Türkiye`de XVII. yüzyıldaki dini çatışmalara sosyolojik bir bakış (Kadızadeliler ve Sivasiler)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul'da, iki dinsel zümre arasında toplumsal hayatı etkileyen çatışmalar gözlemlenmektedir. Çatışmanın tarafları, belli karizmatik kişiler ve onların telkin ettiği inanç örüntülerine bağlı, Kadızadeliler ve Sivasiler diye anılan topluluklardır. Kadızadelilerin Osmanlı Devlet yönetimini etkilemesi, Sivasilerin çeşitli baskılara maruz kalmasına yol açmıştır. Karşılıklı olarak yazılan ve halk arasında okunan çeşitli risaleler, insanların davranışlarını etkilemektedir. Tartışmalar özellikle, camilerde vaaz vererek taraftarlarını yönlendiren vaizler arasında, birbirlerini ağır suçlamalarla cereyan etmekte; suçlamalar bazen çok şiddetli bir şekil almakta, camide bile kavga çıkarılarak adam öldürülmektedir. Bu çatışmalar sadece dinsel zihniyet farklılığından ileri gelen ilişkiler olarak görülemez; dinsel anlayışta aşırılıkla birlikte, sözgelişi, Kadızadeliler ile ilgili gözlemlenebildiği üzere, padişah ve Devlet ricali üzerinde nüfuz elde ederek, kendi zihniyetleri ve menfaatleri doğrultusunda müdahalelerde bulunmak mümkün olmaktadır. Toplumun nizamını, huzurunu sağlayıcı başlıca otorite olarak Devlet, olaylar karşısında, şeyhülislam fetvasıyla bazen Kadızadelilerin istekleri doğrultusunda tekkeleri kapatıyor, devranı ve açık zikri yasaklıyor; bazen de Kadızadelilere müdahale etmek durumunda kalıyor. Bu tartışma ve çatışmaların Simmel, Pareto, Djilas gibi kuramcıları doğruladığı görülmektedir. Pareto, bir dinsel zümrenin kendi ahlak anlayışını tüm topluma uygulamak istemesinin çatışmaya yol açtığını ifade eder. Djilas'a göre, devlet harcamaları ve faaliyetlerinden faydalananlar ile faydalanamayanlar arasında çıkar çatışmaları meydana gelmektedir. Simmel'in kuramında ise, çatışan zümrelerin etkili bir durumda olan üçüncü bir kişi veya zümreye yakın durmaya çalıştığı belirtilmektedir. Kadızadeliler ile Sivasiler arasında, Devlet otoritesine yakın durmaya çalışmaları bakımından bir benzerlik görülmekte; ama Kadızadelilerin Osmanlı yönetim kurumunda nüfuz elde etmeye çalışmaları ile kendi dinsel zihniyet ve ahlak anlayışlarını toplumun tümüne yaymak istemelerinden çatışmaların çıktığı görülmektedir. Conflicts affecting the social life between two religious groups in Istanbul, the capital of the Ottoman Empire in the 17th century, have been observed. The parties of conflicts were some charismatic persons and communities called as `Kadizedeli`s and `Sivasiler` the religious fanatics. The effect of `Kadizadeli`s on the governing of the Ottoman Empire caused the `Sivasi`s to remain under various pressures. Various pamphlets written and read by the public have affected the behaviors of people. Discussions and heavy accusations have been in mosques by preaches, even such accusations reached to killing. These have arisen not only from extreme religious discrepancy but also from intervention in direction of benefits and mentality of `Kadizadeli`s by effecting upon the Ruler and the Empire. The Empire, the main authority regulating the order and peace of the society, cancelled the religious lodges in direction of wishes of `Kadizadeli`s or by religious opinions of the Sheikh, banned the comments of fate, and sometimes contravened the `KadizadelP's. Simmel, Pareto and Djilas verified such conflicts. Pareto explained the ethics of any religious community caused conflicts. Djilas explained that there have been conflicts among those who benefited by the empire subsidies and those who did not benefit. Simmel explained that the conflicting party had been a third person or any person near to that party. There was similarity in regards of approach of 'KadizadelP's and `Sivasi`s. `Kadizadeli`s tried to obtain the power of authority in the ruling of the empire and tried to diffuse their mentality and ethic views upon the people. Vll
Collections