Madencilik sektörü faaliyetlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunun 6331 sayılı kanun kapsamında risk değerlendirmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Madencilik sektörü, maden arama evresinden üretimine ve nakliyesine kadar birçok alanı kapsadığından dolayı çok fazla risk içeren bir sektördür. Madencilik faaliyetleri sırasında meydana çıkan risklerin yeterince önlenememesi nedeni ile sektör yüksek iş kazası oranları ile anılmaktadır. Madencilik sürekli olarak değişen doğa şartlarına karşı ortam koşullarına ayak uydurarak üretim yapmak esasına dayanır. Bu nedenle madencilik faaliyetleri sırasında oluşacak riskler doğru bir biçimde tanımlanmalı ve değerlendirilmelidir.Gün geçtikçe gelişen iş sağlığı ve güvenliği kavramı sonucunda risk değerlendirmesi, ülkemizde iş güvenliği kültürünün oturmaya başlaması ile aktif olarak yapılmaya başlanmıştır. Dünyada meydana gelen iş güvenliği alanındaki olumlu gelişmeler ışığında ülkemizde de risk değerlendirmesinin önemi anlaşılmıştır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu sürekli olarak revize edilmekte ve risk değerlendirmesi hususu sürekli geliştirilmektedir. Bütün işletmelerde ve tabii olarak maden işletmelerinde risk değerlendirmesi yapmak yasal zorunluluktur. İşletmelerde risk değerlendirmesini yapmanın işletmeye getireceği olumlu katkılarının yanında ülkemize de sağlayacağı yararlar göz ardı edilmemelidir.Maden ocakları bilindiği üzere ekonomiklik ve işletilebilirlik bakımından yeraltı ve yerüstü üretim yöntemleri ile maden çıkarma faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Her iki üretim yönteminin de kendine has tehlikeleri bulunmaktadır. Bu tehlikeler yapılan risk değerlendirmeleri ile belirlenerek önleyici faaliyetler planlanmalıdır. Bu çalışmada madencilik sektöründe faaliyet gösteren yerüstü ve yeraltı işletmelerinde saha çalışmaları ve gözlemler sonucu yapılan risk değerlendirmelerine yer verilecek olup, mevcutta olan ve alınması gereken önlemler belirtilecektir. Ayrıca çıkan analiz sonuçlarının benzerlik ve farklılıkları karşılaştırılacaktır. The mining industry is a sector that contains too much risk because it covers many areas from exploration stage to production and shipping. This sector is known for high rates of occupational accidents due to lack of sufficient precautions to prevent the risks during mining operations. Mining is based on the idea to keep up production against the constantly changing natural conditions. Therefore, the risks that occur during mining activities should be identified and assessed properly. Occupational health and safety risk assessment began to be active as a result of the fact that the concept of work safety has been developed in our country. In the light of the positive developments in the field of occupational safety occurring in the world have helped us understand the importance of the risk assessment in our country. No. 6331 Occupational Health and Safety Law is constantly being revised and risk assessment issues are constantly being developed. And as in all the business, in the mining industry, too, risk assessment is a legal requirement. That the risk assessment will bring a positive contribution not only to the business done but also to our contry should not be ignored. Mines, as known, realize its mining activities with underground and surface methods in terms of affordability and interoperability. And both production methods have unique hazards. Preventive actions should be planned and carried out on risk assessments identified. This study involves the risk assessment made in field studies and observations in surface and underground business operating in the mining sector and present and to-be-taken measures are specified. It will also compare the similarities and differences of the analysis results.
Collections