Ahmet Vefik Paşa`nın `Hikmet-i Tarih`i` transkripsiyon ve değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Ahmet Vefik Paşa'nın eseri olan Hikmet-i Tarih, (Tarih Felsefesi) Osmanlı Dev-leti'nde, tarih felsefesi ve metodolojisi alanında yazılmış ilk eserdir. Ama ne yazık ki bu eser, Ahmet Vefik Paşa'nın en az tanınan kitabıdır. Onun Divan-ı Muhasebat reisi iken, Darü'l Fünûn'da verdiği tarih dersleri, daha sonra 26 Şubat- 9 Nisan 1863 tarihleri ara-sında, Tasvir-i Efkâr Gazetesi'nde, ?Hikmet-i Tarih? adı altında tefrika edilmiştir. Eser, ?Fasl-ı Evvel?, ?Fasl-ı Sâni? ve ?Fasl-ı Sâlis? şeklinde üç bölümden oluşmaktadır. ?Mukaddemat-ı Tarih? başlığı altında yer alan ve birinci bölüm olan ?Fasl-ı Evvel?de Ahmet Vefik Paşa, tarihin, felsefenin ve tarih felsefesinin tanımını yapmış; tarih ilminin ve metodolojisinin öğrenilmesinin öneminden ve gerekliliğinden bahsetmiştir. O, bu bölümün devamında, dünyanın yaşı ile ilgili, İbrani, Katolik, Rum, Hint ve Çin halkının kabul ettiği farklı tarihler ve kullanılmış olan takvimler ile Hicrî ve Miladi takvimlere göre yaratılış hesaplamaları hakkında bilgi vermiştir. Eserinde Ahmet Vefik Paşa, in-sanlık tarihinde meydana gelen olayları, Hicret'ten önce ve Hicret'ten sonra olmak üze-re iki büyük kısma ayırmıştır. O, tarihteki büyük olayları, her devrin olaylarının özellik-lerini, birbirleriyle kıyaslayarak, tarih felsefesi konusunda, ilk ve önemli bir eser vücuda getirmiştir. Hicret'ten önceki İlkçağ dönemi ile Hicret'ten sonraki Ortaçağ ve Yeniçağ dönemini de kendi arasında dört kısma ayıran Ahmet Vefik Paşa, tarih ilminin faydaları, kaynakları ve faydalandığı ilim dalları hakkında bilgi vererek, Fasl-ı Evvel bölümünü bitirmiştir.İkinci bölüm olan ?Fıtrat ve Tufan? başlığının yer aldığı ?Fasl-ı Sâni?de Ahmet Vefik Paşa, dünyanın, insanoğlunun yaratılışını ve Nuh Tufanı'nı; hem bilimsel kaynak-lara, hem de Yahudi ve Hristiyanlar'ın dîni kitaplarına dayanarak açıklamaya çalışmış-tır. ?Hikmet-i Tarih?te, dünyanın yaratılışını, insanlığın geçirdiği evreleri, tarihsel bilgi-lere ve neden - sonuç ilişkisine dayanarak anlatan Ahmet Vefik Paşa'nın, kitabının bazı bölümlerindeki açıklamalarını, dini kitaplara dayandırması, onun bazen, Ortaçağ'da dinsel etkilerin görüldüğü klasik tarihçilikten de etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bu anlamı ile ?Hikmet-i Tarih?, bir geçiş özelliği gösterir. Yani; eser, klasik tarihçilik anla-yışı ile aydınlanmacı tarihçilik anlayışı arasında kaldığından dolayı, bazı çelişkiler içermektedir. Ahmet Vefik Paşa, bu eseri oluştururken, olayları objektif bir bakış açısıy-la ele almış, tarihi hadiseler konusunda, bu işin ehillerince yapılacak araştırmaların doğ-ru ve güvenilir kaynaklara dayandırılması gerektiğinin önemine dikkat çekmiştir. Ona göre, tarihi olayları aydınlatmada, dört türlü kaynak vardır: Semavi kitaplar, ilkçağlarda yazılan rivayet mahiyetindeki eserler, bazı destan ve efsaneler, kazılar sonucu bulunan bazı materyaller? Önemli olan bu kaynakların tarihi yöntem ve teknikler çerçevesinde (metodoloji), olayların sebep ve sonuçlarıyla birlikte, objektif bir bakış açısıyla ele alınmasıdır.Ahmet Vefik Paşa, eserinde, jeoloji, arkeoloji, antropoloji gibi ilim dallarından faydalanarak, dünyanın, denizlerin, karaların oluşumu gibi konularda bilgiler vermiştir. Yapılan kazılar sonucu bulunan hayvan iskeletlerinin, şimdikilerden farklı olduğunu vurgulayarak, canlılar âleminin geçirmiş olduğu evreler olduğuna dikkat çekmiştir. Ahmet Vefik Paşa, etnoğrafya biliminin ışığında, insan ırklarının fiziki yapıları hakkın-da açıklamalarda bulunmuştur. Böylece bu bilim dalını da tanıtmış olmaktadır. Yine