Doğal tekeller ve düzenleyici kurumlar Türkiye için düzenleyici kurum modeli
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET 1990 'lı yıllarda, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere çoğu ülkede, özellikle kamu hizmeti niteliğindeki mal ve hizmetlerle ilgili sektörlerde, bir düzenleme furyası içine girilmiştir. Bunun nedenleri arasında kamu hizmetlerinde özelleştirme; düzenlemenin gerekliliği ve bu düzenlemenin yararlarının anlaşılmaya başlanması, özel kesim işletmecilerinin hakim durumlarını kötüye kullanmalarına ilişkin yerel endişeler ve devletlerin yabancıların sektördeki çıkarlarını ve yabancı yatırımları zorlaştıracak oportünist tutumlarının kısıtlanması arzusu sayılabilir. Girişilen iş aslında hiç de kolay değildir. Etkin bir düzenleme sisteminin kurulması ve işletilmesinin zorluğu ve bir öğrenme sürecini gerektirmesi bir tarafa; Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bu anlamda düzenleme geleneğinin bulunmaması, uzmanlığın mevcut olmaması, özel çıkarları koruyan normların yetersiz ve etkisiz olması, karşılaşılan zorluklardan sadece bir kaçıdır. Sektörlerde rekabetin sağlanması, özelleştirmeden elde edilecek gelirin artırılması, artan yatırım talepleri, temel hizmetlerin hızla yayılması, hizmet fiyatlandırmasında dağıtım faktörleri ve devletin sektörün kontrolünü elden bırakmaktaki isteksizliği gibi birbiriyle çatışan pek çok amaç, etkin bir düzenleme sistemi kurmanın zorluğunu iyice artırmaktadır. Hükümetler düzenlemeyi kısa dönemli politik amaçlara ulaşmak için bir araç olarak görmekte ve etkinlik yatırımcılar açısından ortaya çıkacak sorunlar ve maliyet ve performansa ilişkin enformasyon asimetrisine gereken önemi vermeden düzenleme faaliyetine girişmekte; bunun sonucunda da düzenleme sistemi hükümetlerin etkisi altında gelişerek güvenilirliği ve sistemin toplumsal refaha katkısını azalmaktadır. Enformasyon ve sorumluluk problemleri en iyi niyetli düzenleyicilerin gayretlerini bile boşa çıkarabilmektedir. Bu nedenlerle, üzerinde çok tartışılması gereken bir konu olan doğal tekeller ve düzenleyici kurumların, ülkenin öncelikli gündem maddelerinden birisi haline getirilmesi ve kalkınmadaki öneminin kavranması için bu alana yönelik bilgi birikiminin acilen artırılması gerekmektedir. İşte bu tezin amacı da, söz konusu bilgi birikiminin oluşturulmasına yukarıda değinilen konu ve sorunlara yönelik bir katkıda bulunmaktır. ABSTRACT Since J 990s there has been an extraordinary flurry of regulatory activity in most countries, but partically in developing countries, and especially in the utilities sector. This has occurred mostly as a result of privatization in the utilities sector. The increased awareness of the need for and benefits of such regulation, and the recognition of the need both to domestic concerns about monopolistic abuses by private operators, and to restrict government's opportunistic behavior that would hamper foreign interest and investment in the sector. The challenge is considerable, not only because the establishment and operation of an effective regulatory system is a complex undertaking and requires a learning process, but also because of the lack of a regulatory tradition and track record, scarcity of expertise, and weak formal and informal norms protecting private rights, all so prevalent in developing countries such as Turkey. Moreover, the difficulty of establishment of an effective regulatory regime is exacerbated by conflicting objectives, such as ensuring sector competition, high revenues from concession/privatization for fiscal reasons, ambitious investment demands, rapid expansion of basic services; distributional factors in the pricing of services; and the reluctance of most governments to relinquish control of the sector. Governments are tempted to use regulation to advance short-term political goals. With inappropriate regard for efficiency or implications for investors, and information asymmetries in costs and performance that favor the operators, make the regulatory system vulnerable to capture, thus diminishing credibility and overall welfare. Information and commitment problems can undermine the efforts of even the most well-intentioned regulators. In connection with the aforesaid it is necessary to enhance knowledge in this area to make the issue of natural monopolies and regulatory bodies, on which a considerable amount of debate should go on, one of the most popular items of the agenda and to make its importance for development recognized. Aim of this thesis is to contribute for enhancing knowledge in this area by touching upon the above mentioned subjects and problems.
Collections