Muhyiddin el-Kafiyeci`nin Nüzhetu`l-İhvân adlı eserinin edisyon kritiği, tefsir ve dil yönünden incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tahkikini yaptığımız Nüzhetü'l-İhvân adlı eserin müellifi Muhyiddin el-Kâfiyeci hicri sekizinci asırda yaşamış ve birçok ünlü âlime ve sultanlara hocalık yapmış önemli âlimlerdendir. Bu eserin birinci bölümünde ideal bir müfessirde bulunması gereken özellikleri sıralamıştır. Daha sonra müellif Kur'an'ın mu'cizeliğinin sadece sûre bâzında değil, uzun âyetlerde de bulunabilineceğini işlemiştir. Örnek olarak Hud suresinin `Onlar dediler ki Ey Lut biz senin rabbinin elçileriyiz. Onlar sana ulaşamayacaklar. Gecenin bir kısmında ailenle beraber yola çık. Sizden hiç kimse arkasına dönmesin; eşin hariç. Durum şu ki, kavmine isabet edecek olan musibet ona da isabet edecektir. Onların vakti sabahtır. Sabah yakın değil midir?` mealindeki 81. âyetini verir. Bu âyette geçen kelimelerin sarf, nahv, beyan, meâni ve bedî' gibi özelliklerini yeri geldikçe açılar. Daha sonra bir başka bölümde yine Hud suresinin ` Ve dendi: `ey yer suyunu yut. Ve ey gök suyunu tut.` Su çekildi ve emir yerine getirildi. Ve Cûdi'nin üzerine gemi oturdu. Ve `zalim kavimler uzakta olsun` denildi` mealindeki 44. âyetini aynı usulle tefsirini yapar.Eserimizin Türkçe kısmında müellifin dile ve belağata bakışını ele aldık ve gördük ki, müellif temel dil ve i'caz konusunda kendisinden önceki âlimlerin çoğuyla aynı görüşü paylaşmaktadır. Anahtar Kelimeler: İ'caz, Tefsir, Âyet, Sûre, Lût Muhyiddin el-Kafiyeci, the author of the masterpiece named Nüzhetu'l-İhvan which we have investigated, is among the important scholars who lived in the eighth century AH and educated many famous scientists and sultans. In the first chapter of this work, he arrayed the characteristics which must be of an ideal glossator. Then, the author handled that the miracle of Qur'an can be found not only on the basis of sura but olso in long verses. As an example, he gives the 81. verse's explanation of Hûd sura ''They (Messengers) said: '' O Lout (Lot)! Verily, we are the messengers from your Lord! They shall not reach you! So travel with your family in a part of the night, and let not any of you look back, but your wife (will remain behind), verily, the punishment which will afflict them, will afflict her. Indeed, morning is their appointed time. Is not the morning near?'' He conditionally explains the features of the words in this verse like expenditure, nahw, declaration, meaning uniqueness. The in another chapter he makes the gloss of the 44th verse ''And it was said, 'O earth, swallow your water, and o sky, withhold (your rain). '' ''And the water subsided, and the matter was accomplished and the ship cae to rest on the (mountain of) Judiyy. And it was said, ''Away with the wrongdoing people'' in the same way.In the Turkish part of our work, we handled the author's regards to language and rhetoric, and we saw that the author shares the same opinion with most of the previous scientists, about basic language and concision.Keywords: Concision, Gloss, Verse, Sura, Lout
Collections