Eğitim fakülteleri programlarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu araştırma, Ortaöğretim Kurumlarına öğretmen yetiştiren Eğitim Fakültelerinin Programları yönünden özellikle 1982 'den buyana içinde `bulundukları mevcut durumun `bir değerlendirmesini yapmak amacıyla yürütülmüştür. Başlangıçta, konu ile ilgili yurt içindeki ve yurt dışındaki kaynaklar taranarak, araştırma projelendirilmiş tir. Araştırma kapsamına, hem genel kültür dersleri öğretmeni yetiştiren Eğitim Fakülteleri hem de atelye ve meslek dersleri öğretmeni yetiştiren Teknik Eğitim Fakülteleri ile Mesleki Eğitim Fakültesi olmak üzere, 1 Eği tim Bilimleri Fakültesi, 16 Eğitim Fakültesi, 3 Teknik Eğitim Fakültesi, 1 Mesleki Eğitim Fakültesi ve Edebiyat Fakültesine bağlı 1 Eğitim Bilimleri Bölümü alınmıştır. Daha sonra veri toplamak amacıyla bir gözlem ve incele me formu geliştirilmiş, bu araçla Eğitim Fakültelerinde ki bina ve tesisler, öğrenci durumu, öğretim elemanları ve yürütülen ders programları kategorilerine ilişkin bilgiler elde edilmiştir. Bu bilgiler elde edilirken, bazı fakültelere bizzat gidilmiş, bazılarına ise posta yolu ile ulaşılmaya çalışılmıştır. Toplam 22 kurumdan 5'i dışında 17 'sinden veri toplama aracı iade alınmış ve bilgi ler, öğrencilere, öğretim elemanlarına, bina ve tesisle re ve yürütülen programlara göre değerlendirilerek, tablolara dökülmüş tablolara dökülemeyecek durumda olanlar kategorik olarak açıklanarak, yorumlarına yer verilmiştir.70 Veri toplama aracıyla elde edilenlere ek olarak çeşitli Eğitim Fakültelerinden üyelerin bulunduğu Öğret men Yetiştirme Komisyonu 'nun hazırladığı rapor incelenerek, Eğitim Fakültelerinin sorunlarına ve daha iyiye git mesi için ne tür önerilere yer verildiği, yukarıda `belirlenen kategorilere göre analiz edilmiştir. 2- Sonuçlar Öğretmen, toplumun gelişmesi ve devamını sağlayacak genç kuşakları yetiştirmek gibi çok önemli bir işle ve sahiptir. Atatürk'ün, `Muallimleri Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister` ve `Muallimler, yeni nesli sizler yaratacaksınız ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır` veciz sözleri öğretmene yüklenen görevleri ve onun yetiştireceği insan tipini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Böyle bir insan tipini yetiştirecek olan öğretmenlerin yetiştirilmesi de son derece önem kazanmaktadır. Bu noktada, öğretmen ye tiştiren kurumlara önemli görevler düşmektedir. Nitelik li öğretmeni yetiştirecek olan eğitim kurumları, ülkemiz de, Cumhuriyetin ilanıyla birlikte gerek süre ve gerekse programlarının içeriği yönünden çeşitli değişiklikler den geçerek, günümüze kadar ulaşmışlardır. Bunun en son halkasını 1981 yılında, öğretmen yetiştiren kurumları üniversite çatısı altında toplayan Yükseköğretim Kanunu ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan 41 Sayılı Kanun Hükmün de Kararname oluşturmaktadır. Amacı, ortaöğretim kurumlarına öğretmen yetiştiren ve yukarıda adı geçen Kararname ile Eğitim Fakülte-71 'lerine dönüştürülen kurumların özellikle 1982'den `bu güne dek içinde bulundukları durumun `bir değerlendirmesini yapmak- ve geleceğe dönük önerilerde `bulunmak olan bu araştırmada varılan sonuçlar kategorik olarak aşağıda verilmiştir. (i) Eğitim Fakülteleri programlarının değerlendirmesini yapmak için henüz yeterli bir zaman geçtiği söylenemez. Zira, Eğitim Fakülteleri altı yıl içinde, an cak üç dönem mezun vermiştir ve bu mezunların daha önce ki öğretmen yetiştiren kurumlardan mezun olan öğretmenlerle, etkinlik yönünden karşılaştırması yapılmamıştır. (ii) Eğitim Fakülteleri, yönetim, akademik personel, binalar, programlar yönünden geçiş aşamasındadır. -Eğitim Fakülteleri, henüz kendi kadrolarını yetiştirme- mistir. Bir