Babur`un siyasi, sosyal ve kültürel hizmetleri (1483-1530)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
242 ÖZET Genel Türk tarih ve kültür tarihinin ana kaynağı Türkistan'dır. Adları millet sözcüğü ile anılan Türkler, uzun tarihi süreci bu topraklarda geçirirler. Hareketli yaşamları gereği, ekonomik ve ağır dış baskılar sonucu göç ederek eski dünyanın üç kıtasına yayılırlar. Türklerin Hindistan'a gelişi Ak Hunlarla(484) başlamasına rağmen yazılı belgelerde Gazneliler dönemiyle başlar(977-997) ve Delhi Sultanları'nın sosyal, askeri, ve siyasi icraatlarıyla devam eder(1 451 -1526) Gazi Zahiruddin Muhammet Babur(1483-1530), Türkistan(1 494-1 504) ve Kabi 1(1 504-1 526)'de sürdürdüğü siyasi yaşamından sonra 1526 yılında İbrahim Lodi'yi yenerek, K. Hindistan'da yönetimin yeniden Türklerin eline geçmesini sağlar. Babur, Hindistan(1 526-1 530) 'da beş yıl yönetimde kalır. Yazarların kısa bir dönem diye adlandırdıkları bu sürede kalıcı ve köklü icraatlar yaparak, uzun barış dönemine ve kendine özgü Türk Müslüman Hint kültürü diye adlandırılan yüksek sanat ve kültüre damgasını vuran Baburlu Devleti'nin sağlam temellerini atar. Hindistan'da feodalitenin yerine merkeziyetçi bir rejim koyar. Kamuoyuna önem verir ve her yaptığı icraatında kamuoyunun desteğini alır. Din ve devlet işlerini birbirinden ayrı tutar. Hindistan'da ağır silahların kullanımı onunla başlar. Bu gücü tarım ve taşımacılıkta da kullanır. Irmak taşımacılığına önem verir ve bunun T.C YÜKSEKÖĞRETİM KURULU DOKÜMANTASYON MERKEZİ243 gelişmesini sağlar. Gemi yapımına hız verir. Ümit Burnu'nun keşfiyle önemini yitirmiş olan Türkistan-Hindistan kara ticaretinin gelişmesi için bir dizi önlem alır. İhracaat artar. Multan, Pencap, Agra, Dehli'yi birer ticaret merkezi haline getirir. İnsanı ilgilendiren her konu onun ilgi alanı içindedir. Bu nedenle güzel sanatların her dalına ilgi duyar ve gelişmesini sağlar ve kendine özgü yaşam biçimiyle de Hindistan'a yeni bir yaşam biçimi kazandırır, öte yandan da Kutup Minar ve diğer yapıtlardan sonra Türk-Müslüman Hint mimarisine yeni bir anlayış getirir ve kendisinden sonrakiler de genişleterek, Taç Mahal gibi dünyaca ünlü yapıtlar meydana getirir. Doğa sevgisini de yaptırmış olduğu bahçelerle ortaya koyar ve bu bahçeler zamanla Baburlu Bahçeleri diye ünlenir. Babur Türkistan'da iyi bir eğitim görür ve Arapça, Farsça öğrenir. Çocuk yaşta şiire gazel söyleyerek başlar. Karizmatik lider, güçlü komutan ve dava adamı, sevgi dolu bir baba ve arkadaş, deneyime ve emeğe önem veren bir kişi, iyi bir çevreci, araştırmacı ve gezgindir. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra edebi yönüyle de XVI. yüzyıl Türk dili ve edebiyatının Ali Şir Nevai'den sonra temsilcisi kabul edilir. Babur, hükümet olduğu Türkistan ve Kabil'de olduğu gibi Hindistan'da da sosyal, idari, siyasi, inanç yönünden oluşturduğu hoşgörü ortamında Farsça, Arapça, Hintçe ve Urduca eserler veren sanatçıları destekler ve yerli dillerin gelişmesi için uygun ortam oluşturur. Kendisi de yerli dilleri öğrenmeye çalışır. Tüm bu hoşgörüsüne rağmen bugüne gelmiş eserlerini Türkistan(Çağatayca) Türkçesiyle yazar. Baburname adıyla ünlenen Vekayi'yi sade bir dille kaleme alır ve inanılması244 güç bir şekilde olayları tüm çıplaklığıyla gözler önüne serer. Öyle ki padişah anıları değil de, sade bir insanın anıları dedirtecek kadar. Bilim dünyasında yabancı yazarlar, edebiyatçılar, otobiyografistler, tarihçiler dünya klasikleri arasında yer verdikleri bu eserin, en inanılır ve güvenilir kaynak olarak, Türk dilinde yazılmış dönemin en güzel nesir örneği olduğunu belirtirler. Divanı, her konuda yazmış olduğu şiirleri oluşturur. Türkistan, Kabil ve Hindistan'da geçen yaşamının her anını içine alan güçlü şiirleriyle, şiir sanatını ortaya koyar. Aruz Risalesi'nde aruz nazariye kurallarını örneklerle açıklar. Nevai'nin Mizanü'l Evzan adlı yapıtından sonra en kapsamlı yapıt kabul edilir. Risaley-i Validiyye Tercümesi, XV. yüzyıl tasavvuf ahlakını ortaya koyar. Ayrıca Hatt-ı Baburi adlı yeni bir yazı denemesi bulunur. Bunların dışında ele geçmemiş eserlerinin bulunduğu bilinmektedir. 47 yıllık yaşamında savaşı, barışı, bilimi, kültür ve sanatı iç içe yaşar ve Agra'da 25 Aralık 1530 tarihinde yaşama gözlerini yumar. Naaşı Yamuna(Cemna) Irmağının kenarındaki Aram Bağ'da gömülür. Altı ay sonra da Kabil'e götürülerek, Bağ-ı Baburi adlı bahçeye nakledilir. Yaşam öyküsüyle, bilim, kültür ve sanata verdiği önemle, bıraktığı yapıtlarıyla, Hindistan'da kurduğu Baburlu Devletiyle XVI. yüzyıl tarihinde oynadığı rolle Doğu ve Batının daima ilgi odağı olmuş ve olacaktır. 