The effects of task-based learning on learners` proficiency and noticing, and learners` thoughts about grammar

Abstract

Göreve Dayalı Öğrenmenin Öğrenci Başarısı ve Farkındalığı Üzerindeki Etkileri ve Öğrencilerin Dilbilgisine İlişkin Görüşleri Bu araştırma, nicel ve nitel bölümlerden oluşmaktadır ve Göreve Dayalı Öğrenmenin (Göreve Dayalı Dil Öğretimi) öğrenci başarısı ve farkındalığı üzerindeki etkileri ve Türkiye'de bir ilköğretim okulu öğrencilerinin dilbilgisine yönelik görüşlerini ortaya koymak için yapılmıştır. Bu çalışma 2004-2005 öğretim yılında Ufuk İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencileriyle yürütülmüştür. İngilizce'de Geniş Zaman çalışılacak dilbilgisi birimi olarak belirlenmiştir. Çalışmanın nicel bölümü için ön ve son test olarak Geniş Zaman için hazırlanan belirtke tablosu paralelinde bir başarı ve bir farkındalık testi geliştirilmiştir. İki sınıf deney (6B) ve kontrol (6C) grupları olarak rasgele seçilmiştir. Dersler, deney grubunda Göreve Dayalı Öğrenme ilkelerine, kontrol grubunda ise Sunum-Pratik-Üretim yaklaşımının ilkelerine uymak kaydıyla araştırmacının kendisi tarafından yürütülmüştür. Öğrencilerin Geniş Zaman konusundaki başarı ve farkındalık düzeyleriyle ilgili bilgi toplamak için iki gruba da ön test ve son test verilmiştir. Bunun yanı sıra, çalışmanın nitel yönü için, araştırmacı tarafından öğrencilerin uygulama sonrasında dilbilgisi öğretimine ve pratiğine, ve Göreve Dayalı Öğrenme ve Sunum-Pratik-Üretim yaklaşımlarının uygulanmasına yönelik düşüncelerini belirlemek için yarı-yapılandırılmış görüşme sorulan hazırlanmıştır. Nesnelliği sağlamak için görüşme alandan bir diğer bilim adamı tarafından uygulanmıştır. Başarı ve farkındalık testleri ile elde edilen nicel verilerin analizi için SPSS programı, nitel verilerin analizi içinse özetleme ve yorumda bulunmaya yönelik betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın sonunda elde edilen bulgular şöyle sıralanmaktadır: 1. Başarı testinde elde edilen son test değerleri açısından bakıldığında, deney grubu öğrencilerinin son test puan ortalamaları (38.60) kontrol grubu öğrencilerinin aldıkları son test puan ortalamalarından (35.32) yüksektir. Uygulanan t-testi farkın anlamlı olmadığını göstermektedir (p<0.05). 2. Farkındalık testinden elde edilen son test değerleri açısından bakıldığında, deney grubu öğrencilerinin son test puan ortalamaları (5.70) kontrol grubu öğrencilerinkine (5.58) göre yüksektir. Farkın anlamlı olup olmadığını görmek için t-testi yapılmış ve farkın anlamlı olmadığı görülmüştür (p<0.05).3. Varyans analizi sonucu, deney ve kontrol grubu öğrencilerinin iki tür sınavda (başarı ve farkındalık) da elde ettiği son test değerlerinin cinsiyet açısından anlamlı bir farklılık göstermediğini ortaya koymaktadır [F (35.3) =8.61]. 4. Bu çalışmanın nicel yönü, Göreve Dayalı Öğrenme yaklaşımının Sunum-Pratik- Üretim yaklaşımına İngilizce'deki Geniş Zamanın öğretilmesi açısından Türkiye'deki bir devlet ilköğretim okulu ortamında üstünlük taşımadığını göstermiştir. Bunun yanı sıra, cinsiyet öğrencilerin ön ve son testte elde ettiği değerlerde anlamlı bir fark yaratmamıştır. 5. Bu çalışmanın nitel yönü, bir dilbilgisi konusunun öğretilmesinde Göreve Dayalı Öğrenme ve Sunum-Pratik-Üretim yaklaşımlarının öğrenci görüşleri üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamıştır. Bu amaçla, iki gruptaki öğrencilerle alandan bir bilim adamı görüşme yapmıştır. İki gruptaki öğrencilerin görüşleri iki konu üzerinde bilgi edinmek için bir araya getirilmiştir: dilbilgisi öğretimi ve pratiği, Göreve Dayalı Öğrenme ve Sunum-Pratik-Üretim yaklaşımlarının uygulanması. Görüşmeden yapılan alıntılarla öğrenci görüşleri betimlenmiştir. 