Profesörün en az 15 senede yetiştiğini düşünürsek, iyi bir planlama ile, önümüzdeki 5-10 yıl içinde bu kurumların kadrolarının oturması mümkün olacaktır-. Böyle bir kadrolaşma sonucunda bu fakültelerin yönetici leri kurumların içinden geleceği için, bu kurumların kişilik kazanması mümkün olacaktır. (iii) Unutmamak gerekir ki, üniversiteler düzey deki kuruluşlara kimlik kazandıran, onların bünyelerin de yürütülen araştırmalardır. Araştırma ise, zaman için de üretilir. Bugün Eğitim Fakültelerinin, bu fonksiyonu yerine getirdikleri söylenemez. (iv) Eğitim Fakülteleri, öğretmen adaylarına ide al öğretim yöntem ve tekniklerini öğretmekle yükümlü oldukları halde, kendileri, sınıflardaki Öğrenci fazlalığı72 'nedeniyle, çağdaş eğitim yapamamaktadırlar. 100 'ü aşan sınıflarda öğrenci- öğretim üyesi etkileşimini sağlamak, grupla çalışma tekniklerine yer vermek, araştırma ve inceleme projeleri yürütmek, bireysel programlar geliştir mek, simülasyon ve sosyo-drama tekniklerine yer vermek, v.b. yaklaşımlar şöyle dursun, öğrencilerin, öğretmenlik mesleğine ne dereceye kadar yatkın olduklarını tesbit dahi mümkün olamamaktadır. (v) Eğitim Fakültelerinin giriş puanları, başarı lı öğrencilerin, bu kurumları tercih etmediğini göstermek tedir. Bu konu, toplumda, öğretmenlik mesleğine bağlanan değerlerle ilgilidir. Bu değerlerin, öğretmenlik mesleği ni çekici hale getirecek şekilde değiştirilmesi önem ta şımaktadır. (vi) Eğitim Fakültelerinin bina ve tesisler yönün den, geçici hacimlerde ve genellikle kendilerine ait ol mayan ve kendi amaçlarını gerçekleştirmelerine dönük ol mayan hacimlerde faaliyet gösterdikleri görülmüş tür. Yine, çoğu fakültelerde^ kendilerine ait olmayan açık hava te sisleri ve spor tesislerinin olmadığı $ dersaneler ve labora tuvarların yetersiz olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, öğretim elemanları çalışma odaları, genellikle birden fazla kişinin birarada bulunduğu odalar olarak dü zenlenmişlerdir. (vii) Eğitim Fakültelerinde ders veren öğretim elemanlarının haftalık ders saatleri genellikle çok faz ladır. Halbuki, öğretim elemanları, ders verme dışında diğer bilimsel çalışmaları da yürütmektedirler. Ders saatlerinin fazla olmasıyla, diğer çalışmalarına ayıracağı73 `zaman kısıtlı olmaktadır. (viii) Eğitim Fakültelerinde gerek alan `bilgisi ve gerekse öğretmenlik meslek `bilgisine ilişkin kredilerde, `büyük bir farklılık görülmektedir. Bu farklılık, Özellikle alan `bilgisi ile ilgili olarak ve çoğu yerde aynı `bölümlerdeki farklı ana`bilim dalları programların da dahi kendini göstermektedir. Derslerin yıllık veya yarıyıllık olarak verilmesinde de fakülteler arası fark lılıklar vardır. (ix) Öğretmenlik meslek bilgisi vermeyi hedefleyen programlar yönünden de, fakülteler büyük farklılık gös termektedirler. Nitekim, bu konuyla ilgili olarak, bazı fakülteler 13 kredi verirken, 72 kredilik ders veren fa kültede göze çarpmaktadır. Buna ek olarak, ayrıca, bu derslerin ismi ve içerikleri itibariyle de birbirinden çok farklı oldukları görülmektedir. Oysa, Eğitim Bilimlerindeki çağdaş gelişmeler bu konuda, hiçbir tereddüte meydan vermeyecek şekilde standartlar ve normlar getirmektedir. Ayrıca, ülkemizin öğretmen eğitimi konusunda bugüne değin aldığı mesafede, bu konuda bize çok önemli temel taşları getirmektedir. (x) Öğretmen yetiştiren bu kurumlarda, öğretmen adaylarını, doğrudan doğruya gerçek durumlarla ve özel likle çocuklarla ve gençlerle karşılaştıran öğretim uy gulamalarının etkinlikle yürütül eme diği, ayrıca, kurumların programlarında bu uygulamalar için ayırdıkları sürelerde birbirinden çok farklı olup, yürütülme biçimlerinin, kurumun imkanlarıyla sınırlı bir görünüm vermekte olduğu sonucu çıkmaktadır.
Collections