Dönüştürücü arabuluculuk ve problem çözücü arabuluculuk ile uyumlaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Nüfus artışı, uyuşmazlıkların karmaşık boyutlara ulaşması, ekonomik kısıtlar, yeni uyuşmazlık çözümü anlayışları gibi nedenlerle modern medeni usul hukuku, sübjektif hakların korunması ve maddi gerçeğe ulaşma gibi klasik hedeflerin dışında, yeni hedeflerin başarımına odaklanmaktadır. Adalete erişimini zorlaştıran kısıtları ortadan kaldırmak noktasında, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine işlerlik kazandırılması modern yargılama reformlarının olmazsa olmaz bir parçası haline gelmiştir. Kısaca tarafsız üçüncü kişi yardımıyla yürütülen müzakere şeklinde tanımlanabilecek arabuluculuk yöntemi de, bu şekilde gerçekleştirilen reform hareketlerinde yaygın olarak benimsenen ve üzerinde en çok çalışılan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak gündeme gelmektedir. Arabuluculuk, en yalın haliyle yukarıdaki şekilde bir tanıma sahip olsa da bugün, söz konusu yöntem ile ilgili literatür oldukça derin boyutlara ulaşmıştır. Arabuluculuk sürecinin modellenmesine ilişkin çalışmaların, artık klasik kolaylaştırıcı – değerlendirici bloğundan sıyrılarak taraflar arasındaki sorunlara ilişkisel boyuttan yaklaşan yeni modellerin oluşturulmasına odaklanması bunun göstergelerinden sadece biridir. Bu çalışmanın konusu, Robert A. Baruch Bush ile Joseph P. Folger tarafından 1994 yılında kaleme alınan The Promise of Mediaton: Responding to Conflict through Empowerment and Recognition isimli eserde temelleri oluşturulan ve aynı yazarların 2005 yılında yayınladıkları The Promise of Mediation: The Transformative Approach to Conflict isimli eser ile günümüzdeki halini alan dönüştürücü arabuluculuk yaklaşımının, problem çözücü yaklaşım ile entegrasyonunun sağlanmasının mümkün olmadığına yönelik argümanına karşı, bu yaklaşımın problem çözücü yaklaşımla uyumlaştırılmasının mümkün olduğu temel argümanından yola çıkarak uygulamaya yönelik heterojen bir arabuluculuk yaklaşımı oluşturmaktır. Bu doğrultuda çalışmanın birinci bölümünde arabuluculuk yöntemi genel hatlarıyla ele alınacak, ikinci bölümde temel müzakere modelleri içindeki konumundan başlanarak dönüştürücü yaklaşımın arabuluculuk alanındaki konumu saptanacak ve bu yöntemde benimsenen temel taktik ve stratejilere değinilecektir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise, dönüştürücü arabuluculuğa getirilen eleştiriler genel olarak ele alındıktan sonra, söz konusu arabuluculuk yaklaşımını problem çözücü yaklaşımla aynı arabuluculuk sürecinde bir araya getirebilecek heterojen, modüler ve dinamik bir arabuluculuk modeli oluşturulmaya çalışılacaktır. Son bölümde ayrıca, uyumlaştırılmış yaklaşım adı verilen bu yaklaşımın çatışma dönüşümüne odaklanan bir yaklaşımın uygulama alanını genişletme ve mahkeme bağlantılı uyumlaştırılmış arabuluculuk yapısını oluşturma şeklinde tezahür eden iki temel fayda odağına vurgu yapılacaktır. Sonuç bölümünde ise, çalışmanın tezine yönelik değerlendirmeler bir bütün halinde sunulacaktır. Due to reasons like population growth, conflicts reaching complex dimensions, economic constraints, new dispute resolution approaches, modern civil procedure law focuses on the achievement of new goals, beyond the classical goals of protecting subjective rights and achieving material truth. At the point of eliminating the constraints that make it difficult to access to justice, the introduction of alternative dispute resolution methods has become an indispensable part of modern judicial reforms. In short, mediation method that can be defined as a negotiation conducted with the assistance of a neutral third party is also the most commonly used alternative dispute resolution method that is widely adopted in these reform movements carried out in this way. Although mediation has the above definition in its simplest form, today the literature on this method has become quite extensive. The fact that studies on modeling the mediation process are now focused on creating new models approaching the problems between the parties from a relational dimension rather than the classical facilitator - evaluator block is simply one of the indicators of this. The subject of this study is to build a heterogeneous mediation approach for implementation, based on the basic argument that it is possible to harmonize transformative mediation approach with the problem solver approach, against the argument that it is not possible to achieve integration of the transformative mediation approach, which was established in the work The Promise of Mediation: Responding to Conflict through Empowerment and Recognition, written by Robert A. Baruch Bush and Joseph P. Folger in 1994 and taken its current form in the work published by the same authors in 2005, The Promise of Mediation: The Transformative Approach to Conflict, with the problem solving approach. In the first part of the study, the mediation method will be discussed in its general terms, and in the second part, starting from its position in the basic negotiation models, the position of the transformative approach in the field of mediation will be determined and the basic tactics and strategies adopted in this method will be mentioned. Finally, in the third part of the study, after the criticisms of the transformative mediation approach are discussed in general terms, a heterogeneous, modular, and dynamic model of mediation will be developed that brings this approach together with the problem solving approach in the same process. In addition, in the final section, two fundamental focuses of benefit of this approach, which is called the harmonized approach, that manifests themselves as expanding the scope of application of an approach that focuses on conflict transformation and creating court-connected harmonized mediation structure, shall be emphasized. In the conclusion section, evaluations of the thesis of the study will be presented as a whole.
Collections