II. Abdülhamid Döneminde İngiliz kamuoyunda Filistin`e göç meselesi: 1876-1908
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Göçlerle dolu Yahudi tarihinde, Avrupa'da ve özellikle Rusya'da sertleşen Anti-Semitizm Yahudilerin birleşerek Filistin'e yerleşmeleri projesini, 19.yy.'ın sonlarına doğru Yahudi ırkının geleceğine dair yorumların ağırlık merkezi haline getirmiştir. Yahudi Sorunu'nun büyüdüğü tarihler aynı zamanda, Osmanlı tahtında bulunan Padişah II. Abdülhamid'in gerek dahili, gerek ise harici meselelerle yoğun bir biçimde uğraştığı dönemi ihtiva etmektedir.Yahudi aleyhtarlığının dünyanın hemen her bölgesinde ve ülkesinde mevcut olması nedeniyle beliren ana sorun; Yahudilerin gönderileceği yeri bulmak ve onu elde etmektir. Bu arayış, Yahudilerce Kutsal Topraklara kaydırılmak istendiğinde gerekçe; Yahudilerin çok eski tarihlerde orada yaşamış olmalarından çok, göç ettikleri ülkelerde meydana gelen politik ve ekonomik sıkıntılar olmuştur. O nedenle; özellikle İngilizler için ülkelerine yığınlar halinde gelen `Yahudi milletinden' sonsuza dek kurtulabilecekleri bir bölge bulmak adeta bir zaruriyet halini almıştır. Bu maksatla Yahudilerin yoğun olarak göç edebilecekleri, en yakın ve elverişli bölge olarak Filistin ve civarı benimsenmiştir.Hiç şüphesiz; Yahudi dinine ve milletine mensup insanlar için dünya üzerinde yaşanacak çok az yer vardı. Bunlardan biri; `Yeni Dünya' denen Amerika Birleşik Devletleri iken, diğeri İngiltere'ydi. Yanı sıra; 1492'deki İspanya sürgününden sonra Yahudilere kucak açan bir diğer devlet de Osmanlı İmparatorluğu olmuştu.İngiliz hükümeti, II. Abdülhamid'in ilk yıllarında iktidarda olan Musevi Başbakanı D'israeli ile Yahudi Sorunu'nu yakından izlemeye başlamıştı. İlerleyen yıllarda, yüksek sınıfa mensup Yahudi vatandaşlarının da nüfuzuyla, meseleye doğrudan ve Ön Asya'daki politik çıkarları gereği etkin bir biçimde katılmıştır.Öte yandan, II. Abdülhamid döneminin; içerde Ermenilerle, dışarıda Ruslar, İngilizler ve Fransızlarla olan siyasi mücadelesi ağırlaşan ekonomik koşullarla Osmanlı İmparatorluğu'nun en zorlu yüzyılını geçirmesine neden olmuştur. Zaten öteden beri devam eden bu gerginlik ve karmaşaya, Rusya'dan kovulmalarıyla oldukça acınası bir hale düşen Yahudilerin; Theodore Herzl gibi güçlü bir liderin başlattığı Politik Siyonizm ideolojisi altında birleşmesi ile Filistin'e yerleşim uluslararası bir konu halini almıştır. İngiliz kamuoyu konuyu yakından takip etmiş; çoğunluğunu Yahudi patronların oluşturduğu İngiliz basını da ilgili haberleri sıklıkla gündeme taşıyarak, halkın ilgisini canlı tutmayı sağlamıştır. Başarılı bir propaganda ile Birleşik Krallık vatandaşları Yahudileri davalarında destekleyerek, yaşadıkları zorluklar nedeniyle onlara sempati duymuştur.Sonuçta; 1900 sonrası Herzl'in önderliğinde bir Yahudi lobisi oluşturularak, Padişah II. Abdülhamid'den Filistin ve civarının Yahudilere tahsisini dileyen bir diyalog süreci başlatılmıştır. II. Abdülhamid, Siyonist Teşkilatın Filistin'e karşılık vermeyi teklif ettiği tüm ekonomik ve politik desteği şiddetli bir karşı koyuşla reddetmiştir. Konuyu görüşmek üzere İstanbul'a gelen Siyonist Herzl, umduğu şekilde Kutsal Topraklarda bir Yahudi Devleti kurmayı başaramamıştır.Aldığı tüm olumsuz yanıtlara rağmen Siyonistler, Theodore Herzl'in öngördüğü şekilde elli yıl sonra, İngiltere güdümünde ve garantörlüğünde Filistin'de bir Yahudi Devleti hayallerini gerçekleştireceklerdir. In the Jewish history which witnessed many migrations, Anti-Semitism gaining an aggressive dimension in the Europe and especially in Russia has made the project of Jewish settlement in Palestine the focal point of the comments about the future of the Jewish towards the end of 19th century. The years in which the Jewish Question grew up also involves the period which the Sultan Abdulhamit II, Emperor of the Ottomans, intensively dealt with many interior and exterior issues.The main problems resulting from the fact that Anti-Semitism is seen in nearly each and every region and country in the world are to find a land where the Jewish will be sent and to acquire this land. The reasons lying behind the steps of the Jewish to embark on a quest in the Holy Lands mainly come out of the political and economic problems that the Jewish experienced in the countries they migrated apart from the fact that in the ancient times, they lived there. Therefore, it has become a necessity especially for the British people to find the land to send `the Jewish nation? who invaded their countries and so to get rid of them forever. By adopting this goal, Palestine and its surroundings were regarded as the closest and the most convenient place where the Jewish could densely migrate.There is no doubt that there were only a few lands in the world for people belonging to the Jewish nation and religion. One of these lands was United States of America which was also known as `The New World? and the other one was England. Besides, the other state that supported and helped the Jewish people after the Spain Exile of Jews in 1492 was the Ottoman Empire.The British Government began to follow closely the Jewish Question with the Jewish Prime Minister D?israeli who was in power during the first years of Sultan Abdulhamit II. In the following years, he directly played an important role in this issue because of the influence of the Jewish people from upper class and actively dealt with this issue as a matter of his political interests in Asia Minor.On the other hand, the period of Sultan Abdulhamit II was the hardest century of the Ottomon Empire because of the economic conditions becoming hard and serious as a result of the political struggle with the Armenian on the inside and the Russian, the British and the French on the outside. In addition to the ongoing tension and struggle they witnessed, unification of the Jewish people, who became helpless after they were expelled from Russia, under the ideology of Political Zionism that Theodore Herzl, a powerful leader, initiated and their settlement goal in Palestine started to be dealt with as international subjects. British public opinion was in hot pursuit of this matter; the British media the greater part of which was composed of many Jewish patrons also enabled to keep the interests of the people alive by bringing up the relevant news to the agenda. The people of United Kingdom supported the Jewish people with a successful propaganda and they also took a fancy to them for the difficulties and many problems they experienced.In the end, a dialogue process with Sultan Abdulhamit II for the allocation of Palestine and its surroundings to the Jewish people was initiated by forming a Jewish lobby under the leadership of Herzl after the year 1900. Sultan Abdulhamit II harshly declined the economic and political support that Zionist Organization offered to give in return for Palestine. Zionist Herzl who came to Istanbul to deal with this issue failed to establish a Jewish State in the Holy Lands.Despite all the negative reactions and unfavorable replies, Zionists will realize their dreams of founding a Jewish State in Palestine with the guidance and guarantorship of Britain in a fifty years? time as Theodore Herzl anticipates so.
Collections