladları, bestecinin en güçlü ve en mükemmel yapıtları olarak kabul ederler. Gerçekten, bu baladlarda pürüzsüz bir biçem, derin bir güzellik görülür. Konuları değişik olmakla birlikte, hepsinde aynı düşünce bütünlüğü, aynı ruh ve aynı hava vardır. Op. 23, Sol minor birinci baladın taslağı, büyük olasılıkla 1831 yılında Viyana'da yapılmış, ancak yapıt 1835'te, Chopin'in Paris'te yaşadığı dönemde tamamlanmış ve 1836'da yayınlanmıştır. Robert Schumann'a adanmış olan ve Fa majör başlayıp, La minör olarak biten Op.38 ikinci balad 1840'da yayınlanmıştı. Schumann, Chopin'in bu baladı kendisine Fa majör finaliyle çalmış olduğunu söyler. Op.47 La bemol majör üçüncü balad, 1841 yılında, bestecinin görece daha mutlu olduğu bir dönemde yazılmıştır. Bazı kaynaklara göre Chopin'in en büyük yapıtı sayılan, Op.52 Fa minör dördüncü balad ise 1842 yılında bestelenm iştir. VI ABSTRACT It is unanimously agreed by various sources without any argument that Frederic Chopin is one of the most important representatives of romanticism. After his childhood period in Poland, Chopin settled in Paris in the 1830s and continued his life there. Gaining a great fame during the first few years as pianist and composer, he acquired a distinguished position among the artistic and aristocratic circles. His acquaintance with the author George Sand in 1837 and the following ten years spent together with her, has been a period of utmost creativeness and productivity for him. But the breaking off of these relations with George Sand in 1847 brought about a continious worsening of his health which was already very sensitive. This in return resulted in lesser creativeness in the remaining part of his life. The ballads of Chopin are specified among his maturest works, from the point of view of diversity in melodic line, harmonic structure, rich development of themes and the depth of expression achieved by all these elements. Most music critics regard the ballads as the most powerfully effective and perfect works of the composer. Indeed these ballads are notable for their smoothness of style and expressive beauty. They all possess the same integrity of reflection, spirit and atmosphere, though their subjects are different. The first sketches of the first ballad in G minor, op. 23 were most probably composed in 1831, in Vienna, but the work was completed in 1835 while Chopin was living in Paris and published in 1836. The second ballad, op. 38 which was published in 1840 and dedicated to Robert Schumann, begins in F major and ends in A minor. Schumann speaks of Chopin playing him the finale in the original key of F major. The third ballad in A flat major, op. 47 was written in 1841, a comparatively happier period of the composer. The forth ballad in F minor, op. 52 which is regarded by some sources as the greatest achivement of Chopin was composed in 1842. VII
Collections