Sir Walter Scott`un romanlarında iktidar ve kaçınılmaz tarihsel değişim: Waverley, Rob Roy, The Bride of Lammermoor

Abstract

II ÖZET YÜKSEK LÎSANS TEZİ SIR WALTER SCOTT'UN ROMANLARINDA İKTİDAR VE KAÇINILMAZ TARİHSEL DEĞİŞİM: WAVERLEY, ROB ROY, THE BRIDE OFLAMMERMOOR Kubilay GEÇİKLİ Danışman: Doç. Dr. Kamil AYDIN 2005-SAYFA:117 Jüri: Doç. Dr. Kamil AYDIN Prof. Dr. İbrahim YEREBAKAN Prof. Dr. Fehmi EFE On dokuzuncu yüzyıl İngiliz romanının en çok dikkat çeken isimlerinden biri olan Sir Walter Scott, yüzyılın ilk çeyreğinde yazmaya başladığı romanlarıyla tarihsel roman olarak adlandırılan roman türünün ilk örneklerini vermiştir. Scott, yapıtlarında özellikle 1707'de meydana gelen İngiltere'yle birleşme sonrası İskoçya tarihi üzerine odaklanmıştır. Yazar anlatımını tarihsel gerçeklerle yoğururken, bir taraftan da İskoçya'nın kültürel ve toplumsal özelliklerini ön plana çıkarmış, böylece İskoç ulusal efsanesinin yaşatılması ve sonraki nesillere aktarılmasında önemli rol oynamıştır. Çalışmada görüşleri temel alınan yirminci yüzyılın ünlü Fransız düşünürü Michel Foucault ise bütün Batı felsefe tarihini sorgulayıcı bir tavırla incelemiş, iktidar kavramına getirdiği yeni bakış açısıyla geleneksel makro iktidar kavramının yetersiz kaldığını iddia etmiş ve bunun yanında bir de mikro iktidar kavramının varlığından söz edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu çalışmada Sir Walter Scott'un Waverley, Rob Roy ve The Bride of Lammermoor adlı romanları Foucault'nun iktidarla ilgili görüşleri de dikkate alınarak incelenecektir. Her üç roman da iktidarın dayatmasıyla değişim sürecine giren İskoçya'yı farklı yönleriyle tanıtmakta ve okuyucuya tarihsel bir bakış açısıyla olayları değerlendirme şansı vermektedir.

II ÖZET YÜKSEK LÎSANS TEZİ SIR WALTER SCOTT'UN ROMANLARINDA İKTİDAR VE KAÇINILMAZ TARİHSEL DE?İŞİM: WAVERLEY, ROB ROY, THE BRIDE OFLAMMERMOOR Kubilay GEÇİKLİ Danışman: Doç. Dr. Kamil AYDIN 2005-SAYFA:117 Jüri: Doç. Dr. Kamil AYDIN Prof. Dr. İbrahim YEREBAKAN Prof. Dr. Fehmi EFE On dokuzuncu yüzyıl İngiliz romanının en çok dikkat çeken isimlerinden biri olan Sir Walter Scott, yüzyılın ilk çeyreğinde yazmaya başladığı romanlarıyla tarihsel roman olarak adlandırılan roman türünün ilk örneklerini vermiştir. Scott, yapıtlarında özellikle 1707'de meydana gelen İngiltere'yle birleşme sonrası İskoçya tarihi üzerine odaklanmıştır. Yazar anlatımını tarihsel gerçeklerle yoğururken, bir taraftan da İskoçya'nın kültürel ve toplumsal özelliklerini ön plana çıkarmış, böylece İskoç ulusal efsanesinin yaşatılması ve sonraki nesillere aktarılmasında önemli rol oynamıştır. Çalışmada görüşleri temel alınan yirminci yüzyılın ünlü Fransız düşünürü Michel Foucault ise bütün Batı felsefe tarihini sorgulayıcı bir tavırla incelemiş, iktidar kavramına getirdiği yeni bakış açısıyla geleneksel makro iktidar kavramının yetersiz kaldığını iddia etmiş ve bunun yanında bir de mikro iktidar kavramının varlığından söz edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu çalışmada Sir Walter Scott'un Waverley, Rob Roy ve The Bride of Lammermoor adlı romanları Foucault'nun iktidarla ilgili görüşleri de dikkate alınarak incelenecektir. Her üç roman da iktidarın dayatmasıyla değişim sürecine giren İskoçya'yı farklı yönleriyle tanıtmakta ve okuyucuya tarihsel bir bakış açısıyla olayları değerlendirme şansı vermektedir.