Paphlagonia Bölgesi kaya mezarları ve kaya tapınakları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Paphlagonia Bölgesi antik anlatımlar ışığında; doğuda Halys (Kızılırmak) ile Pontos Bölgesi, batıda Parthenios (Bartınsu) veya Billaios (Fiyos çayı) ile Bithinya, güneyde ise Gangra (Çankırı) ile Galatya sınırlanır. Bu geniş ve engebeli coğrafya, kuzeyden güneye ardı ardına sıralanmış, doğu batı doğrultusunda uzan Küre Dağları, Ilgaz Dağları ve Köroğlu dağları ile bölünmüştür (Harita). Bu zorlu coğrafya nedeniyle akarsu vadilerine sıkışan yerleşimler, yoğun bir ekonomik varlık gösterememiş, dolayısıyla Paphlagonia Bölgesin'de güçlü bir siyasi birlik kurulamamışlardır. M.Ö. 8. yy. ortalarında yoğunlaşan İon kolonizasyonuna kadar olan sürede kıyı şeridinden çok, verimli akarsu vadilerine yerleşmeyi seçen Paphlagonialı kabileler, dağınık bir karakter gösterir. Dolayısıyla bu yerleşim karakteri ve bey ailesinin mezarları olan, anıtsal Paphlagonia Bölgesi kaya mezarlarının dağılımı örtüşmektedir. Bölge Demir Çağı ile birlikte, Frig, Kimmer, Lidya, Akhaemenid, Makedon ve Helenistik krallıkların kargaşalı dönemlerinden sonra, Bithynia ve Pontos krallıklarının eline geçse de, daha sonra güçlü Roma hâkimiyetini altına girmiştir. Dolayısıyla bu birçok egemen kültürün izini, Paphlagonia Bölgesi kaya mezarlarının mimarisi ve cephelerinde görülen ikonografik anlatımlı kabartma betimlemelerde görmek oldukça doğaldır.Paphlagonia kaya mezar geleneği, M.Ö.5. yy.'ın başları birlikte, Phrygia kaya mezar düşüncesi ve mimari anlayışı etkisi ile özellikle bölgenin merkezi olan Amnias Vadisinde ortaya çıkar. Ancak mimaride asıl, yerel ahşap konut mimarisinin kaya mezarlarının cephesi ve planına yansıtılmışlığıdır. Bu gelenek kesintisiz olarak Hellenistik ve Roma Dönemi içlerine kadar devam eder ve kaya mezarları değişmeyen geleneğine rağmen, mimari ayrıntılarda görülen farkları ile rahatlıkla dönemsel olarak ayrılabilinirler.Bölge kaya mezarlarının mimari ayrıntılarına inildiğinde tipolojik olarak, cephelerine göre düz dam ve beşik çatı; planda ise çok odalı ve tek odalı olmak üzere ayrılmaktadırlar. Cephelerine göre yapılan tipolojide düz damlı kaya mezarları, özellikle Halys vadisinin kuzeyinde görülmeye başlanan kaya mezarlarıdır. Anıtsal ama sade anlatımlı bu mezarların ön odalarında, üç- beş arasında değişen sütunları dışında, cephelerinde hiçbir mimari anlatım ve kabartma betimleme görülmez. Düz damlı kaya mezarları Halys Vadisi kuzeyinde başlar ve güneye doğru Kappadokia'da Çorum İli, Alaca İlçesi Geven Köyü içersindeki kaya mezarlarına kadar izlenmektedirler.Beşik çatılı kaya mezarları ise; Amnias Vadisi boyunca ırmağın her iki yakasında yer alır. Bu mezarlar, genel olarak önde iki ya da üç sütunlu, mezar cepheleri kademeli kirişlerle çerçevelenmiş, beşik çatılı ve alınlıklarında kabartma bezemeli ikonografik anlatımların görüldüğü kaya mezarlarıdır. Ayrıca beşik çatılı bu mimari M.Ö. 4. yy.'la beraber hem mimari anlatımı hem de kabartma betimlemeli alınlıkları ile Halys ve Soğanlı Su Vadilerindeki bazı kaya mezarlarını da etkilemiştir.Planda ise ilk tip, tek odalı mezarlardır ve erken dönem anıtsal kaya mezar geleneği içersinde yerleri yoktur. Bölgedeki sayıca azlıklarının yanında, herhangi bir mimari bir bütünlük göstermemeleri ile dikkati çeken bu grup, bir gelişim göstermemiş ve yaygınlaşmamıştır. Ancak Paphlagonia kaya mezar geleneğini oluşturan, sütunlu ön odaları ve bir ya da daha çok mezar odası ile çok odalı kaya mezarları olarak adlandırdığımız yerel ahşap konut mimarisi kökenli mezarlar, Paphlagonia'nın geneline yayıldığı gibi mimarideki dönemsel değişimleri ile Geç Hellenistik- Roma Dönemine kadar kesintisiz olarak