Show simple item record

dc.contributor.advisorErmenek, İbrahim
dc.contributor.authorAzakli Arslan, Betül
dc.date.accessioned2021-05-05T08:33:35Z
dc.date.available2021-05-05T08:33:35Z
dc.date.submitted2018
dc.date.issued2021-01-24
dc.identifier.urihttps://acikbilim.yok.gov.tr/handle/20.500.12812/565726
dc.description.abstractArabuluculuk faaliyeti, mukayeseli hukuk sistemlerinde en fazla kabul gören alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sistemde asıl olan arabuluculuğun gönüllülük esasına dayalı olarak yürütülmesidir. Ancak bazı hukuk düzenlerinde arabuluculuğa başvuru zorunlu tutulmakta ve özel bir dava şartı olarak düzenlenmektedir. Arabuluculuğa başvurunun zorunlu tutulmasındaki amaç, mahkemelerdeki iş yükü problemine çözüm oluşturmak ve dolayısıyla tarafların mahkemeleri meşgul etmeden uyuşmazlığı iyi niyetle çözüme kavuşturmalarını sağlamaktır. Hukukumuzda da benzer amaçlarla kabul edilen arabuluculuğa başvurma zorunluluğu, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununda `dava şartı olarak arabuluculuk` başlığı altında düzenlenmiştir. Ancak arabuluculuğa başvurunun zorunlu kılınması, hukukumuzda ve mukayeseli hukukta, gönüllülük ilkesinin tam olarak uygulanmamasına ve bu durumun arabuluculuğun mahiyetine aykırılık oluşturduğu düşüncesiyle birçok tartışmaya konu olmuştur. Ayrıca, zorunlu arabuluculuk faaliyeti, sürecin başlangıcından sonuna kadar usul hukuku boyutuyla bir takım sonuçlar doğurmaktadır. Tüm bu nedenlerle arabuluculuğa başvurunun zorunlu kılınması uygulamasının usul hukuku bakımından sonuçları ele alınmıştır. Çalışmamızda, ilk olarak zorunlu arabuluculuk faaliyeti kavramının teorik ve pratik temelleri mukayeseli hukuk çalışması ile birlikte incelenmiştir. Bu incelemenin ardından İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinde yer alan zorunlu arabuluculuk uygulamasına ilişkin hükümlerin usul hukuku açısından sonuçları ortaya konulmuştur. Bu bağlamda arabuluculuğa başvuru zorunluluğunun hak arama özgürlüğüne aykırılık teşkil edip etmediği, mahkemelerdeki iş yükü problemine çözüm oluşturup oluşturmadığı hususlarına temas edilmek suretiyle hukuk sistemimiz içerisindeki yeri açıklanmaya çalışılmıştır. Son olarak, zorunlu arabuluculuk faaliyetini sona erdiren haller ele alınarak bu kapsamda hukukumuzda benzer kurumlarla karşılaştırılması yapılmıştır.
dc.description.abstractMediation activity has arisen as one of the most well accepted alternative dispute resolution methods in comparative law systems. What really matters in this system is that the mediation should be based on a volunteer basis. However, in some legal orders, application to mediation is mandatory and it is arranged as a special cause of action. The aim behind the act of obligatory application to mediation is to come up with a solution to the problem of workload of courts and thus, it is aimed that parties will resolve the disputes in good faith without occupying the courts. In our law system the obligation to apply for mandatory mediation has been accepted in similar aims and, it is regulated under the title of `mediation as a cause of action` in the Law on Labour Courts numbered 7036. The obligation to apply for a mediation has been much discussed in our law system and in comparative law with the thoughts of the abeyance of voluntariness principle and that this situation has constituted a contradiction to the essence of mediation. Besides, mandatory mediation activity has led to some consequences from beginning to end of the procedures in terms of law of civil procedure. Because of all those reasons stated, the consequences of obligatory application to mediation have been discussed in terms of law of civil procedure. In our study, first of all, the theoretical and practical bases of mandatory mediation activity term have been examined with comparative law study. Afterwards, the consequences of the clauses regarding the mandatory mediation practice, which are under the Article 3 of the Law on Labour Courts have been presented in terms of the law of civil procedure. Within this context, with regards to whether the obligation to apply for mediation constitutes a contradiction to the right to legal remedies or not and whether the mandatory mediation is a resolution to the problem of workload of courts, the place of mandatory mediation in our law system has been explained. Finally, by addressing terminating cases to mandatory mediation, these cases have been compared to similar institutions in our law system.en_US
dc.languageTurkish
dc.language.isotr
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.rightsAttribution 4.0 United Statestr_TR
dc.rights.urihttps://creativecommons.org/licenses/by/4.0/
dc.subjectHukuktr_TR
dc.subjectLawen_US
dc.titleMedeni Usul Hukuku açısından zorunlu arabuluculuk
dc.title.alternativeMandatory mediation in term of Law of Civil Procedure
dc.typemasterThesis
dc.date.updated2021-01-24
dc.contributor.departmentÖzel Hukuk (Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku) Ana Bilim Dalı
dc.subject.ytmMediation
dc.subject.ytmLabour Law
dc.subject.ytmAlternate dispute
dc.subject.ytmLaw of Civil Procedura
dc.identifier.yokid10178702
dc.publisher.instituteSosyal Bilimler Enstitüsü
dc.publisher.universityGAZİ ÜNİVERSİTESİ
dc.identifier.thesisid501740
dc.description.pages243
dc.publisher.disciplineHukuk Bilim Dalı


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

info:eu-repo/semantics/openAccess
Except where otherwise noted, this item's license is described as info:eu-repo/semantics/openAccess