1960 ihtilali ve sonrasında Cemal Gürsel
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türk Siyasal Hayatı'na 1950'den itibaren damgasını vuran D.P. iktidarı, özellikle 1954 seçimlerinden sonraki politikalarıyla toplumun birçok kesiminde tepki doğurmaya başlamıştır. Bu tepkilerin orduya yansıması, orta rütbedeki bazı subayların örgüt kurma girişimleri şeklinde olmuştur. 1960 ihtilali de ordu içindeki bu çeşitli örgütlenmelerin uzun denebilecek bir süreç içindeki faaliyetlerinin sonucu olarak ortaya çıkmış bir harekettir. Hazırlıklarının son aşamasında örgüt, kendisine yüksek rütbeli bir lider aramış, bu arayışların sonucunda ihtilal lideri olarak Cemal Gürsel'i belirlemiştir. Dünyadaki benzerlerine göre kensız sayılabilecek bu ihtilalin böyle bir karakter göstermesinde, liderinin rolü büyük olmuştur. İhtilali gerçekleştirenlerin ihtilal sonrası sistemli bir planlarının olmaması, yeni bir anayas hazırlanması çalışmaları, düşük iktidar mensuplarının yargılamaları, ihtilali gerçekleştiren komite üyelerinin kendi iç hesaplaşmaları, ihtilal lideri Gürsel'in tüm çabalarına rağmen sivil-demokratik rejime geçiş sürecini uzatmıştır. Sonuçta 15 Ekim 1961'de -ihtilalin gerçekleştirilmesinden yaklaşık 1,5 yıl sonra- yapılan seçimlerle demokratik yönetime kaldığı yerden devam edilmiş, ihtilal lideri Gürsel, Türkiye'nin dördüncü cumhurbaşkanı seçilmiştir. Her ne kadar sivil-demokratik rejime dönüldüyse de ordu, Türk Silahlı Kuvvetler Birliği adlı oluşumla kendisini bir süre daha ülke yönetiminde hissettirmiştir. 1961-1966 yıllan arasındaki Gürsel'in cumhurbaşkanlığı döneminde ordunun bu etkisi, D.P.'nin mirasının paylaşılma sorunları ve ihtilalden kalma sorunlar yüzünden, pek de güçlü olmayan koalisyon hükümetleri ile ülke yönetilmiştir.
Collections