245 SUMMARY Turkestan is the main source of the general Turkish history and culture. Turks, whose name is synonymous with the word Turk`, settled in these territories during the long course of their history. After migration they spread throughout the three continents of the old world as necessitated by their active style of life and as a result of the economic pressures and objective conditions. In spite of the fact that Turks first stepped into India at the time of Akhuns(484), their regular arrival started with the time of Gaznes according to the written documents(977-997) and continued with the social, military and political operations carried out by the Sultans of Dehli(1451- 1526. Gazi Zahiruddin Muhammad Babur( 1483-1 530), after spending his political life in Turkestan( 1494-1 504) and Kabul(1 504-1 526), defeated S. İbrahim Lodi in 1526 and thus led Turks to take control of N. Indian administration. Babur held power in India for five years(1 526-1 530), which historians consider to be a very short period to conduct substantial and far-reaching implementations. But instead of that in the laying of the firm foundations of the Baburean State, which marked a long period of peace and the emergence of a peculiar Turco-Moslem-lndian culture and arts. Babur replaced feudalism with a regime of centralization. He exerted importance to246 the public opinion and thus gained support from the public for each implementation. The religious and government affairs were separated, as well. The use of heavy weapons in India started with Babur. This power was also used in agriculture and transportation. Transportation by river was also encouraged and further developed. Shipbuilding work was accelerated. He took various measures to improve the Turkistan-lndian land trade which had lost its importance after the discovery of Cape of Good Hope. Exports rose and Multan, Penjab, Agra, Dehli each turned into a trade centre. All the subjects related to man were of great interest for him. For this purpose, he was involved in all the aspects of fine arts and contributed greatly to their development. A new way of life then started prevaling in India due to his progressive approach. Meanwhile, he introduced a new understanding into the Turco-Moslem Indian architecture after the Kutub Minar and other works of art. This was further developed by his successors who later created such famous works as Taj Mahal. Babur* s love of nature is reflected from the gardens known as the Gardens of Babur. Babur was well educated in Türkistan and he learned Arabic and Persian, in his childhood. He started composing `gazel` as the first steps in poetry. He was a charismatic leader, a bold commander, a man of action, a loving father, a friend, a person who gave importance to experience and labour. He was a nature loving, a scholar and a traveller. Apart from all these qualities, he is accepted as the representative of Turkish language and literature, after Ali Sir Nevai, of the 16th century. In Türkistan and Kabul247 where he was in power. Babur supported artists who produced master pieces in Persian and Arabic. Similarly he promoted Indian languages, where an atmosphere of social, administrative, political and religious tolerance was prevailant,. This situation led to the development of local languages. Babur, himself tried to learn Indian language as well. In spite of his liking towards local languages, he wrote his own works in Türkistan Turkish(Jagataic) language. His `Vekayi`, named `Baburnamah`, was written in narrative style and he penned down all the events in realist manner. At the first sight these appear to be the memories of an ordinary person and not the emperor, but in fact- all the foreign authors, literary men, autobiographers, historians and the critics count this work in the world classics. They regard it as the most reliable source and the best example of prose written in Turkish at that time. His Divan consists and his poetry dealing with every subject, Each moment of his life spent in Türkistan, Kabul and India is represented in his beatiful poems which are the unprecedented examples of classical poet. He also defines theoretical rules of prosody with example. In his `Aruz Risalesi`. This is regarded as the most comprehensive work ever after Nevai's Mizan'ül- Evzan. His translation of Risaley-i Validiyye explains the 15th century ethics in mysticism. He also introduced a new experimental script called Hatt-i Baburi. Still many of his works are unknown to the scholars of today.. Babur, during his 47 year lifetime he activity indulged in war, peace, science, culture and art altogether and died in Agra on 25 December 1530. His funeral was kept in the Aram-Bağ near River Yamuna(Jamna) and taken248 to Kabul six months later to be buried in the Garden named Bağ-ı Baburi. His life story, works, contribution towards language and literature, culture and arts, the Baburean State he founded in India and the role he played in the 16th century remained and will ever reman a focus of attention for the East and the West.
Collections