Postmodernizmin rus edebiyatına yansımaları

Abstract

İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel değişiklikler, postmodern olarak adlandırılan yeni bir çağın başlangıcını oluşturur. 1960'lı yıllar ve özellikle 1968 Mayıs Olayları ile başlayan özgürlükçü hareketler ve etkileri kültürel, sanatsal ve edebi alana uzanan yeni bir görüşün doğmasına öncülük eder. Sosyalist Gerçekçi yaklaşımın 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar yazına egemen olduğu, Sovyet baskısının kademeli olarak sürdüğü Rusya'da, postmodern edebiyat perestroyka dönemine kadar çoğunluğu muhaliflerden oluşan muhtelif yeraltı topluluklarının çalışmaları ile adını duyurur. Bu dönemden itibaren hem edebi hem de akademik anlamda popüler bir konu olan postmodernizm, Sovyetler Birliği'nin dağıldığı 1991 yılında Rus Edebiyatı'nın canlı bir gerçeği olarak ilan edilir. Tezimizin amacı, postmodernizm olarak adlandırılan dönemin tarihsel, sosyolojik ve edebi kökenlerini, gelişim sürecini teorik ve örneklemeli olarak göstererek Rus postmodern edebiyatını incelemek ve Sovyet muhalefeti ile ünlenen bu edebiyatın eserlere nasıl yansıdığını ortaya koymaktır.

The dramatic socio-economic, political and cultural changes brought about by the Second World War heralded the advent of a new era, called the postmodern age. The freedom movements of 1960s that became widespread with the May 1968 uprisings have often been regarded as the events leading to the birth of a new worldview that encompassed the cultural, artistic and literary worlds. The new outlook in the literature affected several parts of the world, including the Soviet Russia, where up until then the Socialist Realism dominated the Russian literature with the help of the oppressive socio-political system. The postmodern literature in the Soviet Russia, on the other hand, was characterized predominantly by the works of various dissident underground literary circles. Becoming a popular subject in time, both amongst literary and academic circles, postmodernism was declared by many as the living testimony of the Russian literature when the Soviet Union was dissolved in 1991. In this respect, this thesis examines the age of postmodern Russian literature from its historical, sociological and literary origins, dating back to the Enlightenment thought, until the end of the 20th century by framing its theoretical basis upon the works of main dissident postmodern literary figures.