Dil politikaları, dil hakları ve Türkiye`de uygulamaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İnsanın en temel vasıflarından biri konuşabiliyor olmasıdır. İnsanın konuşabilmesinin aracı, kendisiyle özdeşleşen ve kimliğinin temel taşını oluşturan, anadilidir. Kişinin anadili onun için sıradan bir dil değil, kendisini üretebilmesinin esas aracıdır. İnsanın anadilini kullanması, onurlu bir hayat sürebilmesi için gerekli olan en temel haklarındandır. Ancak uygulanan dil politikalarının çerçevesini dilsel insan haklarından ziyade, devletlerin ulusal kimlik politikaları belirlemektedir. Ulusçuluğun devlet modeli olan ulus-devlet, hem ulusal kimliği inşa etmek, hem de inşa ettiği ulusal kimliği devam ettirebilmek için dilin sembolik niteliğini politik bir araç olarak kullanmaktadır. Bu amaçla ulus devletler ülke içinde tek ve ortak bir dili hakim kılmaya çalışmaktadırlar. Bu tek dillilik politikası diğer dillerin asimile edilmesine yol açmaktadır. Tek dillilik (asimilasyonist) politikası ile dilsel insan hakları arasında doğal bir çatışma bulunmaktadır. Dil haklarının gelişmesiyle birlikte tek dillilik politikası tepki ile karşılanmaktadır. Uluslararası belgelerde dil hakları ile ilgili, yeterli/tatmin edici derecede olmasa da, birçok gelişme bulunmaktadır. Ancak bu belgelerin bir kısmının bağlayıcılığının olmaması ve devletlerin takdir yetkilerinin geniş olması nedeniyle devletler alışık oldukları dil politikalarını sürdürmektedirler. Bu bağlamda Türkiye'nin izlediği dil politikalarına bakıldığında, başta Anayasa ve diğer birçok yasa ile tek dillilik politikası korunmakta; eğitimde, siyasi hayatta ve diğer kamusal alanlarda Türkçe dışındaki dillerin kullanımına yönelik kısıtlamalar bulunmaktadır. Dil hakları talebine karşılık olarak son yıllarda bazı gelişmeler kaydedilse de, henüz dilsel çoğulculuktan ve çerçevesi dil hakları tarafından belirlenmiş bir dil politikasından çok uzak bir noktadadır.Anahtar Kelimeler: Ulusçuluk, Dil Politikaları, Dil Hakları, Azınlık, Türkiye The basic characteristic of human is the ability to speak. The mother tongue, which is the basic tool of speaking, is the first language s/he learns and the milestone of her/his identity. The mother tongue of a person is not an ordinary language; on the contrary it is the source of life for her/him. The usage of mother tongue is one of the basic rights of a person which is necessary for sustaining an honorable life for herself/himself. However, the framework of the language policies are determined by the national identity policies of states instead of linguistic human rights. Nation-states exploit the symbolic characterictic of language both to construct a national identity and to sustain this constructed national identity. In this line, nation-states dominate one and common language in their domestic spheres. This monolingual policy causes the assimilation of other languages. There is a natural conflict between linguistic human rights and monolingual policies. As a result of the improvements in language rights, the monolingual policies receive a sharp reaction. There are a number of imrovements in international documents with regard to language rights although they are not satisfactory. The states continue to sustain their familiar language policies since some of these document are not binding for them and the power of states are too broad in order not to implement these resolutions. In this context, the monoligual policy is maintained with the constitution and other laws in Turkey. Although there are some imrovements with regard to language rights in Turkey, It is still far away from a linguistic plurality.Keywords: Nationalism, Language Policies, Language Rights, Minority, Turkey
Collections