Ortaöğretim kurumları öğrenci disiplin yönetmeliğinin eğitsel açıdan değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
BÖLÜM IV ÖZET, SONUÇ VE ÖNERİLER özet ve Sonuç örgün eğitim sisteminin amacı girdi olarak aldığı çocuk larda veya gençlerde istenilen yönde davranışlar geliştirerek, onları topluma uyumlu bireyler halinde çıktı olarak çevreye sunmaktır. Bu amacı gerçekleştirirken öğrencilerin uyumlu bi reyler olarak gelişmelerini sağlamada gerekli önlemleri almak okulun başta gelen görevlerinden birisidir. Bu görevin yerine getirilmesinde okul başlıca üç yo la başvurmaktadır : Okul-aile ilişkileri, rehberlik hizmetleri ve disiplin uygulamaları. Bunlardan disiplin en geniş anlamıyla, çocuğun gelişi minde yetişkinler tarafından örgütlenen bir yaşam düzenini ifa de etmektedir. Daha somut bir ifade ile, disiplin, yeni kuşak ların içinde yaşadıkları toplumun davranış ve insan ilişkilerin de benimsediği değer ölçülerini ve kuralları öğrenip benimseme si ve bunlara uymasıdır. Disiplinin amacı, bireyin bu toplum sal kural ve değerlere ulaşmasının sağlanması için bazı ilgi, istek ve tepkilerin yönlendirilmesi, olumsuz görülen davranış ların önlenmesidir. Modern disiplin anlayışına göre, disipli nin en- önemli amacı bireye kendini yönlendirebilirle ve denet leyebilme iç disiplinini kazandırmaktadır. öğrencilerin yaş dağılımlarının genel olarak 14-21 yaş ları arasında olduğu dolayısıyla ergenlik dönemine rastladığı ortaöğretim (lise ve dengi öğretim) kurumlarında öğrencilerin disiplinleri büyük sorunlar ortaya çıkarmakta ve ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü, ergenlik çağı bireyin çocukluktan yetişkin liğe geçmekte olduğu; biyolojik, duygusal-dürtüsel ve toplumsal -98--99- gelişimin en hızlı ve en belirgin olduğu, çocukluktan yetişkin liğe geçmekte olan gencin çeşitli sorunlarla karşı karşıya bu lunduğu, gerek aile ve gerekse okul çevresinde hiç bir çağda olmadığı kadar çok sorunlar yarattığı, yetişkinlerle yeğin bir çatışma içine, girdiği, bir çok yazar tarafından `problemler çağı` veya `fırtınalı çağlar` olarak adlandırılan bir yaşam dönemidir. Dolayısıyla bu çağda hem gence rehberlik yapma, hem onun aşırı davranışlarını önleyerek toplum kurallarına uyumunu sağlama hem de kendi kendini yönlendirebilme ve denetleyebilme iç disiplinini kazandırmada büyük güçlüklerle karşılaşacağı açıktır. Ortaöğretim kurumlarında disiplin ergenin özellikleri de dikkate alınarak, en etkili olacak şekilde örgütlendirilme lidir. Disiplin kavramı çağlara göre değişik anlamlarda anla şılmış, buna dayalı olarak da çeşitli teoriler ortaya çıkmıştır. Bu teoriler sırasıyla intikamcı, cezalandırıcı, yasaklayıcı, ıslah edici ve yapıcı disiplin teorileridir. İntikamcı; ceza landırıcı ve yasaklayıcı teoriler biçimci disiplin teorileri olarak da adlandırılmaktadırlar. Bunlardan okul disiplinini en çok etkileyen yasaklayıcı disiplin teorisi olmuştur. Yasak layıcı teoriye göre istenmeyen davranışlar ve bu davranışlara verilecek cezalar önceden öğrencilere bildirilir. Bunda iki sonuç hedeflenmektedir : Birincisi, yasaklanmış olan davranışı yaptığı taktirde öğrencinin o davranışı yapmasının önlenmesi; ikincisi de ceza uygulandığı takdirde, bu gibi davranışlarda bulunacak diğer öğrencileri de uyarak onların böyle davranışlar yapmalarını önlemektir. Yasaklayıcı teoriden sonra ıslah edici disiplin teorisi ortaya çıkmıştır. Bu teoriye göre, bir disiplin veya disiplin leştirme şeklinde dikkat edilmesi gereken temel şart; verilen cezanın bir öcalma veya sadece korkutma hissini uyandırmaması dır. Tersine ceza; bireye, yaptığı hareketin uygunsuzluğunu anlatmak ve bu gibi hareketlerin tekrarını Önlemek, yani bireyi ıslah etmek amacıyla verilmiş olduğu izlenimini uyandırmalıdır.