6. Dilbilgisi öğretimi bakımından, deney grubu öğrencilerinin düşüncelerinin betimsel yöntemle analizi bu öğrencilerin sınıfta uygulanan yaklaşıma yönelik olumlu düşünceler taşıdığını göstermektedir. Bu gruptaki birçok öğrenci, dilbilgisini görevden sonra öğrenmenin iyi olduğunu ve sorun yaratmadığını belirtmişlerdir. Kontrol grubu öğrencilerinin çoğu önce dilbilgisinin öğretilmesi ve daha sonra alıştırmaların yapılmasının doğruluğu yönünde görüş belirtmişlerdir. 7. Pratik alıştırmaları bakımından, deney grubu öğrencileri pratik alıştırmalarının eğlenceli ve yararlı olduğunu ve alıştırma kağıtları kullanımının kullanışlı olduğunu belirtmişlerdir. Bazı öğrenciler dile odaklanma basamağındaki alıştırmaları çok yararlı bulmuşlardır. Kontrol grubundaki öğrencilerin pratik alıştırmaları hakkında fazlaca düşünce belirtmelerinin nedeni onların dilbilgisine daha fazla odaklanan dersler yapmış olmalarıdır. Bu öğrencilerin yarısı sözlü pratiğin anlamaya yararlı olduğunu ve sınıfta yaptıkları alıştırma kağıtlarını beğendiklerini belirtmişlerdir. Sözlü pratik kontrol grubu öğrencileri için çok önem taşımaktadır, çünkü bunu gerçek dil kullanımı fırsatı olarak değerlendirmektedirler. 8. Göreve Dayalı Öğrenme yaklaşımının uygulanması açısından, deney grubu öğrencileri grupla çalışmanın ve ders kitabı yerine alıştırma kağıdı kullanmanın kendileri için yeni unsurlar olduğunu belirtmişlerdir. Göreve Dayalı Öğrenme yaklaşımının olumlu yönleri olarak, öğrenciler, grup içinde çalışmayı, görevden sonra sunum yapmayı, arkadaşlarından öğrenmeyi ve görevlere katılmayı beğendiklerini vurgulamışlardır. Öte yandan, bu öğrenciler Göreve Dayalı Öğrenme yaklaşımının uygulanmasıyla ilgili bazı sorunları dile getirmişlerdir. Bahsettikleri sorunlar; grup içi anlaşmazlık, sunumda hata yapma korkusu, zayıf öğrencilerle birlikte çalışma, çiftler halinde çalışma ve görev sırasında oluşan gürültüdür. 9. Sunum-Pratik-Üretim yaklaşımının uygulanması açısından, kontrol grubu öğrencileri iki noktaya vurgu yapmışlardır: çalışma kağıtları kullanmak ve sözlü pratik yapmak. Bu yaklaşımın uygulanmasına yönelik öğrencilerin vurguladığı tek nokta sözlü pratiktir ve kontrol grubu öğrencileri bu yaklaşımın uygulanması ile ilgili herhangi bir sorundan şikayetçi olmamışlardır. Sadece bazı noktaların kendilerine zor geldiğini belirtmişlerdir. Anahtar Sözcükler: Göreve Dayalı Öğrenme, Basan, Farkındalık, Öğrenci Görüşleri, Dilbilgisi Öğretimi

The Effects of Task-Based Learning on Learners' Proficiency and Noticing, and Learners' Thoughts about Grammar This study comprises quantitative and qualitative parts and investigates the effects of Task-Based Learning (Task-Based Language Teaching; TBLT) on learners' proficiency and noticing, and learners' thoughts about grammar in a primary school setting in Turkey. It was carried out in Ufuk İlköğretim Okulu on the sixth grade students in the academic year 2004- 2005. The Simple Present Tense was chosen as the grammar unit to be studied. For the quantitative part of the study, a proficiency test and a noticing test on the Simple Present Tense were developed as pre- and post-tests, which were based on the table of specifications. Two classes were randomly assigned as the experimental (6B) and the control (6C) groups. The lessons in both groups were delivered by the researcher, who followed the principles of TBLT in the experimental group and the principles of Presentation-Practice-Production (PPP) approach in the control group. These groups were given pre- and post-tests to elicit data on learners' proficiency and noticing levels in the use of the Simple Present Tense. Apart from that, for the qualitative part of the study, the researcher prepared semi-structured interview questions to investigate the learners' thoughts on grammar instruction and practice, and on the implementation of TBLT and PPP after the treatment. The interview was delivered by another scientist in the field to attain objectivity. SPSS program was used for the analysis of quantitative data achieved through the proficiency and the noticing tests, and for the analysis of the qualitative data, a descriptive analysis was used to summarize and comment on the data. The findings obtained at the end of the study are as follows: 1. In terms of the post-test scores of the proficiency test, the mean score of the TBLT group (38.60) is higher than that of the PPP group (35.32). The t-test analysis proved the difference to be insignificant (p<0.05). 