Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi`nin siyasi faaliyetleri (1908-1923)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Hristiyan. dünyasının iki büyük mezhebi olan Katoliklik ve Ortodoksluk arasında tam anlamı ile bir uzlaşma hiç bir zaman sağlanamadı. 1054 yılında Papa ve Patrik karşılıklı olarak biribirlerini ve ruhanî meclis üyelerini aforoz ederek, iki kiliseyi kesin olarak birbirinden ayırdılar. Papalık IV. Haçlı Seferi ile İstanbul'u işgal edince Ortodoksların, Katoliklere karşı olan kinleri daha da arttı. Katolik ve Ortodoks Kiliseleri'nin birleşmeleri sürekli olarak canlı tutulmaya çalışıldı. Fakat mezhepler arası nefretten dolayı basan sağlanamadı. Artan Türk tehlikesi üzerine İstanbul'un fethinden önce birleşme teşebbüsü tekrar gündeme gelmesine rağmen, Patrik II. Anastosios buna karşı çıkarak istifa etti. Megadük Notaras da açık bir ifade ile `İstanbul'da Kardinal külahı görmektense, Türk sangı görmeyi tercih ederim` diyerek tepkisini dile getirdi. II. Mehmet, İstanbul'un fethinden sonra Ortodoksların baskı altında kalma beklentilerini boşa çıkararak hürriyetleri konusunda gerekli her türlü teminatı verdi. Katoliklerin baskısı altındaki Ortodoksluğu yeniden hayata döndürdü. Georgios Kurtesios Skolarios, Fatih'in huzuruna davet edilerek, II. Gennadios adıyla Patrikliğe getirildi. Fâtrik, `mîlletbaşı` ilân edilerek bütün Ortodokslann dinî ve dünyevî meselelerinde hüküm vermeye yetkili kılındı. Bizans döneminde İmparatorlar tarafından kendi çıkarları için kullanılan Patrikhane, Türk idaresi ile serbest hareket etme imkânına kavuştu. Fatih Sultan Mehmet'ten sonra da Patrikhane uzun bir süre, Fatih zamanında verilen hak ve imtiyazlar ile bütün Ortodokslann merkezi olma özelliğini muhafaza etti. Patrikhane, Osmanlı Devleti'nin zaafa uğradığını hissettiği dönemlerde sürekli olarak, içeride kanşıklık çıkarmak ve devletin düşmanlarıyla işbirliği etmekten geri kalmadı. Yöneticiler, bunlara karşı ölüm cezası dahil olmak üzere her türlü tedbiri almaya çalıştılar. IV. Mehmet zamanında Patrik III. Parthenios, Eflak Voyvodası Kostantin'i isyana teşvik ettiğini bizzat itiraf edince, 24 Mart 1657 yılında Parmakkapı'da idam edildi. II. Mahmut zamanında Patrik V. Grigorios'un, bazı metropolitlerle birlikte Fenerli Rumlar ve Filiki Eterya Cemiyeti üyeleriyle işbirliği yaptığı, Eflak ve Mora isyanlanyla ilgisi olduğu tespit edildi. Bunun üzerine V. Grigorios ve Kayseri, Edremit Tarabya Metropolitleri ile eski Patrik Kirillos 1821 yılında idam edildiler.Tanzimat ve Islahat Fermanları sürecinde Patrikhane kendilerine tanınan imtiyazları sûistimal etmekten geri kalmadı. Aynı durum I. ve II. Meşrutiyet dönemlerinde de devam etti. Babıâli görevlerini kötüye kullanan Patrikleri görevlerinden alıyordu. Fakat bu durum hiç de kolay olmuyordu. Çünkü Avrupa kamuoyu Babıali'yi sürekli olarak baskı altında tutmaya çalışıyordu. Rusya başta olmak üzere bütün Avrupa Devletleri, Ortodoksları özellikle de Rumların haklarının gasp edildiğini ileri sürerek, Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışmaya çalışıyorlardı. Avrupa destekli Patrikhane, kendisine bağlı bütün metropolitleri ve diğer din adamalarını Osmanlı Devletine yönelik faaliyetlerde kullanıyordu. Bu faaliyetler İstanbul'dan başlamak üzere Rumların yoğun olarak yaşadıkları her yerde görülüyordu. Bütün Rum basınını da kendi emrinde bulunduran Patrikler yoğun bir kampanya ile Babıali'yi zor durumda bırakmak için her türlü yolu deniyorlardı. Bütün propaganda metotlarını kullanan Patrikhane, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerde imzaladığı hemen hemen bütün antlaşmalarda etkisini hissettirmeyi başardı. Traplusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı sürecinde Patrikhane açıkça Türk düşmanları ile işbirliği yapmaktan çekinmedi. Özellikle I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında bütün imkanlarını kullanarak Türk topraklarının Yunanistan'a bağlanması için her türlü gayretin odağında oldu. Trakya ve Anadolu'da işgal kuvvetleriyle açıkça işbirliği yaptı. Özellikle Patrik Vekili Dorotheos ve Patrik Meletios yurt içinde ve yurt dışında Türklere yönelik her türlü faaliyeti bizzat desteklediler. Trabzon Metropoliti Hnsanthos ve İzmir Metropoliti Hnsostomos, Anadolu'da en faal olan metropolitlerin başında gelmekteydiler. Patrikhaneye yaptıklarının yanlış olduğu anlatılmaya çalışıldı. Fakat Patrikhane Megali İdea'nın gerçekleştirilmesi için tarihî bir fırsat yakaladığı düşüncesiyle çok çaba sarf etti. Patrikhanenin