kullanılmıştır. Ayrıca yine Hellenistik Dönem ile birlikte Pontos ve Kappadokia Bölgeleri kaya mezar mimarisini etkilemiştir.Paphlagonia Bölgesi kaya mezar geleneği içersinde, özellikle Amnias Vadisi kaya mezarları ve bu vadi etkisindeki, Halys Vadisi güneyindeki Kargı ve İskilip kaya mezarları alınlıkları, yoğun ikonografik anlatımlı kabartma bezemelerle süslenmiştir. Kabartma betimlemeler içersinde dikkati çeken konulardan özellikle; Phryg Ana Tanrıçası ile düşüncede ve şekilde bir olsa da, kaya mezarları ile birliktelikleri ile farklılaşan, Evkaya ve Terelikkayası kaya mezarlarının cepherinde görülen Ana Tanrıça betimlemeleri dikkat çekicidir. Ayrıca Kalekapı, Salarköy, ve Tereliklayası kaya mezarlarında ise Herakles Nemea aslanı Mücadelesi sahneleri ve İskilip 1 Nolu kaya mezarında birbirlerine doğru uçan ve ellerinde nar ve başak demeti taşıyan Eros Figürleri de Anadolu kaya mezar gelenekleri içersinde tekil anlatımlardır. Ayrıca bölge kaya mezarlarının cephelerinde ve ön alanlarında görülen en yaygın betimlemeler ise hayvan kabartmalarıdır. Bu kabartmalar arasında, Akhaemenid sanatı etkisinde yapılan arslan griphon betimlemesi bölgedeki sadece Paphlagonia' da değil tüm Anadolu kaya mezar geleneği içersinde tekildir. Ayrıca Aslan Boğa Mücadelesi'de yine Kalekapı kaya mezarı cephesinin yanlarında görülen zengin ikonografik anlatımlarından biridir. Bunun yanında Kalekapı kaya mezarında tam bitirilmemiş bir boğa kabartmasının da varlığı dikkat çekicidir. Aslan kabartmaları da kaya mezarlarının cephelerinde ve ön alanlarında yoğun olarak karşılaştığımız betimlemeler arasındadır. İlk olarak Kalekapı kaya mezarı alınlığında görülen aslan betimlemeleri, Salarköy kaya mezarı çatısının üzerinde ve Kargı Ambarkaya, Cöpcöp kayası ve Bademci kaya mezarlarının alınlıklarında da görülür. Ayrıca bu aslan betimlemeleri sadece alınlıkta değil aynı zamanda Terelik kayası ve Kargı Ambarkaya kaya mezarlarının ön alanlarında nereyse serbest yontuymuşçasına mezarı bekler şekilde işlenmişlerdir. Paphlagonia kaya mezarların alınlığında görülen diğer bir figür ise, Kalekapı ve Salarköy kaya mezarlarında görülen kartal kabartmalarıdır.Sonuç olarak düşünce ve mimaride Frig etkisiyle ortaya çıkan Paphlagonia kaya mezarları, M.Ö. 5. yy. başlarından, Geç Hellenistik ve Roma Dönemine kadar mimari ve bezemede özde aynı, ayrıntıda farklı anlatımlarla kesintisiz olarak görülür. Özellikle erken dönem anıtsal kaya mezarlarında, egemen kültürlerin mimaride ve bezemedeki izlerini yerel bir dille yansıtırken; Hellenistik dönemle birlikte, çevresindeki Pontos ve Kappadokia Bölgeleri kaya mezarlarını, bu kesintisiz ve mimaride ödün vermeyen anlayışıyla etkilemiştir. Paphlagonia Region is surrounded by the Halys (Kızılırmak River) and Pontos Region in the east, Parthenios (Bartınsu) or Billaios (Fiyos) and Bithinya in the weast, Gangra (Çankırı) and Galatya in the south. This vast and rough area is seperated by Küre , Ilgaz and Köroğlu mountain ranges in the direction of east-west. (Map 1). Because of this violent geography , settlements in the area were stuck in river valleys ,so they could not play an important role in economy and have a political unity. Until dense İonian colonisation in 7 BC, Paphlagonian tribes prefered settling by fertile river valleys instead of the coastline and they were scattered. Therefore, this settlement character is closely connected with monumental rock-cut tombs distributed in Paphlagonia Region .During the Iron Age, the region went through disorder under the control of the Phrygian, Cimmerian, Lydian, Macedonian, Achaemenid, Hellenistic kingdoms , finally it was captured by Bithynia and Pontos kingdoms and dominated by