bu bölümde anlattığına göre, insanlık, Fırat ile Hint Nehri arasında çoğalmış ve yayılmıştır. İlk medeniyetlerin yaşayış tarzlarına da bu bölümde değinen Ahmet Vefik Paşa'ya göre, insanlık göçebe olarak yaşarken, avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını sürdürüyordu. Za-manla insanların birtakım sapkınlıklarından dolayı, yeryüzünde Nuh Tufanı'nın yaşan-dığı ve yeryüzünün şeklinin, bitki ve hayvan türlerinin yeniden dünyaya yayıldığı, bu bölümde anlatılanlar arasındadır. Ahmet Vefik Paşa, Hz. Nuh'un atalarını ve silsilesini, doğum ve ölüm tarihlerini, Tevrat'a dayandırarak, bir liste halinde çıkarmıştır.Eserin son bölümü olan ?Fasl-ı Sâlis?, ?Teşkil-i Milel-i Kadime? başlığı altın-da yer almıştır. O, bu bölümde, Tevrat'taki söylemlerden faydalanarak yeryüzünde geçmişten günümüze yaşamış olan çeşitli milletlere ait, dinler, diller, ırklar ile bunların (Sam, Ham ve Yafes) kökenleri ve birbirleriyle etkileşimleri konusunda bilgiler vermiş-tir. Yine, bu bölümde, Türkler'in anayurtlarından ayrılışları ve dünyada yayıldığı bölge-lerden de bahseden Ahmet Vefik Paşa'nın eseri, burada yarım kalmıştır.Ahmet Vefik Paşa'nın savunduğu tarihçilik anlayışı, 18. yüzyıl Aydınlanmacı tarihçilik anlayışıdır. Aydınlanmacı filozofların ilerlemeci tarih görüşüne benzer bir tarih görüşünü benimseyen Ahmet Vefik Paşa, insanlık tarihinin iyiye ve mükemmeli-yete doğru gittiği görüşünü kabul etmiştir. Bu dönemin yaygın görüşü, tarihte bir iler-leme olduğu inancıdır. İşte, aydınlanma dönemi tarihçiliği, ilerlemeye duyulan derin inanç ve tarih bilimine duyulan güven duygusu ile beraber, milli bilinci geliştirecek her türlü çabanın gösterildiği ve milli tarih yazıcılığına da özel bir önemin verildiği bir ta-rihçiliktir. Bu dönemde, eskinin nakilci ve aristokratik tarihçiliği, yerini tarihsel olaylar-da, neden-sonuç ilişkisine önem veren bir tarihçilik anlayışına bırakmıştır. 18. yüzyıl, daha önce birbirlerinden ayrı tutulan, felsefe ile tarih kavramlarının, bir araya getirile-rek, ilk defa tarih felsefesi teriminin kullanıldığı yüzyıl olmuştur. Bu yeni metodolojik yaklaşım, Tanzimat'tan sonra Osmanlı Devleti'nde de etkili olmaya başlamış; tarihçilik-te benimsenen vak'anüvislik geleneği, bir kenara bırakılmıştır. Aydınlanmacı tarih gö-rüşü, 18. yüzyılın başlarında, tarihin bilim olarak görülmeyip, doğruluğundan şüphe edildiği, kuşkuyla bakıldığı dönemlerin geride bırakıldığı, hatta tarihe özel bir ilginin verildiği dönemdir. Ahmet Vefik Paşa'ya göre tarihçilikte, pragmatik bir anlayış olma-lıdır. Ona göre, tarih sayesinde insanoğlu, geçmiş olaylardan aldığı bilgi, tecrübe ve analiz yeteneği ile gelecekte kendine doğru bir yön belirler. Böylece, insan aklı, karan-lıktan aydınlığa doğru olgunlaşarak ilerler. Eser, o zamana göre çok sade bir dille ya-zılmıştır. Hikmet-i Tarih, (Philosophy of History)the work of Ahmet Vefik Paşa, is the first work written on Philosophy of History and Methodology during Ottoman Empire. But unfortunately this work is the least known one of Ahmet Vefik Paşa. History lessons while he was the principle of Divan-ı Muhasebat, later given between 26 th February, 9 th Aprıl 1863, was written in the newspaper Tasvir-i Efkâr as Hikmet-i Ta-rih. This work consists of three parts as ?Fasl-ı Evvel?, ?Fasl-ı Sani? and ?Fasl-ı Salis?. In ?Fasl-ı Evvel? Ahmet Vefik Paşa, defined History, Philosophy and Philosophy of History and also mentioned about the importance of study of history. He also gave details about the age of the universe, dates, calendors used by İbranis, Katholics, İndions and Chineese. Ahmet Vefik Paşa, divided the events in history of human being into two as before emigration and after emigration. He outlined important events and speciality of events by comparing them. Antiquity before emigration Middle age and French revolution after emigration was divided into four groups and he informed public about profits of history science, sources and completed ?Fasl-ı Evvel? part.