Çift taraflı kemik içi defektlerin tedavisinde trombositten zengin fibrin ile mine matriks türevi kombinasyonunun klinik ve radyografik olarak değerlendirilmesi: 6 aylık takip
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada kemik içi defektlerin tedavisinde mine matriks türevi ile elde edilen sonuçlara trombositten zengin fibrinin katkısını değerlendirmek amaçlanmıştır. Çalışmamızda split mouth dizayn kullanılarak 28 çift kemik içi defekt randomize olarak mine matriks türevi veya mine matriks türevi ile kombine trombositten zengin fibrin ile tedavi edilmiştir. Tedaviden hemen önce ve tedaviden sonra 6. ayda sondalama cep derinliği, klinik ataşman seviyesi, dişeti çekilmesi, defekt dolum yüzdesi ve çizgisel kemik artışı miktarını içeren klinik ve radyografik ölçümler değerlendirilmiştir. Operasyon öncesinde yapılan klinik ve radyografik ölçümler ve cerrahi esnasında yapılan ölçümler her iki grupta benzer bulunmuştur. Cerrahi sonrası yapılan ölçümlerde her iki grupta cep derinliğinde önemli derecede azalma ve klinik ataşman kazancı sağlanmasına rağmen gruplar arası fark tespit edilmemiştir. Mine matriks türevi ve mine matriks türevi - trombositten zengin fibrin grupları karşılaştırıldığında, defekt dolum yüzdesi ve çizgisel kemik artışı parametreleri de istatistiksel olarak farklı çıkmamıştır. Sonuç olarak; her iki tedavi yöntemi ile önemli bir klinik iyileşme ile sağlanmıştır. trombositten zengin fibrin eklenmesi klinik ve radyografik sonuçları geliştirmemiştir. Aimed to evaluate the possible contribution of platelet rich fibrin to the results obtained with enamel matrix derivative in the treatment of infrabony defects in this study. Using a split-mouth design, 28 paired infrabony defects were randomly treated either with enamel matrix derivative or with enamel matrix derivative-platelet rich fibrin combination. Clinical and radiographic measurements including probing depth, clinical attachment level, gingival recession, defect fill percentage and linear bone growth were recorded at baseline and at 6 months following therapy. Preoperative pocket depths, attachment levels and transoperative bone measurements were similar for the enamel matrix derivative and enamel matrix derivative-platelet rich fibrin groups. Although postsurgical measurements revealed a significantly greater reduction in pocket depth and clinical attachment gain in both groups, no intergroup difference was detected. When compared between enamel matrix derivative and enamel matrix derivative-platelet rich fibrin groups groups, defect fill percentage and linear bone growth parameters were not also statistically different. As a result, both therapies resulted in significant clinical improvement in the treatment of infrabony periodontal defects. Addition of PRF did not develop the clinical and radiographic outcomes.
Collections