Türk düşmanlarıyla işbirliği yapmaması hususunda Türk Ortodokslan'nın lideri Papa Eftim var gücüyle çalıştı. Fakat O da Patrikhanenin kötü emellerine alet olmadığı için Ortodoksluğa ihanetle suçlanarak aforoz edildi. Patrikhane, Lozan Antlaşması ile o zamana kadar sahip olduğu bütün hak ve imtiyazlarını olduğu gibi muhafaza etmek için mücadele etti. Kendisine Avrupa devletleri temsilcileri de destek verdiler. Lozan müzakereleri sırasında Patrikhane meselesi tartışılırken sert tartışmalar oldu. Zaman zaman görüşmeler kesilme noktasına geldi. Türk temsilcileri Patrikhanenin Türkiye dışına çıkarılması hususunda çok ısraraettiler. Fakat Batı kamuoyunun baskı karşısında Patrikhanenin sadece dini yetkileri bırakılarak, Türkiye'de kalmasına razı oldular. SUMMARY The Orthodoxes and the Catholics, as important sects of the Christianity, were not reconciles never. In 1054, by the Pope and the Patriarch have excommunicated the members of their holy councils, and set apart the churches. The efforts to unify the churches were of great importance for the Christians always. However, it was not possible for themselves to realize it, due to the grudges. Under the Turkish threats on Istanbul, the efforts were vigorous, but in vain. After the Conquest, in Istanbul, the Orthodoxes got the guarantees to continue and to keep all their religious activities. And the way of the Orthodoxy was more powerful, against the Catholics. By the Sultan Mehmet the Conqurer, a Georgios Kurtesios Skolaios, has appointed as the partriarch, and have given the authority to use the mundane and sacred privileges in the Orthodoxes' world. The patriarch was free to behave, under the soverignity of the Ottoman Sultans. After the Sultan Mehmet, the patriarchy was kept the freedom and focal, for a long time. However, the patriarches were in cooperation with the enemies of the Ottomans, and actives in the treacheries, and also, betrayed, when the empire was in the weakness. And the government were trying to establish the precâutations to obstruct them, by means of the hard punishments. Under the soverignity of Mehmed IV. the Patriarch Parthenios III. who has been confessed his encouregements for Voyvoda of Eflak to rebel, was executed on March 24th, 1657, in Parmakkapi. Under the soverignity of Mahmud II. it was possible to identify the relations between the patriarch and the Rums of Fener and the members of the Society of Filiki Eterya to rebel and to create the treacheries to rebel in Eflak and Mora.Due to their treacheries, The Patriarch Grigorios V. and the former Patriarch Krillos, along with the Metropolites of Kayseri, Edremit and Tarabya, were executed in 1821. During the Periods of The Reorganization and the Renovations, in the 19. century, the activities realized by the patriarchy were not so favorables for the Ottomans. During the periods of the Constitution I. and II., the activities created by the Patriarchy were not different. Under the pressures, creted by Russia and the other European Countries, the conditions to rebel were so favorables for the minorities, related to the Orthodoxy. All the persons, related to the Patriarchy, were not so kind, but enemies for the Ottomans. -jüt lttkdEa:î)Cüli.îtr:' MîThe unfavorable conditions existed in all the regions, occupied by the minorities, related to the Orthodoxy. The preassures created by the Patriarchy were of great importance at the last years of the Ottoman Empire. During the wars of Trabulusgarb, the Balkans, and the World War II. and the Turkish Freedom, the Patriarchy was allied with the enemies of the Ottomans, and tried to offer the Turkish territories to the Greeks. In Anatolia and Thrace, the Patriarchy was allied with the Greek Army. The Patriarhy believed that the time is favorable to create the Megali Idea. However, Mr. Papa Eftim, the leader of the Turkish Orthodoxes tried to get a contrary position to keep against the enemies of the Turks. By the Patriarchy, he has excommunicated. During the negotiations of the Treaty of Laussanne, the Patriarchy tried to held and to keep all the privileges and the concessions. And all the activities crteated by the Patriarchy were supported by the European Countries. In the treaty, the Patriarchy was an important problem. The delegates of the Republic of Turkey wished to push the Patriarchy out and to derive it from Turkey. Under the pressures created by the Western Countries, the Patriarchy was kept, as a religious authority only, in Turkey.
Collections