19. yüzyılın seyahatnâme ve gravürlerinde Osmanlı Çağı Anadolu konutu üzerine bazı tesbitler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı, sadece seyahat koşullarının değil, fakat batı dünyasının Osmanlı coğrafyasına bakışının da değiştiği 19.yüzyılda yazılmış seyahatnâme ve gravürlerden yararlanılarak, Osmanlı çağı Anadolu konutuna ilişkin bazı gözlem ve çıkarsamalarda bulunmaktır. Bu bağlamda, konunun açıklanması için gerektiğinde fotoğraflara da başvurulmuştur.Bu çalışma ile ulaştığımız sonuçları, şu şekilde özetlemek mümkündür:Kentlerin topoğrafyası konut alanlarının oluşumunda önemli bir etkendir. Bazen de konutların eski kale duvarları ya da burçlar üzerine oturtulduğu görülmüştür. Bu tip konutlara Antalya ve Trabzon'da rastlanılmıştır.Konutlar, tek ya da iki katlı ve bazen de ticaret sayesinde sermaye birikimi yaratmış varlıklı ailelere ait ve konak diye nitelendirilebilecek konutlarda üç katlı olup, genellikle bitişik nizâmdadır.Bölgesel farklılıklara ayrılmakla birlikte, yapı malzemesi; ahşap, kerpiç, taş ve tuğladır. Zemin katları taş, üst katları ise ahşap karkaslı ve araları muhtemelen tuğla, kerpiç ya da taş dolguludur; buna karşılık, sadece kerpiç ve taşla inşa edilmiş konutlar da vardır. Afyonkarahisar, Erzurum, Kayseri ve Urfa gibi kentlerde düz damlı, Antalya, Bursa ve Trabzon gibi kentlerde ise kırma ya da beşik çatılı konutlar çoğunluktadır; alaturka kiremitli ve geniş saçaklıdırlar. Ancak 19. yüzyılda meydana gelen deprem ve yangın gibi felâketler, Bursa, Kayseri ya da Erzurum gibi kentlerin yeniden imar edilmesine yol açmıştır.Bacaların, kare kesitli ve dikdörtgen prizmal gövdeli formlardan ibaret oldukları, ayrıca, kimi bacaların üstünün konik, kimilerinin de yarım küre başlıklar halinde sonlandığı tesbit edilmiştir.Kimi konutlarda altlı-üstlü iki, üç, dört ve hatta bazı konutlarda beş sıra halinde düzenlenmiş düşey dikdörtgen pencere açıklıklarının yer aldığı tesbit edilmiştir. Bursa'da ahşap kafesli ya da kepenkli düşey dikdörtgen pencerelerin üstünde, sivri kemerli ve vitraylı olduğu anlaşılan tepe (kafa) pencereleri, Urfa'da bazı yapıların üst katlarında görülen ve daha küçük boyutlu olarak mahallince havalandırma takaları da denilen üst pencereler ya da kuş takaları denilen açıklıklar, Erzurum'da ise pencerelerin yağlı kağıtla kapatılması ve bazen de kemerli açıklıklar şeklindeki pencereler, kimi bölgesel farklılıkların bulunduğunu açıklamaktadır.Bursa konutlarında görülen çıkma, cumba ve kafes gibi donatıların, diğer kentlerdeki konutlarda yaygın bir kullanım alanı olmadığı söylenebilir.Kayseri'de kimi konutların üst katlarının oturduğu taş konsollar, ahşap ya da demir korkuluklarıyla çıkma oluşturan balkon ya da üçgen alınlık gibi bazısı dekoratif nitelikteki strüktürel yapı elemanlarının gayri-müslimlerin oturduğu konutlarda kullanılmış olması dikkat çekicidir.Seyahatnâmelerdeki ifadeler kadar, gravürler de, konut dediğimiz sivil mimarlık örneklerinin, kentsel mekân içinde bahçeleriyle birlikte var olmalarıdır; böylelikle, kent fiziğini oluşturan tarihî ve binaların çevresinde kümelenip, giderek kendiliğinden bir doku oluşturan mahalleler ve bu mahallelerde çevrenin yeşiline karışan, tek ya da çok katlı, düz ya da kırma çatılı ve alaturka kiremit örtülü kârgir konutları bulunan, kısacası, doğal çevre ile kent fiziğini birleştiren anlamlı bir kentsel dokunun varlığından bahsedilebilir.19. yüzyıl Anadolu konutunun görsel kaynakları üzerinden sürdürülen bu tür bir çalışmanın, esasen diğer Anadolu kentleri ve bu kentlerin sivil mimarlığına yönelik olarak, farklı dönemler için de sürdürülebilmesi, hiç şüphesiz, sadece sanat ve mimarlık tarihimiz için değil, fakat aynı zamanda kültür tarihimiz için de anlamlı olacaktır. The aim of this study is to make some of the observations and inferences regarding the Anatolian houses of Ottoman era by benefiting from travelogues and engravings in 19th century not only in the opportunity of travel, but also changed the western world's approach to the Ottoman geography.The results of this study can be summarized as follows:The topography of cities is important factor in the formation of residential areas. Sometimes it has been seen that the houses have been placed on the walls or towers of the castle. These types of houses have been found both in Antalya and Trabzon.The Houses were one or two storey buildings. However there were also three storey and generally adjecent others that can be called as ?konak? belonging to wealthy families who created an accumulation of capital from commercial activities.Wood, brick, stone and tile are used as building materials different according to the regions. Stone is used in ground floors, timber for upper floors whereas probably brick, tile and stone to fill the gaps between the floors. However, there are also some houses built with only mud brick and stone. The flat-roofed houses located in the cities like Afyonkarahisar, Erzurum, Kayseri and Urfa, barrel-roofed ones located in Antalya, Bursa and Trabzon are the majority and are Turkish style tiled and with spacious eaves. However, the 19th century disasters such as earthquake and fire has led to the reconstruction of the cities like Bursa, Kayseri and Erzurum.It has been identified that chimneys are composed of a square crossed section and rectangular prismatic hull forms, as well as some chimneys are completed with conical and some with a semi-spherical heads.That in some houses, two, three, four, and even five in row, bottom-topped vertical rectangular window openings placed have also been identified. The top (head) windows that are found out their sharp arced and stained glass features lately on wooden cage or vertical rectangular windows in Bursa, the upper- windows called as ?havalandirma takalari? by local people or the openings so called ?kus takalari? seen at the upper floors of some buildings in Urfa and windows closed with greased paper and some in the shape of arched openings in Erzurum explain the regional differences.It can be said that the corbelling and the applications like oriel window and wooden latticed seen in the houses in Bursa were not common in the houses of other cities.In Kayseri, that the consoles are placed on upper storeys some of the houses and structural building components, some of them are in decorative nature with wood or iron guardrails forming a balcony or a triangular pediment are used in the houses where non-Muslim people were residing is remarkable.As the expressions in the travelogues, the civil architecture samples of housing co-exist within the gardens in urban areas can be seen also in the engravings as follows; the neighborhoods forming gradually a historical fabric by clustering around buildings and the structures joining the green of the environment in these neighborhoods with single-or multi-storey, flat or pitched roofs and tiled houses covered with Turkish style tiles. In short, it can be mentioned regarding the existence of meaningful urban fabric that combines the natural environment and the physics of the city.This kind of study carried out visual sources on 19th century Anatolian houses, primarily to be able to carried out in different periods on other Anatolian cities and civil architecture of those cities shall be obviously meaningful for not only our art and architecture but also for our cultural history.
Collections