Hemodiyaliz ve sürekli ayaktan periton diyalizi hastalarında depresyon ve anksiyete bozuklukları, yaşam kaliteleri, cinsel hayatları ve stresle başa çıkma tutumları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu araştırmanın amacı hemodiyaliz ve sürekli ayaktan periton diyalizi (SAPD) tedavisi uygulanan kronik böbrek hastaları ve kontrol grubu hastalarını depresyon ve anksiyete bozuklukları, yaşam kaliteleri, cinsel hayatları ve stresle başa çıkma tutumları açısından değerlendirmektir. Çalışmamızın örneklemi İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve 2 özel diyaliz merkezinde tedavi gören hemodiyaliz(n=42) ve SAPD(n=41) hastalarından oluşmaktadır. Bununla birlikte hasta gruplarıyla benzer sosyodemografik özellikler gösteren 41 sağlıklı kişide çalışmaya alındı. Hastalarda psikiyatrik bozukluk varlığını belirlemek amacıyla ilk görüşmede DSM-IV Eksen-I Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID-I) uygulandı. Ayrıca Hastane Anksiyete ve Depreyon Ölçeği (HADS), Kısa form-36, Stresle Başa Çıkma Tutumları Ölçeği(COPE), Arizona Cinsel Yaşantılar Ölçeği(ACYÖ) ve sosyodemografik veri formları uygulandı. Çalışmamızda; SCID-I'e göre diyaliz hastalarının %59,5'i, SAPD hastalarının %53,7'i ve kontrol grubunun %26,8'ine psikiyatrik bozukluk tanısı konuldu. Her üç grupta da en sık depresif bozukluklar görüldü. Her ne kadar en sık hemodiyaliz hasta grubunda görülse de depresif bozukluklar, cinsel işlev bozuklukları ve anksiyete bozuklukları açısından hemodiyaliz ve SAPD grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Stresle başa çıkmada hemodiyaliz hastaları SAPD hastalarına göre istatistiksel açıdan anlamlı olarak daha fazla işlevsel olmayan başa çıkma tutumlarını kullanmaktadırlar. Yaşam kalitelerine bakıldığında ise SAPD hastalarının fiziksel komponent puanları hemodiyaliz hastalarının fiziksel komponent skorlarından istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksektir. Ruhsal komponent skorlarıda SAPD hasta grubunda yüksek olmakla birlikte aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildir. Sonuç olarak hastaların psikiyatrik açıdan değerlendirilmesi psikiyatrik morbiditenin azaltılması ve yaşam kalitesinin arttırılması için oldukça önemlidir. The aim of this study is to evaluate depression, anxiety disorders, quality of life, sexual life and coping strategies with stress in chronic renal disease patients treated with hemodialysis, continuous ambulatory peritoneal dialysis(CAPD) and healthy control groups . The study sample was composed of patients who were undergoing hemodialysis (n=42) and CAPD (n=41) in Istanbul University, Istanbul Faculty of Medicine Hospital , Istanbul Education and Research Hospital and two private dialysis center. However, 41 healthy person having similar sociodemographic properties with the patient groups were chosen. Firstly we identified psychiatric disorders by using a structured clinical interview for DSM-IV Axis I Diagnosis (SCID-I). Additionally, Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS), Short Form-36, Coping Strategies with Stress Inventory, Arizona Sexuel Experiences Scale(ASEX) and Questionnaire for Sociodemographic Information were applied. In this study; according to SCID-I; 59,5% of dialysis patients, 53,7% of CAPD patients and % 26,8 of controls were diagnosed with a psychiatric disorder. The most common disorder was depressiv disorders all of the groups. Although this disorders were mostly seen in hemodialysis patients, there was no statistically significant difference between hemodialysis and CAPD groups in depressive disorders, sexual disfunction and anxiety disorders. According to ASEX; 78,6% of hemodiyalysis and 65,9% of CAPD patients have sexual function disorders. The disfunctional coping strategies that used by hemodialysis patients were significantly higher than CAPD patients. As we assessed the quality of life, physical component scores of CAPD patients were significantly higher than the score of hemodialysis patients. Psychological component scores of CAPD patients were also higher than hemodialysis patients but the difference between the two groups were not statistically significant. Finally, we suggest that psychiatric assesment of these patients is essential to diminish pscyhiciatric morbidity and to enhance of quality of life.
Collections