Kentsel kullanımda kamusal mekan pratikleri: Karşıyaka`da (İzmir) toplum merkezleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tarihsel süreklilikte yaşanan çevresel, bilimsel ve sosyo-ekonomik dönüşümler etkilerini öncelikli olarak gündelik hayat ve bunun bir sonucu olarak da birey ve toplum üzerinde gösterir. Karmaşık ilişkiler ağı ile donatılmış olan gündelik hayattaki tüm karşılaşmalar, toplumsal olanın sahnesi kamusal alan ve bireye ait olan özel alan içerisinde şekillenir. Bireye ve topluma ilişkin parametreleri barındıran özel ve kamusal alan ve bunlar arası ilişkiler, tarih boyunca pek çok düşünürün bu kavramları irdelemesine ve onlara yönelik yaklaşımlar geliştirmesine neden olmuştur. Panoptikon metaforu ile ilişkilendirerek biyoiktidar ve biyopolitika kavramları üzerinden kamusal alan çözümlemeleri yapan Michel Foucault, kamusal alan, beden, iktidar ve gözetim arasındaki ilişkileri açıklayarak kamusal alan okumalarına farklı bir boyut kazandırır. Bu tür bir okuma yaklaşımı ile ele alındığında; tüketimin gölgesindeki günümüz kamusal alanının giderek toplumsallığını yitirdiği anlaşılır. Nitekim gündelik hayatın yoğun ve hızlı akışı altındaki bireyler, kentsel mekan içerisine sıkışıp kalırken aynı zamanda kişisel potansiyellerini keşfetmelerini engelleyen fiziksel ve zihinsel yorgunluklar yaşayabilmektedirler. Sorunun önlenebilmesi maksadıyla, ulusal ve uluslararası alanlarda idarelerce birçok uygulama gerçekleştirilmektedir. Tarihsel art alanı ve ilk örnekleri başta Avrupa, sonrasında ise Amerika'da görülen toplum merkezleri bu araştırmanın mekansal odağını oluşturmaktadır. Söz konusu merkezler, kişisel yetenek ve becerileri arttırarak günümüz toplumsal yapısını rehabilite edecek uygulamalar olarak dikkat çekmektedir.Toplumsal yapıdaki bütünleştirici rolü güçlü olan bu merkezlerin, kentsel alandaki konumları, mekansal karşılıkları ve yeterlilikleri ile işleyiş mekanizmaları irdelenmeli ve tartışılmalıdır. Bu sebeple kavramın tarihsel bağlamına ilişkin sorgulamalarla birlikte, dünyadaki ve Türkiye'deki yeri üzerinden kentsel mekanda nasıl temsil edildiğinin ortaya konması araştırmanın temel gayesidir. Nitekim bu tez çalışması, toplum merkezlerinin tarihsel art alanını ulusal ve uluslararası alanda aralayarak, mekana ve işleyişe yönelik nitelikli ve özgün dünya örneklerini irdeler. Bu bağlamda araştırmayı dünya ölçeğinden yurtiçi ölçeğine kaydırarak örneklem alanı olan İzmir Karşıyaka'daki sekiz adet mahalle merkezine odaklanır. Merkezlere ilişkin çözümlemelerin sonunda idarelere altlık olabilecek bir öneri rehber ihtiyaç programı oluşturur. Elde edilen veriler doğrultusunda Karşıyaka İlçesi üzerinden saptamalarda bulunur. All environmental, scientific and socioeconomic transformations happening under historical continuity, show their implications primarily on daily life and as a natural result of this on the individual and society. All the daily encounters embellished with a network of complex relations are shaped in the public sphere and the individual's private sphere which are the platforms of social sphere. In this context, public and private spheres that contain parameters regarding the individual and the society, as well as their interrelations, have moved myriad of scholars throughout history to scrutinise these two concepts and develop various approaches. In this regard, Michel Foucault who makes public sphere analyses through the concepts of biopower and biopolitics in connection to panopticon metaphor, add a new dimension to the public sphere studies by providing explanations for the relations between public sphere, body, power and surveillance. When treated with this kind of an analysis method; it becomes clear that, under the shadow of consumption, public sphere is losing its public aspect. Hence; individuals, while being stuck in the urban space, may concurrently experience physical and mental exhaustions under the intense and fast flow of daily life which hinders individuals to discover their potential. For alleviating or even preventing the problem, many practices are being put into action by national and international administrations. In this context, community centres with a historical background and with their first examples primarily in Europe and later in the United States of America, constitute the spatial focal point of this study. Centres at hand, through developing personal talent and skills, attract attention as practices that offer rehabilitation and enhancement to today's societal structures. Within this scope, with their positions in urban spaces, their spatial equivalents and competencies along with their modus operandi, the centres at hand that have strong integrative roles on social structure must be examined and discussed. In this regard, alongside with the inquiries directed at the historical context of the concept at hand, revealing its representation both in the world and Turkey at the urban space is the main purpose of this study. Thus, the thesis, via unveiling the historical background of community centres in both national and international areas, examines qualified and authentic world samples regarding space and function. In accordance to this, by shifting the study into domestic scale from the global scale it focuses on 8 neighbourhood centres in İzmir's Karşıyaka district, which is the sample space, and after the analysis regarding the relevant centres it generates a proposed guide requirement program which may serve as a base for the administrations. In line with the acquired data, it provides assessments over the Karşıyaka district.
Collections