Neoliberal çağda işçi sınıfının konumu ve sınıf hareketi: 4/C ve TEKEL direnişi örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tekel'in özelleştirilmesi sonucu işsiz kalan ve Devlet Memurları Kanunu'nun 4/C maddesine göre istihdam edilmesi gündeme gelen Tekel işçileri bu güvencesiz çalışma biçimine karşı çıkmış ve hükümetin geri adım atmaması karşısında Ankara'da 78 gün sürecek olan bir direniş başlatmıştır. 4/C uygulaması, hem ücretli emeği esnek ve güvencesiz çalışmaya iten neoliberal uyum politikalarının bir tezahürü hem de devletin sınıfsal karakterini ortaya çıkaran bir düzenlemedir. Güvencesiz çalışma koşullarının bir araya getirdiği bu büyük işçi kitlesinin sınıfsal içerikli eylemleri, toplumsal sınıfların geçerliliğinin ve açıklayıcılığının sorgulandığı bir dönemde, akademik çalışma açısından da ilgi çekici olmuştur.Bu çalışmada, öncelikle, sosyal ve siyasal kuramda toplumsal sınıflar etrafında dönen birkaç önemli tartışma noktası ele alınmıştır. Bu bölümün amacı, sınıfların, kapitalist sistemin emek sermaye çelişkisi temelinde ve üretim ilişkileri içinde oluşan antagonistik ve tarihsel fenomenler olduğunu vurgulamak ve sınıf ilişkilerinin toplumsal değişimdeki rolünü araştırmaktır. Devlet ve sınıflarla ilgili tartışma, tezin ikinci bölümünde, neoliberalizme uyum sürecinde ücretli emeğin geçirdiği dönüşümle devam ettirilmiştir. Devletin, 4/C gibi uygulamalarla hem kamusal istihdamı çökerttiği hem de ücretli emeği güvencesiz çalışmaya iterek sınıf ilişkilerinde aktif olarak yer aldığı vurgulanmıştır.Herhangi bir ücret mücadelesi bile kapitalizmin ontolojik zemini açısından yalnızca ücret mücadelesi olmakla sınırlı değilken, 4/C ile daha fazla görünürlük kazanan güvencesizlik eğiliminin deneyimlenmesiyle kurulan sınıfsallıklar toplumsal mücadeleler içinde önemli bir ivme yaratabilmektedir ve siyasal momentin bu mücadelelerde kritik bir rolü vardır. Harekete siyasal karakterini veren şeylerden en önemlileri, farklı inançlardan, etnisitelerden insanların bir araya gelerek dışlama ve düşmanlıkla değil, farklılıkları dışlamayan tanıma ve ortaklık pratikleriyle hareket edebilmiş olmaları ve kadın işçilerin, iç içe geçmiş olan cinsiyet ve sınıf ilişkilerini ifşa ederek, kendi yapabilirliklerini ve ?dönüştürme? iradelerini ortaya koymalarıdır. Çeşitli siyasal ve ideolojik etkilere açık olan hareketin heterojenliği ve diğer toplumsal muhalefet odaklarıyla kurduğu ilişki siyasal iktidara yönelik en önemli tehdit olmuştur.Bu bağlamda, Tekel eylemi, hem eylem biçimlerinin özgünlüğü ve çeşitliliğiyle hem de siyasal iktidar karşısında ortaya koyduğu mücadele ve pazarlık gücüyle emek tarihinde özgül bir yere sahip olmuştur. The workers, who became unemployed as a result of the privatization of Tekel, were forced to work in accordance with the article 4/C of the Civil Servants Law and they opposed to this forms of employment which meant working without social security rights; they launched a resistance which would last for 78 days in Ankara because the government did not step back. The implementation of the article 4/C, which forces wage labor to work for longer hours without social security rights, is a reflection of neoliberal harmonization policies and a regulation which reveals the denominational characteristics of the state. The denominational movement of a huge group of workers, who came together to resist against working conditions deprived of social security, is interesting for an academic research in a period when the validity and the explanatoriness of social classes are interrogated.In this study, some important discussion points about the social classes in social and political theories were examined primarily. The aim of this chapter is to emphasize that social classes are the antagonistic and historical phenomena constituted on the basis of a controversy between labor and capital of the capitalist system and within the production relationships and to search for the role of the relationships among classes within social changes. The discussion related to the state and social classes continued in the second chapter of the thesis explaining the transformation of wage labor in its harmonization process with neoliberalism. Also, it was emphasized that the government both destroyed the public employment and forced wage labor to work without social security rights and thus it gained an active role in relations among social classes.Despite the fact that any struggle against wages is not only limited to being a struggle against wages as for the ontological basis of capitalism, the denominationalism constituted experiencing the tendency of being deprived of social security, which becomes visible with the implementation of 4/C, can create a momentum and the political momentum has a critical role in these struggles. The most important factors shaping the political characteristic of the movement are that people of different ethnicities come together with no exclusion or hostility but with recognition of differences and a joint action and also, the women workers? own capabilities and their will of conversion by disclosing their interpenetrated gender and class relations. The heterogeneity of the movement, which is open to various political and ideological effects, and the relation, which has been established with the opposition, have both been the most important threat to the government.In this context, Tekel movement has gained a specific place in the history of labor because of the originality and variety of the form of their resistance movement, and also due to the struggle and bargaining power against the political government.
Collections