Siyasi ideoloji olarak islamcılığın doğuşu (1867-1873)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET 19. asırda gazetelerin sağladığı yoğun iletişim ortamında; aydınların kitleleri sürükleyecek fikirleri imal etmeye başlaması ve en önemlisi Batılı ideolojilerle tanışması ile, islâm toplumlarında modern çağların fikir yapısı olan ideolojiler oluşmaya başlıyor. İslamcılık adını verdiğimiz ideoloji, bu yaygın iletişim ortamında, aydınların geleneksel İslâm'ı Batı'nın evrensel diye dayattığı paradigmalara göre dönüştürmeleri ile ortaya çıkıyor. Aydınlar İslâmın akla uygun, evrensel olarak geçerli bir siyasal-sosyal kuram olduğunu ispatlamak için, İslâm düşüncesini, geleneğini, kaynaklarını Batı'nın ortaya attığı problemler doğrultusunda ayıklamaya girişiyorlar ve sonuçta `yeni` kuramlar geliştiriyorlar. Kitleleri kavrayıcı şekilde, îslâmiyetin `millet` varlığını ihtiva ettiğini; Baü'da güçlenen `millî` toplulukların karşılığının `Isâm milleti`nde bulunduğunu ileri sürüyorlar. Bu çerçeve içinde İslâmı `modern` bir ideolojiye dönüştürme teşebbüsü, ilk olarak Osmanlı aydınlarından geliyor. Hürriyet için Avrupa'ya kaçan, anayasalı- parlamenter bir rejimi savunan; yakın tarihin ilk devrimci-demokrat aydınlan, Yeni Osmanlılar, bir çok Batılı modern kavram ve kurumu Osmanlı toplumuna taşırken, Islâmdan modern bir ideoloji çıkartmaya da teşebbüs ediyorlar. Sosyal temeli zayıf siyasî taleplerle ortaya çıkan ve merkezî hükümete karşı muhalefete girişen bu aydınlar; başlangıçta kitlelerle bağ kurmak için Islâmi motiflere müracaat ederken, giderek taleplerini İslama dayandırmaya, sonuçta İslâm'dan akla uygun siyasî bir kuram çıkartmaya çalışıyorlar. İslâm'ı Batı'nın takdim ettiği evrensel değerlerle sentezlemeye çalışırken; laik anlayışın tam karşısında yer alarak, aynı zamanda geleneksel İslâm'dan farklı ola- -III-rak, îslâmi siyasetin temellerine bütünüyle yerleştirmeyi teklif ediyorlar. Batı'nm 19. asırda temsil ettiği evrensel değer ve kurumların İslâm'dan karşılıklarını buluyorlar: De- mokrasi'nin yerine `meşveret`i parlamento'nun yerine. `şura`yı, seçim'in yerine `biat`ı, kamu oyunun yerine `ehli hal ü akd`i yerleştiriyorlar. Laik kanunlaştırmalara karşı İslâm hukukunu savunurken, geleneksel İslâm'da siyasî iktidara tanınan özerk sahaları, doğrudan şeriatin içine sokuyorlar. Bunları yaparken. hem îslâm düşüncesine, hem de Batı'ya seçmeci bir tavırla yaklaşıyorlar: Batı'da 19. asır pozitivizmi yerine 18. asır `Aydınlanma` düşüncesi üzerinde duruyorlar; İslâm'ın akla uygun modern bir kuram olduğunu ispatlamak için elverişli buldukları noktalarda klasik islâm'a, bu kafî gelmediği takdirde selefi yorumlara, gerekli gördükçe İslâm felsefesine müracaat ediyorlar. Meşruiyetini İslâm'dan alan, İslâm'dan aldıkları delillerle savunulan bir İslâm-Batı sentezlemesine girişiyorlar. 19. asrın ikinci yansında îslâm dünyasının sömürgeleşmesi hızlanıyor. Batı haki miyetine giren müslüman halklar, temsilciler göndererek Osmanlı devletinin yardımını istiyorlar. Bu yardım talepleri ve gazetenin küçülttüğü İslâm dünyası imajı, İstanbul'da bulunan aydınların geliştirecekleri dünya İslâm dayanışması fikrinin zeminini oluşturu yor. Batı'da gelişen ve güçlenen `pan` hareketlerinin özendirmesiyle aydınlar, İslâm'a bir milliyet prensibi ve bütün müslümanlan birleştirecek siyasî bir güç olarak bakmaya başlıyorlar. 1871 yılından itibaren İstanbul'da gazetelerde `İttihad-ı îslâm` fikri etrafın da, okuyucu desteği çok fazla olan bir tartışma başlıyor. Bu tartışmalar boyunca geliştirilen fikirlerden ve tartışmalarda geçen `İslâmlık fikri teşkili`, `İslâmlık meslek-i mahsusu` gibi ibarelerden, gazetenin eseri olan bir kitle ideolojisinin oluştuğuna tanık oluyoruz. `İttihad-ı İslâm` etrafında geliştirilen fikirlerden, İslamcılığın, 19. asır Avru- pasında yaygın olan ideolojiler gibi modern bir milliyetçilik olarak algılanıp yorumlandığını görüyoruz. Bizim, geleneksel İslâmın modern bir ideolojiye dönüştürülmesi olarak gördüğümüz bu süreç, 1867 yılında yeni Osmanlı hareketiyle başlıyor ve bu hareketin dışında yer alan, İstanbul'daki aydınlar eliyle geliştirilen `İttihad-ı İslâm` fikrinin belirli bir ol gunluğa ulaştırıldığı 1873 yılında tamamlanıyor. -IV
Collections