-100- Islah edici disiplin teorisinden sonra yapıcı disiplin teorisi ortaya çıkmıştır. Bu teori önleyici bir disiplin anlayı şı getirmiştir.. Söz konusu teoriye göre disiplinin esas anla mı, çevredeki uyumsuzluk nedenlerini ortadan kaldırmak suretiyle, uygun düşünüş biçimlerinin ve uygun davranış alışkanlıklarının sağlam bir biçimde kökleşmesini sağlamaktır. Yapıcı disiplin anlayışına göre ancak ailede, okulda ve çevrede uygun şartlar hakim oldukça disiplin olayları en aza inebilir. Bu teori aynı zamanda bireye kendi kendini denetleyebilme iç disiplinini kazan dırmayı da amaçlar. Günümüzde kabul edilen modern disiplin anlayışına göre okulda en etkili olan disiplin yapıcı disiplin ile ıslah edici disiplinin bir arada kullanılmasıdır. Buna göre hoşa gitmeyen olayların ortaya çıkmasına engel olacak önlemleri önceden almak disiplinin en önemli evresidir. Hoşa gitmeyen olayların orta ya çıkmasından sonra ıslah edici metoda başvurulması gerekir. Buna göre, modern disiplin anlayışında disiplin olayla rının ortaya çıkmasından önce alınması gereken önlemler şunlar dır : * Disiplin olaylarının ortaya çıkmasının önlenmesinde rehberlik örgütünden yararlanılmalıdır. * Okulun bütün yönetsel işleri iyi planlanmalı ve başa rıyla yürütülmelidir. * Bireysel farklılıklar göz önünde bulundurularak çe şitli öğretim yollarına başvurulmalıdır. * Eğitsel kol çalışmalarına ve der dışı etkinliklere önem verilmelidir. * Okul düzeninin sağlanmasına öğrenci katılımı sağlan malıdır. * İyi standartlar okulun geleneği haline getirilmelidir. * öğretmenler ve yöneticiler öğrencilere iyi birer örnek olmalıdırlar. * öğrencilerin ahlaki yönden gelişmeleri için gerekli önlemler alınmalıdır.-101- * Az ve açık kurallar ortaya konulmalıdır. * öğretmenler iyi birer kişilik geliştirmiş olmalıdır lar. * Her öğrencinin bir gruba girmesi sağlanmalıdır * Notlar ve benzeri durumlarda hakseverlikten ayrılın mamalıdır. * Olumlu davranışlar ödüllendirilmelidir. Disiplin olaylarının ortaya çıkmasından sonra ceza veri lirken göz önünde bulundurulması gereken ilkeler ise şunlardır : * Suçun nedenleri araştırılmadan ceza verilmemelidir. * Ceza adil olmalıdır. * Ceza öğrenci tarafından anlaşılabilmelidir. * Ceza öğrencide yeğin korku yaratmamalıdır. * Ceza telafi edici nitelikte olmalıdır. * Ceza seyrek verilmelidir. * Toplu ceza verilmemelidir. * Cezalandırma kararlı olmalı ve ceza tam zamanında verilmelidir. * Verilen ceza öğrenciyi diğer eğitim etkinliklerinden mahrum bırakmamalıdır. * Suç ve ceza teşhir edilmemelidir. * Verilen ceza öğrencinin sicilinde kalmamalıdır. * Okuldan atma cezası verilmemelidir. Islah edici disiplin teorisinin en önemli ilkesi de cezayı mutlaka, bireyin tekrar suç işlemesini önleyici niteliğe sahip ikinci bir adımın izlemesi gereğidir. Günümüz okullarında bu ilkenin ceza alan öğrencinin okul rehberlik servisine gönde rilmesi biçiminde uygulanması gerekmektedir. Bu araştırmada, belirlenmiş olan yukarıdaki ilkelerin ışığında, ortaöğretim kurumları disiplin yönetmeliği değerlen dirilmiştir ve özet olarak aşağıdaki sonuçlarla karşılaşılmış tır-102- Genel olarak bakıldığı zaman ortaöğretim kurumları di siplin yönetmelisinin biçimci disiplin anlayışı içinde olduğu ve yasaklayıcı disiplin teorisinin özelliklerini yansıtmakta olduğu görülmüştür. Kullanılan ceza türünün, genellikle eğitsel etkinlikler den mahrum bırakma, belli bir süre okuldan uzaklaştırma olması nedeniyle, eğitsel hiç bir değerinin olmadığı ve modern disiplin anlayışının `verilen ceza öğrenciyi diğer eğitim etkinliklerin den mahrum bırakmamalıdır` ve `okuldan atma cezası verilmemeli dir` ilkeleriyle çeliştiği görülmüştür. Söz konusu yönetmelikte disiplin kurulunun okul yöneti minin bir organı gibi görülmüş ve örgütlenmiş olması, ve ceza aşaması üzerinde çok durulmuş, fakat cezadan sonra ne yapılması gerektiği üzerinde durulmamış olması gibi özellikler de modern