Magical realism: A clash with patriarchy and power in Warner`s indigo, Allende`s the house of the spirits and Alem`s Fatma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Büyülü gerҫekҫilik 1925 Almanya' da resim sanatında ortaya geldine rağmen, roman patlaması'nan Latin Amerika'da 1960lar'da tanınmaktadır. 1980lar dan beri bir popüler yazı yӧntemi olarak dünya ҫapında tanınmaktadır. Bir oxymoron olarak ve karıșık yapısı nedeniyle (büyülü artı gerҫekҫilik), eleștiricilerin dikkatini yakalamaktadır. Bazıleri onu sömürgecilik sonrası bir yontem adlandırır ҫünkü sömürgecilik sonrası ülkelerde yukselmiș, diğerleri ise onu postmodern bir yontem adlandırıp, onun ortaya ҫıkma zamanı ve kullanınan teknikler nedeniyle bu tür romanlarda.Șimdiki araștırma nasıl büyülü gerҫekҫilik kullanmasını, üҫ ҫağdaș kadın yazarların eserlerinde, Çivit ya da, Suları Haritalama (1992) İnglitereli yazar Marina Warner'den, Ruhlar'ın Evi (1982) Latin Americalı yazar Isabel Allende'den, ve Fatma: Arabistan romanı (2002) Suudi Arabistan yazar Raja Alem'den, gӧstermektedir. Bu ҫalıșma sozu geҫtiği yazarların büyülü gerҫekҫilik aracıyla nasıl kadınalrı güҫlendiriri gӧstermektedir. Revizyonli nostalji kullanmasiyla, bu eserler tarih sӧrecini yazılıșını güҫlüler' le değiștirmiș ve kadınların varlığını ve onların duyulmamıș hikayelerini dyumaktadır. Romanda kullanılan teknikler bile ataerki ve güҫ'le ҫatıșmanı gӧstermektedir. Although the term magic(al) realism appeared in 1925 in the pictorial art in Germany, it became well known with the boom of magical realist fiction in Latin America in 1960s. Since 1980s, it has become one of the popular modes of writing worldwide. Due to being an oxymoron and its hybrid nature (magic plus realism), it has caught the attention of critics. Some have called it a postcolonial mode because of its rise in postcolonial countries as a mode of writing, but others have called it a postmodern mode because of the time of its emergence and the techniques applied in these kinds of novels.The present study discusses how magical realism was used in the works of three contemporary female writers, Indigo or, Mapping the Waters (1992) by the British writer Marina Warner, The House of the Spirits (1982) by the Latin American writer Isabel Allende, and Fatma: a novel of Arabia (2002) by the Saudi Arabian writer, Raja Alem. It attempts to show how by applying magical realism the mentioned writers empowered women. Using revisionary nostalgia, these works changed the process of history writing by the powerful, showed the presence of women, and let their unheard stories be heard. Even the techniques applied in these novels presented the clash with patriarchy and power.
Collections