Mithridates VI. Eupator ve Roma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Büyük îskenderin ölümünden sonra bütün Hellenistik Dönem boyunca Küçük Asya'daki Hellenistik krallıklann kendi aralarındaki kıyasıya rekabet içlerinden herhangi birinin ötekilere egemen olacak denli sivrilmesine engel olmuş ve bu durum Anadolu'nun siyasal bütünlüğüne kavuşmasını geciktirmiştir. Bu da şüphesiz Roma'nın işine yaramıştır. Böylelikle Romalılar hiçbir devletin büyümesine ve güçlenmesine izin vermeyerek Hellenistik krallıklar arasındaki güçler dengesini korumuşlar veya onları birbirlerine karşı kışkırtmışlar, ya da onların süregelen savaşlar sonunda birbirlerini yıpratmasını uzaktan izlemişlerdir. Fakat Romanın en tehlikeli ve güçlü düşmanlarından biri olan Pontos Kralı Mithridates VI. Eupator İö. I. yüzyılda Roma'mn Doğu Akdeniz'deki egemenliğine karşı savaşmıştır. Özellikle Birinci Mithridates-Roma Savaşı (ÎÖ. 89-85) sırasında, Anadolu ve Hellas'ta yaşayan Hellenlerin kurtarıcı sıfatıyla aynen ikinci bir İskender gibi ortaya atılarak, Romalılar karşısında hiç te azımsanmayacak basanlar elde etmiş ve kısa bir süre için de olsa Roma'mn Küçük Asya'daki hakimiyetine son vermiştir. Bununla birlikte Küçük Asya'daki Hellenistik krallıklar, prenslikler, bölgesel birlikler, yerel yöneticiler ve bağımsız kent devletleri Pontos kralına karşı, Roma saflarında yer almışlar ve Romalıların Anadolu'daki hakimiyetlerim sağlamlaştırmasına neden olmuşlardır. Böylelikle, belki bilerek, belki de bilmeyerek, bir yandan da kendi sonlarını hazırlamışlardır. Mithridates'in ölümüyle Hellenistik dünyanın son büyük ve tam bağımsız hükümdarı da ortadan kalkmış, Romalıların Küçük Asya hakimiyeti böylece kesinlik kazanmıştır. Bu tezin amacı, Pontos Kralı Mithridates VI. Eupator' un, Hellenistik Çağ Anadolu'sunun şekillenmesinde, Romalılara karşı oynadığı tarihi rolün ortaya konulması ve konuya ilişkin antik kaynaklarla modern literatürde bulunan karmaşık bilgilerin sistemleştirilerek anlaşılır bir hale getirilmesidir. Bütün bunlar yazılırken, Mithridates'in Hellen-Roma dünyası ve özellikle Anadolu'daki Hellen kentlerine karşı uyguladığı politikanın geniş bir perspektif içinde anlatılmasına özen gösterilmiştir. Böylelikle İÖ. I. yüzyılın ilk yarısındaki Anadolu Tarihi hakkında şimdiye kadar bilinenler, teoriler ve henüz anlaşılamayan noktalar sistematik bir biçimde bir araya getirilmeye, Anadolu'nun boyun eğmez kralının Romalılara karşı 40 yıl süren mücadelesi detaylı bir şekilde gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. After the death of Alexander the Great his empire was split into several Hellenistic kingdoms that soon began fighting one another. Their rivalries meant that neither of the kingdoms were able to grow stronger than the others and the Anatolian political integrity was lost. The politi cal situation in Anatolia was a great advantage to the Romans. The continuous strife among the Hellenistic kingdoms kept the status quo so important to Rome, meaning that none of the kingdoms grew in strength, neither compared to the other Hellenistic kingdoms, nor, most importantly, compared to Rome. Eager to keep this status quo, Rome did not interfere with the fighting and in some cases even provoked the fight in order to watch the Hellenistic king doms grow increasingly weaker. This was the situation when Mithridates VI. Eupator (who reigned 120-63 BC) became king of Pontos and one of Rome's most implacable and successful enemies. He challenged the Roman domination over the Eastern Mediterranean region and threatened to take control over Rome's Greek-speaking provinces. In opposition to the Roman supremacy in the Eastern Mediterranean he sought to present himself not only in general terms as a Hellenistic mon arch, but also, more specifically, as the new Alexander. In the guise of Alexander and as champion of Hellenism he came forward to rescue the Hellenistic cities and the Greeks from their barbarian Roman oppressors. During the First Mithridatic War (89-85 BC) the propaganda and military preparations were well awarded: Mithridates gained control over Asia Minor and part of Greece. But the defeat of his generals in Hellas against the Roman general Sulla led to the disintegration of his support in the cities of Asia Minor. The Hellenistic cities turned their backs to the king who had lost to Sulla and started to revolt against Pontic supremacy. Eventually not only the Hel lenistic kingdoms, but also local dynasties, the Galatians and the island of Rhodes joined Rome in her fight against Mithridates. Whether they knew it or not, by helping Rome the Hel lenistic kingdoms created their own end. Once Mithridates had died, as the greatest among the Hellenistic kings, and after almost 40 years of war against Rome, there was never to come another Anatolian king who had the courage and will to stand up against Roman oppression. Mithridates was in fact the last fully independent king of the Hellenistic world. The aim of this thesis has been to discuss the impact of the Pontic king Mithridates VI. Eupator in the Hellenistic history of Anatolia and his historical role in the wars against Rome. Throughout my study I have pointed out Mithridates' philhellenic policy in creating respect ability and prestige in both Anatolia and Hellas. I have thus tried to give a picture of Anato lia's indomitable king through the facts and theories that are available on Anatolian history in the first century BC.
Collections