powerful Roman Empire . So it is inevitable to see the relief on architecture and facade of the rock-cut tombs in Paphlagonia reflecting the traces of all these civilisations.Tradition of Paphlagonian rock-cut tombs under the influence of Pyrigian rock-cut tombs at the beginning of 5 BC. was seen especially in Amnias Valley which was the center of the region. The main point was to reflect the architecture of the local wooden houses on the facade and plan of the rock-cut tombs. This tradition continued till the late Hellenistic and Roman Period uninterrupted. In spite of the unchangeable rock-cut tomb tradition,they can be identified easily through the differences in architectural details.When architectural details of these rock-cut tombs are considered, they can be typographically classified as flat roofed and gable roofed and single- roomed and multi- roomed according to their plans. Flat roofed rock-cut tombs are the ones which are seen especially in the North of the Halys River. In the front rooms of these monumental but plain tombs ,no architectural relief can be seen except for columns the number of which differ between 3 and 5. Flat-roofed tombs start to be seen in the North of the Halys River and and continue to Geven village in Çorum,Cappadocia in the South.Gable roofed rock-cut tombs, on the other hand, take place on both sides of Amnias Valley. These tombs have generally 2 or 3 columns in the front, their facade is framed with fascia , and iconographic reliefs are seen on the pediment. This architecture affected some rock-cut tombs in Halys and Soğanlı Su Valleys in 4 BC.The first type in this plan is single-roofed tombs and they did not take place in the tradition of monumental tombs in early periods. Besides being rare, they had no architectural integrity andthey did not become widespread. The tombs with local wooden house architecture,on the other hand, were used widespread in Paphlagonia until late Hellenistic and Roman Period. In Hellenistic Period , ıt also affected the tomb architecture in Pontos and CappadociaIn Paphlagonia region, especially the tombs in Amnias Valley and the ones in Kargı and İskilip in the South of the Halys under the influence of Amnias Valley have pediments decorated with iconographic relief. Although the idea and the shape are the same, the difference between the relief of Phrygian Mother Goddess and the relief of Mother Goddess on the facade of the tombs in Evkaya ve Terelikkayası is striking. In Kalekapı, Salarköy, ve Tereliklayası scenes of Heracles fighting with Nemea Lion and Eros figures flying towards each other carrying pomegranate and spike are unique in Anatolia. The most common relief in the area is the relief of animals.The relief of lion griphon under the influence the Ac haemenid is the single example not only in Paphlagonia but also in Anatolia. The relief of a lion fighting against a bull on the facade of Kalekapı tomb is a good example of rich iconography. Relief of a bull, which is not complete, is also striking. Lion reliefs are also very common on the facade and in the front doors. Lion reliefs on the pediment of Kalekapı rock-cut tomb are also seen on the pediments of Kargı Ambarkaya, Cöpcöp kayası and Bademci tombs. These lion reliefs were carved as if guarding the tomb in the front part of Terelik kayası and Kargı Ambarkaya tombs. Eagle reliefs were also used very often in Kalekapı ve SalarköyAs a result, Paphlagonian rock-cut tombs , which came out with Phyrigian influence, were used uninterrupted from the beginning of 5 BC till late Hellenistic and Roman Period.The architecture and the ornament were the same but the details were different.
Collections