Osmanlı`dan Cumhuriyet`e devlet aşiret ilişkisine bir örnek: Beritan aşireti
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Aşiretler ve aşiret kültürü yaşadığımız Anadolu coğrafyasının inkar edilemez gerçeğiydi. Aşiretler kendi içinde oluşturdukları hiyerarşik yapısı, örf adet ve gelenek göreneklerine bağlılığıyla varlığını yüzyıllardan beri sürdürerek günümüze kadar gelmişti.Bulundukları yerlerde oluşan siyasi otorite hegemonyasının şekillenmesinde çekirdek rolü oynayarak varlıklarının ne denli önemli olduklarını tarihin her safhasında kanıtlamışlardı. Aşiretler, Osmanlı Devleti'nin kuruluş ve gelişim sürecinde gerek siyasi açıdan gerek iktisadi açıdan devletin kısa sürede büyüyüp gelişmesinde belirleyici rol üstlenmişlerdi.Osmanlı Devleti takip ettiği siyasi politikalarından ötürü ülkenin batı tarafındaki aşiretleri gönüllü ya da zorunlu bir şekilde iskana tabii tutarken, sınırların doğu da kalan toprakları üzerindeki aşiretlere ise kısmi özerklik tanıyarak devlete bağlılığını sağlamak istemişti. Devletin bu toprakları üzerinde yüzyıllardan beri göçebe olarak yaşayan aşiretlerden biri de Beritan aşiretidir.Devlet yöneticileri gerek aşiretlerin gücünden gerek iç politika ve sınır güvenliğini sağlamada bu aşiretten faydalanmıştı. Osmanlı Devleti, siyasi yönden zayıflamaya başladığı 18. ve 19. yüzyıllarda sınırlarının doğu tarafındaki aşiretler devlet hegemonyasını tanımayarak bulundukları bölgelerde feodal yapılar teşkil ederek siyasi, sosyal ve iktisadi güç olarak hakimiyet kurmaya başlamışlardı. Osmanlı Devletinin külleri üzerinde inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş yıllarında döneminde devlet yöneticileri aşiretlerin bir kısmı ile çatışma içinde olmuştu.Çatışmanın temelinde aşiret reislerinin Osmanlıdan gelen özerk yapılarını koruma isteği yatmaktadır. Cumhuriyet idaresi 1934 yılında kabul edilen İskan Kanunu ile sorunu çözme yolunda önemli bir adım attı. 1945 yılına gelindiğinde Çiftçiyi Topraklandırma Kanununu da soruna çözüm bulmak için atılan radikal adımların arasındaydı. Fakat bu sorun, İkinci Dünya Savaşı sonrası ülke içinde başlayan çok partili siyasi hayat ile birlikte sekteye uğradı. Yönetime gelen her siyasi parti, oy potansiyeli yönünden zengin olan aşiretlerin oyunu almak için Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren yürütülen politikaları terk etmeye başladı.Böylelikle aşiret sistemi günümüze kadar geldi. İncelediğimiz Beritan aşireti, 1934 yılında çıkarılan iskan kanunu ve sonrasındaki toprak reformu uygulamalarından tamamen göçebe oldukları için etkilenmemişlerdi. Cumhuriyetin ileriki yıllarında devlet yöneticileri göçebe olan aşiretleri yerleşik hayata geçirmek için bir takım politikalar izlemişlerdi. Bu politikalar içinde Köy-Kent Projesi önemli bir yere sahiptir.Köy- Kent projesi çerçevesinde birçok göçebe aşiret yerleşik hayata geçirildi. Bu aşiretlerden biri de Beritan aşiretidir. Beritan aşireti özellikle 1980'li yıllarda Köy-Kent projesi çerçevesinde öncelikli aşiret olarak yerleşik hayata geçirildi. Beritan aşiretinin yerleşik hayata geçmesinde siyasi, sosyal ve iktisadi alanlarda yaşanılan sorunlar temel etken olarak rol oynamıştır. Aşiret fertleri ilk zamanlar göçebelik yıllarını ararken günümüzde tamamen yerleşik kültürle özdeşleşmişlerdir. Bugün ağırlıklı olarak Diyarbakır, Elazığ ve Bingöl il sınırları içerisinde yerleşik bir şekilde yaşamaktadırlar. Bu çalışmada Beritan aşireti ve bu aşiret üzerinden hareketle Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiyesi dönemlerinde devlet-aşiret ilişkilerinin siyasi, sosyal ve ekonomik boyutları ile yaşanan değişim ve gelişim süreçleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Tribes and tribal culture are an undeniable fact in the Anatolian geography. The tribes have existed for ages, preserving their hierarchical structureand clinging onto the customs and traditions to reach out to the present day. They have proved in all periods of history how significant their existence is, with the key role they played in shaping the hegemony of political authority in their localities. Tribes were a determinant in the growth and progress of the Ottoman Empire in short notice, both politically and financially, during the foundation and development of the Empire. Due to political reasons, Ottoman Empire subjected the western tribes to resettlement either voluntarily or obligatorily and granted partial autonomy to the eastern tribes to secure their loyalty to the Empire. The Beritan is one of the tribes living a nomadic life on the eastern lands of the Empire for ages. The state officials took advantage of the strength of the Beritan on several occasions for the purposes of both domestic politics and border security. In the 18thand 19th centuries when the Empire lost political power, the eastern tribes derecognized the imperial hegemony, got organized feudally in their localities and emerged as a political, social and economic power. In the foundation process of the Republic of Turkey,which was built on the ashes of the Ottoman Empire, the state management was in conflict with the majority of the tribes. The basic reason of the conflicts was the claims of the tribal leaders to preserve theautonomous structure they enjoyed under the rule of the Ottoman Empire. M. Kemal Atatürk intended to resolve the problem once and for all, introducing the Settlement Law and Land Reform in 1934. After the decease of M. Kemal Atatürk though, the governments set up particularly as of the 1950s, deviated gradually from his policies after 1934 to get votes from the tribes rich in potential votes. Thus, the tribes have survived up to the present day. The Beritan was not influenced from the Settlement Law enacted in 1934 and the subsequent Land Reform, as they led a totally nomadic life at that time. The state management pursued a number of policies to encourage the nomadic tribes to adopt a sedentary life. Among these policies, the Urban Village project had an important place. One of these tribes was the Beritan. The Beritanbecame sedentary in 1980s as a priority tribe in scope of the Urban Village project. The political, social and economic problems played a basic role in this outcome. The members of the tribe lived the first years of the sedentary life still feeling nomadic; yet today, they have been fully identified with the sedentary living culture. They now live sedentarily mainly in Diyarbakir, Elazig and Bingol.This paper attempts to demonstrate the political, social and economic evolution and progress of the tribes in the Ottoman Empire and the Republican Turkey, focusing on and starting from the Beritan tribe.
Collections