Existentialist view of the self in Sarah Kane`s plays

Abstract

Yirminci yüzyıl büyük savaşlar ve kıyımlara sahne olmuş, aynı zamanda insan benliği üzerinde de travmalara yol açmıştır. Bu yüzyılın ortalarında doğan ve Avrupa'daki felsefi hayata yön veren varoluşçuluk, bu travmaların sonuçlarına değinerek, insan özgürlüğüne ve bireyselliğe vurgu yapmıştır. Bu tez çalışması, ünlü Fransız varoluşçu filozof Jean-Paul Sartre'ın insan varlığına ilişkin düşüncelerini temel alarak, çağdaş İngiliz oyun yazarı Sarah Kane'in sahne oyunlarında benlik kavramını varoluşçu bakış açıdan incelemeyi amaçlamaktadır.In-yer-face (suratına) tiyatro olarak bilinen avangart tiyatro olgusunun en iyi örnekleri arasında sayılan Kane'in oyunları, içerdiği alışılmadık öğeler ve kullandığı aşırıya kaçan imge ve deneysel biçimlerle, Batı tiyatrosu anlayışını değiştirmiştir. Bu oyunlar gerek karakterler, gerekse insan ilişkileri bakımından, Sartre'ın otantik ve otantik olmayan benlik ve sosyal bir varlık olarak benliğin diğerlerine karşı aşk, mazoşizm, nefret ve sadizm tutumları fikirlerine örnek teşkil etmektedir.Bu çalışmanın giriş bölümünde, temel tartışmamızı sağlam bir zemine oturtmak için varoluşçu felsefeye kısaca değinilecektir. Birinci bölümde, benlik kavrayışı, varoluşçu benlik anlayışına ilişkin bazı kavramlar, özellikle de Sartre'ın benliğe ilişkin fikirleri tartışılacaktır. İkinci bölümde Sarah Kane ve dramatik eserleri tanıtılacak ve bu eserler Sartre'ın varoluşçu benlik anlayışına göre incelenecektir.

The twentieth century was the time of great wars and atrocities that brought about traumas on the human self. Existentialism, which emerged out and dominated the European philosophical life in the midst of the twentieth century, intensely emphasised the human freedom and individuality pointing out the results of these traumas. Adopting the French existentialist philosopher Jean-Paul Sartre?s ideas on human existence, this thesis study attempts to examine the concept of self in the contemporary English playwright Sarah Kane?s stage plays from an existentialist viewpoint.Kane?s plays, classified as epitome of an avant-garde theatre phenomenon called in-yer-face, altered the notion of Western drama with their extraordinary elements, extreme images and experimental forms. In terms of their characterisation and their relations, those plays manifest good examples for Sartre?s discussions of authentic and inauthentic modes of the self, and as a social being, self?s attitudes towards others in the forms of love masochism, hate and sadism.In the introduction part of this study, existentialist philosophy will be shortly introduced in order to develop the central arguments of this thesis on a firmer ground. In the first chapter, the notion of self, some concepts related to the existentialist idea of self and particularly Sartre?s ideas concerning the self are discussed. In the second part, Sarah Kane and her dramatic works are introduced, and these works are examined in terms of the Sartrean view of the self.