İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesinde Türk Anayasa Mahkemesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Demokrasi tarihi, insanoğlunun egemen güce karşı sürdürdüğü hak ve özgürlük mücadelesinin hikayesidir. Bu mücadele, devlet iktidarının yasama, yürütme ve yargı erklerine bölünmesine yol açmış, yasamanın yürütmeden ayrılarak güçlenmesi, parlamentoları insan haklarının en büyük güvencesi haline getirmiştir. Ancak 20'nci yüzyılda hukuk devleti ve demokrasi kavramında meydana gelen gelişmeler ve her iki dünya savaşı döneminde yaşanan acılar, yasama erkine karşı da insan haklarının korunması ihtiyacını doğurmuştur. Bunun sonucunda; bir yandan insan haklarının korunması çabaları uluslar arası alana taşınarak, uluslar arası ilişkilerin en zorlu konuları arasında yerini almış; diğer yandan da klasik demokrasilerde anayasa ve kuvvetler ayrılığını muhafaza için kurulan anayasa mahkemeleri, insan haklarının ulusal ölçekteki en etkili güvencesi haline gelmiştir. Bugün, insan haklarını koruma ve geliştirme işlevini üstlenen anayasa yargısı, yasama ve yürütme erklerine karşı yeni ve kurumsal bir güç olma yolunda yerini almıştır. Avrupa modeli anayasa yargısının bel kemiği olan anayasa mahkemeleri, bir yandan anayasanın kendilerine yüklediği görevler gereği iktidarın fonksiyonları arasındaki karşılıklı anayasal dengeleri ve devletin çatısını korumak, diğer yandan da anayasaya uluslar arası sözleşmelere ve hukuka, dolayısıyla da insan haklarına aykırı normları hukuk düzeninden ayıklamak suretiyle bu işlevi yerine getirirler. Öte yandan anayasa mahkemeleri, insan haklarını koruma işlevini yerine getirirken yaptıkları yorumlama faaliyeti sonucunda, insan haklarını somutlaştınr, anayasal boşlukları doldurur, bu yolda ilkeler ve ölçütler geliştirir, sürekli güncelleştirdikleri bu ölçütler sayesinde hakların içeriğini derinleştirir, hatta toplumun evrimine paralel yeni haklar türeterek insan hakları listesini zenginleştirirler. Kavramsal boyutuyla insan hakları da bu gelişme ve zenginleşmeye elverişli evrimci bir niteliğe sahiptir. Türk Anayasa Mahkemesi de, kurulduğu tarihten bu yana yorumlama - somutlaştırma ve yasa boşluğu doldurma yöntemlerini yerli yerinde ve gereğince kullanarak, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda klasik batı demokrasileri çizgisinde bir içtihat oluşturmuş ve Avrupa Anayasa Hukuku'nun bir parçası haline gelmiştir. ABSTRACT The history of democracy is the story of the humans' struggle for rights and freedoms against the ruling authorities. This struggle caused the state sovereignty to be divided into legislative, executive and judicial powers. Strengthening of legislative power through its separation from executive power made the parliaments the greatest guarantee of the human rights. Nevertheless, the changes in the concepts of democracy and the rule of law, along with the sufferings inflicted upon humanity during the two world wars, created the need for the protection of the human rights against the legislative power too. As a result, efforts for the protection of human rights have been carried to the international area and, the human rights have become one of the most difficult issues of the international politics. Furthermore, in the classical democracies, constitutional courts have become the most effective guarantee for the protection of the constitution and the separation of powers at the national level. Today, the constitutional jurisdiction, which assumes the burden of protection and progression of the human rights, is in the way of becoming a new and institutional power against the legislative and executive powers. Constitutional courts, which are the pillars of European model of constitutional jurisdiction, have two major functicns as dictated by constitution. Firstly, they protect the framework of the state and maintain the constitutional balances among the government agencies. Secondly, they cleanse the judicial system of the rules which do not conform to constitution, international agreements and laws and, consequently to human rights. On the other hand, constitutional courts concrete the human rights through interpretation while protecting the human rights. At the same time, they fill the constitutional gaps, develop principles and criteria and improve the content of the human rights. Furthermore, they broaden the list of the human rights by creating new rights in parallel with the evolution of their societies. Indeed, human rights in their conceptual dimension, do have this evolutionary characteristic for development and enrichment. Likewise, since its foundation, Turkish Constitutional Court has formed a judicial decision for the protection and progression of the human rights by employing the techniques of interpretation, concretion and filling the constitutional gaps, has become a part of the European Constitutional Law.
Collections