2. In terms of the post-test scores of the noticing test, the mean score of the TBLT group (5.70) is higher than that of the PPP group (5.58). A t-test was applied to find out if the u difference was significant, and it was found that the difference between the groups is not significant (p<0.05). 3. The variance analysis result indicates that the post-test scores for both test types (proficiency and noticing) in the TBLT and the PPP groups do not significantly differ in terms of gender [F (35.3) =8.61]. 4. The quantitative part of the study indicated that TBLT did not prove to be superior to PPP in the teaching of the Simple Present Tense in a public school in Turkey. Besides, gender d^ not olay a significant role in the scores the learners achieved in the pre- and post-tests. 5. The qualitative part of this study aims to investigate u.~ 'houghts on TBLT and PPP on the teaching of a grammar unit. For this purpose, the learners in iLc two groups were interviewed by a scientist in the field. The thoughts of the learners in the TBLT and the PPP groups were gathered to elicit data on two issues: grammar instruction and practice, and the implementation of TBLT and PPP. The thoughts of the learners were analyzed with direct quotations from the interviews. 6. In terms of the grammar instruction, the descriptive analysis of the learners' thoughts indicated that the learners in the TBLT group had positive feelings toward the methodology applied in the classroom. Many learners in the TBLT group stated that studying grammar after the task was good and no problem for them. Most of the learners in the PPP group believed that grammar should be taught first, and then the activities should be performed. 7. In terms of practice activities, the TBLT group learners stated that practice activities were fun and beneficial, and the use of worksheets of exercises was practical. Some learners found the exercises in the language focus phase beneficial. The learners in the PPP group had a lot to say about practice activities because they paid more attention on the grammar. Half of the PPP group learners believed that oral practice was good for comprehension, and they liked the worksheets of exercises they did in the classes. Oral practice seemed to be very important for the control group learners because they considered it as a kind of real language use.Ill 8. In terms of the implementation of TBLT, the experimental group learners stated that working in groups and working with worksheets instead of textbooks were new to them. As for the positive sides of TBLT, the learners emphasized that they liked working in groups, reporting after the task, learning from friends and participating in tasks. Furthermore, the TBLT group learners complained about some problems about the implementation of TBLT. The problems raised were the lack of negotiation, fear of making mistakes in reporting, working with poor learners, working in pairs and the noise level during the tasks. 9. In terms of the implementation of PPP, the control group learners concentrated on two issues: working with worksheets and doing oral practice. The only point the learners emphasized related to the implementation of PPP was the oral practice, and the PPP group learners did not complain about any problems regarding the implementation. They only stated that some work was difficult for them. Keywords: Task-Based Learning, Proficiency, Noticing, Learners' Thoughts, Grammar Instruction