disiplin anlayışıyla çelişkili bulunmuştur. Disiplin yönetmeliğinin maddeleri gözden geçirildiği zaman da konumuz açısından önem taşıyan başlıca aşağıdaki so nuçlarla karşılaşılmıştır : öğrencilerin uyacakları kuralların sıralandığı 3. maddede, uyuması gereken davranışlar olarak belirlenen davranışların genel-özel ilişkisi dikkate alınmaksızın karmakarışık bir bi çimde sıralandığı görülmüştür. Disiplin cezaları ve bu cezaları gerektiren davranışla rın sıralandığı 5. maddede yine belirlenen davranışların karma karışık bir biçimde sıralandığı ve bu karışık sıralamanın `ceza adil olmalıdır` ilkesini çok büyük oranda olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. Aynı maddede ergenin özellikleri, belirlenen davranışla rın birbirlerini kapsamadıkları, önemli bir suç oluşturup oluş turmadıklarına bakılmaksızın, bir kısmı da son derece esnek ve-103- subjektif ifadeler taşıyan çok sayıda (78 adet) disiplin cezası gerektiren davranış sıralandığı için `az ve açık kurallar ortaya konulmalıdır` ve `ceza seyrek verilmelidir` ilkelerine uyulmadı ğı görülmüştür. Yine 5. maddede bazı suçlarda karşılayıcı veya telafi edici ceza türünü kullanmak mümkün olduğu ve bir dereceye kadar da kullanıldığı halde, eğitsel etkinliklerden mahrum bırakma, okuldan uzaklaştırma, okuldan atma cezasının veriliyor olmasının görülmesidir. 6. maddede disiplin kuruluna `suç yaratma` fırsatı vere bilecek kadar geniş bir takdir yetkisinin verildiği görülmüştür. Disiplin kurulu üyelerinin seçiminin düzenlendiği 18. maddede disiplin kurulu üyelerinin kendi istemleri dışında okul müdürlüğünce görevden alınamayacaklarına ilişkin bir açıklama getirilmediği görülmüştür. 21. maddede disiplin kuruluna müdür başyardımcısı, ;onun bulunmaması halinde müdür görevlendireceği bir müdür yardımcısı veya üyenin başkanlık edeceğinin görülmesi de, disiplin kurulunu tarafsız görev yapmasını büyük oranda etkileyecek bir etmen olarak görülmüştür. 28. maddede disiplin kuruluna verilen veya tanık olarak belirlenen öğrencilerin dinlenmek üzere disiplin kuruluna çağrıl malarında, kurula çağırıp çağırmamaya ilişkin bir takdir yetkisi veriliyormuş gibi bir ifade göze çarpmıştır. Bu da `ceza adil olmalıdır` ilkesiyle çelişmektedir. 37. maddede uyarma ve mahrumiyet cezalarına karşı itiraz da bulunulamayacağı ifadesinin yer aldığı böylece hukuk devleti ilkelerine ters düşen ve adalet duygusuyla bağdaşmayan bir biçim de itiraz yolunun kapatıldığı görülmüştür.-104- 56. maddede müdüre, suç işleyen öğrenciyi disiplin ku ruluna şevkten önce veya sonra gerekli gördüğü takdirde uygun göreceği süre kadar geçici olarak okuldan uzaklaştırabilme yetkisinin verildiği görülmüştür. Bunun keyfiliğe yol açabile cek bir taktir yetkisi olduğu vurgulanmıştır. Sonuç olarak halen uygulamada olan ve öz olarak 1930 yılında hazırlanmış olan ortaöğretim kurumları öğrenci di siplin yönetmeliğinin, eğitim ve psikolojideki gelişmelere ve buna dayalı olarak disiplin anlayışındaki değişmelere paralel olarak geliştirilemediği, bu nedenle büyük oranda günümüz disiplin anlayışına ters düştüğü, günümüzde eğitsel bir değeri olmadığı için artık geçerliliği kalmamış olanı yasaklayıcı disiplin teorisinin özelliklerini taşımakta oldu ğu, üzerinde sonradan yapılan değişikliklerin bir yama gibi kaldığı ve işlerliği olmadığı, bu nedenle söz konusu disiplin yönetmeliğinin tekrar gözden geçirilerek yeniden biçimlendi rilmesinin gerekli olduğu görülmüştür. öneriler Bu araştırmada, araştırmanın özelliği dolayısıyla öneriler eleştiri ile birlikte verildiğinden ayrıca sıralamaya gerek duyulmamıştır. Bu nedenle, halen uygulamada olan ortaöğ retim kurumları disiplin yönetmeliğinin günümüz disiplin anlayışı ışığında tekrar gözden geçirilerek yeniden düzenlen mesinin gereğinin vurgulanmasının yeterli olacağı kanısındayız.
Collections