Modernlik çözümlemelerinde nostaljik perspektifler: Comte, Durkhiem, Weber ve Simmel
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada, Fransız ve Alman sosyoloji gelenekleri olmak üzere, iki önemli geleneğe mensup şahsiyetlerin sosyolojik çözümlemelerinde içkin nostaljik eğilimlerin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu geleneklerden pozitivizm ile karakterize olan ilki, Comte ve Durkheim'ın çalışmaları çerçevesinde; kültürel kötümserlik ile karakterize olan ikincisi ise Weber and Simmel'in çalışmaları çerçevesinde incelenmiştir. Bu çalışmanın amacı, incelenmek üzere seçilen şahsiyetlerce çözümlendiği biçimiyle, bir taraftan sonsuz bir ilerleme ve gelişme potansiyeli taşırken, diğer taraftan acı verici bir yitirme potansiyeline sahip olan modernliğin diyalektik karakterini göstermektir. Nostalji, bu koşullar altında, modernliğin karanlık yüzünü göstermenin eleştirel yolunu oluşturmakta ve, modernliğin sınırları içinde kalarak onu eleştirmenin imkanını sunmaktadır. Söz konusu hipotezleri desteklemek için, birinci el ve ikinci el kaynaklar kullanılarak bir literatür çalışması yapılmıştır. Seçilen şahsiyetlerin sosyolojik çalışmalarında nostaljik eğilimlerin modern toplumun çözümlemesinde iş gördüğü, ve aynı zamanda gelecek tasavvurlarına yön verdiği sonucuna varılmıştır. Fransız sosyoloji geleneğinin «takipçileri, nostaljik temalardan yola çıkıp, daha iyi bir gelecek tasavvuruna ulaşırken; Alman sosyoloji geleneğinin takipçileri nostaljik eğilimleriyle, ilk geleneğin aksine, çöküşün yoğunlaşmasını artıracağı düşüncesiyle geleceğe dair hiçbir umut olmadığını iddia etmişlerdir. In this study, it is aimed to examine the nostalgic tendencies included in the sociological analysis of the figures belonging to two crucial sociological traditions - namely French and German sociological traditions. The former, being characterized by the pozitivism, is studied in the works of Comte and Durkheim, while the latter, being characterized by the cultural pessimism is studied in the works of Weber and Simmel. The purpose of this study is to show the dialectical character of modernity which has a potential of endless progress and development on the one hand, and has a potential of misereous decade on the other; as analized by the figures chosen to be studied. Nostalgia in these circumstances forms a critical way of indicating the dark side of the modernity and it allows the possibility of criticising it, staying within the boundries of modernity. Supporting these hypothesis, it is realised a literature review - by using first and second hand resources. It is concluded that, in the sociological studies of the figures chosen, the nostalgic tendencies work in analyzing modern society, at the same time give way to the future imaginations. The followers of the French sociological tradition starting with nostalgic themes reached at an imagination of a better future; while the followers of German sociological tradition with their nostalgic tendencies claimed that there is no hope for the future; on the contrary -thinking that the future will brings up the intensification of corruption.
Collections