Halk sağlığı krizlerinde kriz iletişimi ve kriz haberciliği: Örnek olay A/H1N1 (Domuz Gribi) Pandemisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüzde depremlerin, sel felaketlerinin, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan çatışmaların, ekonomik buhranların, salgın hastalıkların, medyaya dağıtılan gizli diplomatik belge sızıntılarının, terör saldırılarının gölgesinde krizler, birlikte yaşamak zorunda olduğumuz durumlar/olaylar haline gelmiştir. Bundan dolayı, devletler de ne zaman ve nereden geleceğini bilemedikleri krizlere karşı hazırlıklı olma ve yanıt verebilmek amacıyla kriz yönetim planları hazırlamakta, geliştirmekte ve uygulamaktadır.Bu tez çalışmasının konusu küresel bir salgın hastalık olan pandemide devletin halkı ile nasıl iletişim kurduğunu araştırmaktır. Halkın sağlığını ve yaşamını tehdit eden bir krizde devletin neyi, ne zaman ve nasıl söylediği büyük önem kazanmaktadır. Bu amaçla devletler bugün, tehditlerin farkında olarak özel kriz iletişimi planları hazırlamış ve stratejiler belirlemiştir.2009 yılında yaşanan Domuz Gribi Pandemisi, devletlerin kriz iletişimi planlarını uyguladıkları ilk gerçek sınavları olmuştur. Türkiye de pandemiden etkilenen bir ülke olarak hazırlamış olduğu kriz iletişimi planını ilk kez bu krizde uygulamıştır. Tez çalışmasının amacı da Türkiye'de gerçek bir pandemi krizinde devletin kriz iletişimi planını nasıl hazırladığını ve uyguladığını incelemektir.Halkın sağlığını tehdit eden bir kriz iletişimi planlaması halkın önceliğini hedeflemelidir. Diğer bir deyişle, krizin tarafı olan devletin iletişimi bu önceliğe ve toplumsal sorumluluğa odaklanmalı; şeffaf, dürüst ve halkın katılımına açık olmalı ve bu öncelik göz önüne alınarak politikleşme, siyasi kaygılardan arındırılmalıdır.Ancak tezin varsayımına göre, Türkiye'deki sürece bakıldığında, kriz yönetiminden sorumlu ve krizin iletişiminin lideri kurumun kriz iletişimi tüm çabalarına rağmen politikleştirilmiş ve bunun sonucunda da büyük darbeler almıştır. Diğer bir deyişle, devletin birimleri arasındaki çatışma ve yerel siyasi politikleşme nedeniyle kurumun kriz iletişimi krize sokulmuş ve doğrudan yanlışa sürüklenmiştir. Today, under the shadow of earthquakes, floods, oil spills, conflicts, economic breakdowns and disease outbreaks crises have become a part of our daily lives. To that end, governments, who are the leading actors in such crises, have recognized that they should prepare, develop and implement crisis management plans.This thesis aims to explore how governments communicate with its public during a global health crisis: a pandemic. Posing a major threat to people?s health and life, during such a crisis, what, when and how the government talks with its public are of vital importance. Therefore, acknowledging these threats, governments have prepared their special crisis communication plans and determined their strategies.Swine Flu Pandemic in 2009 has been the first real test for the governments to implement their crisis communication plans. As a pandemic affected country, Turkey has also conducted its crisis communication plan to manage and respond to this crisis. The objective of this thesis is to investigate the planning and implementation of the crisis communication plan of the government.However, the hypothesis of this thesis suggests that the crisis communication process in Turkey was politicized and thus, was partially defeated. Namely, the conflict within the government and the local politicization lead to a crisis in the crisis communication of the organization and dragged the communication process from the right to the wrong.
Collections