İn the second part called ?Fıtrat and Tufan? and ?Fasl-ı Sani? Ahmet Vefik Paşa tried to explain the existence of the universe and human being basing on scientific sources and Religious boks of Christions. He wrote about existence of the universe and periods of humanity with the basis of historical information. His confiding explanations religious boks approved his being affected by classical historians. With this meaning his new work took the events into consideration objectively for him there are four types of sources in lightening historical events, religious books, books of rumor, some legends and materials found in excavations. The most important thing is that this sources had to be token in to account objectively.Ahmet Vefik Paşa, in his work gave information using geology, archeology, antropology about existence of the universe, seas, lands, continents. As the result of excavations made some animal skeletions were found and they were very different from the animals today. He also mentioned about the evolution of living creatwes. Ahmet Vefik Paşa, under the light of etnografic science made explanations about physical structures of human races. Thus he introduced this science. According to him, humanity increased between the river Fırat and the river İnhia. He mentioned about the life style of first civilizations. For him while humanity lived nomadic survived their life hunting. İn the course of time. The flood Nuh occured because of human?s deviants, the shape of landscape, kınds of plants and animals spreaded out. Ahmet Vefik Paşa also listed the ancestors of Hz. Nuh, his relatives, dates of birth and death relying on the holly book the old Testament.The last part of the work ?Fasl-ı Salis? took place under the head of ?Teşkil-i Milel-i Kadime.? İn this part he gave information about different types of nations, languages, races and their roots. And also he mentioned about departure of Turks from their land and places that they conquered but this work was uncomplated.The Understanding of History that was defended by Ahmet Vefik Paşa in 18. century is called approach of informative historianship. Ahmet Vefik Paşa took over the opinion of informative historianship and he made people accept that human history was going towards better. The common opinion of this term is that there happened development in history. Luminous historianship period is the period that was given importance to the trust to national conscions. İn this period the old aristocrat historianship lost, it?s importance and the understanding based on cause- result approach. İn 18 th century history and philosophy was gathered but before then they were kept seperate. 18 th century was the time historian philosophy term was used for the first time, This new methodologic opproach became effective after Tanzimat. İn Otoman period ? Vak?anüvism? tradition was left luminous historian approach wasn?t accepted as a science at the beginning of 18 th century but suspected of it?s straightness. According to Ahmet Vefik Paşa in historianship there should be an approach of pragmatic. For him human being finds a new way by the sake of experience gained because of previous events. So human intelligence goes towards light from darkness by being mature. This work was written in a very pure language.
Collections