İdari yargı kararlarının uygulanmamasından doğan sorumluluk
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın konusunu, ?İdari Yargı Kararlarının Uygulanmamasından Doğan Sorumluluk? oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'de idare hukuku alanında yargı kararlarının türleri, uygulamaları ve söz konusu yargı kararlarının uygulanmaması halinde ortaya çıkacak sorumluluk halleri, yasal dayanakları ortaya konarak mevcut ve ilerde doğması muhtemel sorunlar değerlendirilmiştir.1982 Anayasası'nın Cumhuriyetin niteliklerini belirleyen 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin bir ?hukuk devleti? olduğu belirtilmiştir. Hukuk devletinin en önemli ilkelerinden biri de idarenin bütün eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olmasıdır. Bir hukuk devletinde, yargı kararlarının uygulanmaması kabul edilemez bir durumdur.1982 Anayasası'nın 138. maddesinde, yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları belirtilmiştir. Aynı doğrultuda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinde de idarenin, idare mahkemelerinin vermiş olduğu esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının ertelemeksizin ve gereğince yerine getirmekle zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Yargı kararların yerine getirilme süresinin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden itibaren otuz günü geçemeyeceği hükme bağlanmıştır.İdari yargı kararlarının yerine getirilmemesi halinde, gerek kararı yerine getirmeyen idarenin, gerekse kamu görevlisinin sorumluluğu ortaya çıkacaktır. Kararın yerine getirilmemesi nedeniyle, bundan zarar gören ilgililer, idare aleyhine idari yargıda, kamu görevlileri aleyhine ise, adli yargıda maddi ve manevi tazminat davası açabileceklerdir. Ayrıca, yargı kararlarının yerine getirilmemesi nedeniyle kamu görevlilerinin, cezai ve idari sorumluluğu, bakan ve başbakanların ise, siyasi sorumluluğu bulunmaktadır.Anayasa'nın 129. maddesinin 5. fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlar nedeniyle açılacak tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla, ancak idare aleyhine açılabileceği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesinde de benzer bir düzenlemeye yer verilerek kişilerin, kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlar nedeniyle açacakları tazminat davalarını ancak ilgili idare aleyhine açabilecekleri belirtildikten sonra, idarenin genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkının saklı olduğu vurgulanmıştır.Kamu görevlilerinin kusurlu davranışları nedeniyle idari yargı kararının yerine getirilmemesi sonucu tazminat ödemeye mahkûm olan idare, ödediği tazminatın iadesi için kamu görevlisine rücu edecektir. Bu bağlamda, Danıştay 5. Dairesinin 3.6.2008 gün ve E:2007/7369, K:2008/3234 sayılı kararında; yargı kararının yerine getirilmemesi sonucu tazminat ödemek zorunda kalan idarenin, kusuruyla zarara neden olan kamu personeline rücu etmesinin zorunlu olduğuna, şayet idare rücu etmezse ilgili her vatandaşın rücu davası açmakta menfaatinin bulunduğuna ve kamu görevlilerinin yaptığı hatalar nedeniyle devlet tarafından ödenen zararın topluma yükletilemeyeceğine hükmetmiştir.Çalışmamızın ilk bölümünde, idari yargılama süreci içerisinde verilen kararların neler olduğu, türleri ve nitelikleri ele alınmıştır. Bu kapsamda, idari yargıda davanın açıldıktan sonra ilk aşamasında, dava dilekçesinin ilk incelenmesi sonucu verilen kararlar ile dava açıldıktan sonra davanın esasına ilişkin kararların türlerini ve niteliklerini inceledik.İkinci bölümde, idari yargılama sürecinde verilen kararların hukuki ve fiili etkilerini ve bu kararların gereğinin nasıl yerine getirileceği konusunu irdeledik.Üçüncü bölümde, gerek idarenin ve gerekse kamu görevlilerinin idari yargı kararını uygulama zorunluluğu kapsamında, hukukumuzdaki yasal mevzuata yer verilmiştir. Diğer yandan, idari yargı kararlarının iradi olarak uygulanmaması ile zorunlu olarak uygulanamaması halleri üzerinde durulmuştur.Son bölümde ise, idarenin ve kamu görevlilerinin ayrı ayrı olmak üzere idari yargı kararını yerine getirmemesi nedeniyle hukuki, cezai, siyasi ve idari sorumlulukları üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda, yargı kararını yerine getirmeyen kamu personelinin yargılanma sürecini ve yargılama sonucu verilecek cezai müeyyide incelenmiştir. This study is on ?Responsibility Arising From Not Implementing The Verdicts Of Administrivative Jurisdiction?. In this regard, different types of verdicts in administrative law in Turkey; their implementations; and responsibilities, existing and possible issues in the future arising from not implementing those verdicts are evaluated with legal supports.The second clause of the 1982 constitution, which defines the characteristics of the republic, states that The Republic of Turkey is a ?state of law?. One important aspect of a state of law is all administrative actions and operations are under jurisdictional control. In a state of law, it is unacceptable not to implement the verdicts of jurisdiction.The 138th clause of the 1982 constitution states that legislation and executive organs and administration should obey the verdicts of jurisdiction. In the same direction, 2577 Administrative Judging Process Law, clause 28 says that it is mandatory for administrations to obey and implement the verdicts of the administrative jurisdiction without any delay. It is legally stated that the implementation of jurisdictive verdicts should be done within thirty days after the declaration of the verdict.When the verdicts of the administrative jurisdiction are not implemented, both the administration that has not implemented the verdict and the state officers have responsibilities. If the verdict is not implemented, the people who are suffered from this, can open compensation lawsuits against the administration at administrative jurisdiction, and against the officers at judicial jurisdiction. In addition, due to not implementing the administrative verdicts, state officers have criminal and administrative responsibilities whereas ministers and prime minister have political responsibilities.It is stated in the 129th clause, part 5, of the constitution that the verdicts due to the personal mistakes of the state officers can only be against their administration with the condition of recourse against them. The Law for State Officer, 13th clause, has a similar wording that indicates citizens, who will open a case for compensation due to the administrative errors of the officers, can open compensation cases against the administration, however, administration has the right of recourse against the responsible officer.The administration who is convicted to compensation due to not implementing the administrative verdict will take recourse against the state officer to get the paid compensation back. In this regard, the verdict dated 3.6.2008 with number E:2007/7369, K:2008/3234 by the 5th Office of the State Council decreed that it is mandatory for the administration to take recourse against the state officer who has fault in not implementing the verdict which in turn produces compensation, and in case the administration is not taking recourse, then any related citizen has a benefit in recourse; and also decreed that the compensation caused from the personal mistakes of the state officers cannot be charged from the public.In the first part of our study, the verdicts in the administrative jurisdiction, types of these verdicts, and their characteristics are explained. In this content, we investigated the first stage of the administrative lawsuit, verdicts after the first evaluation of the lawsuit petition, and verdicts related to the lawsuit after it is accepted.In the second part, we discussed the legal and actual effects of the administrative verdicts, and how these verdicts will be implemented.In the third part, constitutional regulations in the law, regarding the mandatory implementation of the administrative verdicts either by the administration or by the state officers, are given. In addition, the cases where the administrative verdicts are not implemented willingly or where they cannot be implemented are analyzed.In the last part, the legal, criminal, political and administrative responsibilities of both the administration and the state officers, arising from not implementing the administrative verdicts, are described. In this regard, trial process of the state officer who do not implement the verdict and the resulting punishment of the lawsuit against the state officer are analyzed.
Collections