Asur Urartu ilişkilerinde yerel beylikler ve onların rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Anadolu ve Mezopotamya arasındaki ilişkilerin başladığı Neolitik Çağ'dan itibaren her iki coğrafya arasındaki karşılıklı ilişkiler derinleşerek artmıştır. Neolitik Çağ'da Anadolu-Mezopotamya arasındaki ilişkiler, dönemin saldırı ve savunma aletlerinin hammadde kaynağını oluşturan obsidyen alışverişine dayanmaktaydı. Kalkolitiklik Çağ'da ise obsidyen ve çanak çömlek ticaretinin yanı sıra madenin insanın günlük yaşamında yoğun bir şekilde kullanılmasıyla birlikte başta bakır olmak üzere Anadolu kökenli hammadde kaynakları iki bölge arasındaki ticari münasebetlerde önemli rol oynamıştır. Bütün bu gelişmelere bağlı olarak bu çağda Yakındoğu'da bölgeler arası ticaret daha organize bir şekil alacaktır. M.Ö. II. bin yılların başlarında çevre halkların Anadolu'daki önemli kentlere göç etmeleri sonucu, bu kentler önemli birer pazar haline gelecek ve güneydeki Mezopotamya halkları ile sürdürülen ticari münasebetler sonucunda bu kentler hızlı bir şekilde zenginleşecektir. Aynı zamanda Asur Ticaret Kolonileri Çağı olarak da adlandırılan bu dönemde söz konusu ticaretten gerek Anadolu gerekse Mezopotamya'daki yerel beyler önemli oranda kâr elde etmişlerdir. Yeni Asur Dönemi'yle birlikte Anadolu-Mezopotamya arasındaki ilişkilerde yeni bir dönem başlayacaktır çünkü şimdiye kadarki ilişkilerde daha çok karşılıklı ticaret ve barışçıl bir dönem söz konusu iken bu tarihten sonra Asur'un askeri işgallere dayalı yağmacılık faaliyetleri hâkim olacaktır. Hitit İmparatorluğu'nun yıkılışıyla birlikte Anadolu da yaşanan kargaşa döneminde Asur'un işi çok kolay görünmesine rağmen dönemin siyasi ve askeri gelişmelerinde beklenmedik durumlar ortaya çıkacaktır. Çünkü Asur İmparatorluğu, kuzey bölgelerine düzenlediği seferler esnasında, karşısında başta Urartu Krallığı olmak üzere bölgedeki bütün askeri ve siyasi güçlerin oluşturduğu ittifakları bulacaktır. Asur, Anadolu'daki devletleri iyice zayıflatıp son darbeyi vuracağı esnada ise kuzeyden gelen İskit ve Kimmer atlı grupların saldırıları nedeniyle asla hedeflerine ulaşamadığı gibi bu kavimlerin saldırıları sonucu yıkılacaktır. The mutual relations between Anatolia and Mesopotamia have deeply increased since the Neolithic period where the relations began. Relations between Anatolia and Mesopotamia in Neolithic period were based on the exchange of obsidian which was the source of raw materials in forming the offensive and defensive tools. In Chalcolithic Age, on the other hand, besides the trade of obsidian and crockery, with the intensive use of mine in daily life, Anatolian-rooted raw material resources, especially copper, had played an important role in trade relations between the two regions. Depending upon all these developments, in this age the intra-regional trade in the Near East would take a better organized form. At the beginning of second thousands BC, as a result of surrounding communities' migration to important cities of Anatolia and trade relations continued with Mesopotamia people in the south, these cities would flourish quickly. At the same time in this period which is also called the Age of the Assyrian Trade Colonies Age, both Anatolian and Mesopotamian local rulers had achieved significant profits from aforementioned trade. With the New Assyrian period, a new era would begin in the relations between Anatolia and Mesopotamia, because until that time the relations were based on mutual trade and peace, but after that date the Assyrian looting activities based on military occupations would dominate the period. With the fall of the Hittite Empire at the turmoil period that dominated Anatolia, though it seemed that Assyrian had advantages, unexpected circumstances would appear in the political and military developments. Because Assyrian Empire would find an alliance consisting of all political and military forces, especially Kingdom of Urartu, during their expeditions to the northern regions. While the Assyria had weaken the governments in Anatolia and were on the verge of last strike, but Assyria had never reached its aim because of Scythian and Cimmerian horsemen groups' attacks and it is seen that the empire collapsed due to the attacks of these tribes.
Collections