Logocentric gelenekte feminist felsefenin olanaklılığı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kadın odaklı bir hareket olan feminizm, bir oluş olarak kadını ele alışı ile felsefenin sınırları içerisine girmiştir. Geleneksel kadın/erkek karşıtlığında ve bu karşıtlığın oluşturduğu sıradüzende kadının yerinin, kadın oluşunun üzerinden sorgu konusu olması feminist felsefenin uğraş alanıdır.Bu çalışmanın amacı, özellikle Fransız feminist felsefesinin başlangıç nedenlerini, amaçlarını ve sonuçlarını, çağdaş felsefenin bağlamında göstermektir. Feminizmin birinci dalga olarak adlandırılan ilk dönemi, kadın/erkek karşıtlığını kadının ontolojik olarak erkeğe eşit olduğu söylemi ile aşmaya çalışır. Feminizmin ?ikinci dalga? olarak adlandırılan ikinci döneminin ortaya çıkış nedeni ise, bu söylemin Batı metafiziğine içkin özcülüğün sınırları içerisinde kaldığına ilişkin bir farklılıktır. Çağdaş Fransız feminizmi, ?ikinci dalga?nın Batı metafiziği geleneğini eleştirisi üzerinden yol alarak, kadın sorunsalına yeni bir çıkış noktası arayışında bulunur. Ancak feminist söylem, tek başına kadın sorununu ele alan düşünürlerin kuramlarından oluşmaz. Batı geleneğinin kendini ussal bir söylem olarak meşrulaştırması ile kendisiyle özdeş olamayan Ötekini, karşıtlık ilişkisi içerisinde ikincil kılışı feminist söylemden önce, geleneğe eleştirel yaklaşan bir takım düşünürler tarafından da ele alınmıştır.Felsefenin ussal söyleminin altında yer alan öznenin eril olduğu iddiası beraberinde kültürün sadece logos değil aynı zamanda phallus merkezli; ?phallogocentric? olduğu eleştirisini de getirir. Feminist felsefenin, dilin öznenin üretimi olmayıp öznenin dilin üretimi olduğu söylemine katılışı, kadının ikincil kılınışının, ontolojik bir hakikatten ziyade phallogocentric metafizik arzusundan doğduğu iddiasını da olanaklı kılar. Aslında kadın sorunsalı etrafında biçimlenen feminist felsefe, tüm eşitlik taleplerinin ardında, sadece erkeğin kadın üzerindeki tahakkümü ile ilgilenmez. Feminist hareket, tüm güç ve iktidar ilişkilerini sorgulayarak, her tekil özne adına eleştirel bir söylem haline gelir.Bu tez kapsamında ele alınan, çağdaş Fransız feminist kuramına yön veren üç kadın düşünür; Irigaray, Cixous ve Kristeva, kadına ilişkin bir öznelliğin ancak ona ait bir söylem, bir dil kurularak yapılacağını öne sürer. Feminizmin, kadın/erkek eşitlik taleplerinin ötesinde, her iki cinsiyet için de özgürleştirici dolayısıyla da politik bir tutum olduğunu göstermeyi hedefleyen bu çalışma, sözü edilen üç düşünürün kurguladığı ?dişilik? imgesini ve onun dönüştürücü gücünü de göstermeyi amaçlamaktadır. The study of feminism which is focused on women has entered in the area of philosophy by discussing women as a becoming. Traditional binary oppositions of women/man and the place of women in this hierarchy is also a subject of feminist philosophy.The aim of this study, is to state the beginning, the development and the results of French feminist theory in contemporary context. At the first stage of Feminist Theory, which is accepted as the `first wave`, ontologically equal state of man and women was primarily argued to overcome the oppositions between them. However, at the later stage, this movement realized itself positioned in the lines of metaphysics of the Western Philosophy and within its typical essentialism. This fact is observed to force the movement to form itself as a `second wave` to evolve. In the frame of `Second Wave` French Feminism and the question of women, this work deliberates the criticism formed over the tradition of Western Metaphysics. With the `second wave` French Feminism, through the criticisms of Western Metaphysics, progressed on its pursuit to solve the question of women. On the other hand, feminist discourse isn't constructed on the theories which deal only with the question of women. It was before the feminists when Western tradition, which justifies itself as a rational discourse, had already faced the criticisms that it degrades what is not identical with itself ? the other one.The idea that the masculine subject undertakes the rational discourse in Philosophy, associates the critics that culture is both logos and phallus centered; in other words; that it is `phallogocentric`. This work contains the possibility to criticize the logos and phallus centeredness of Western thinking. Besides, new discourse of French Feminist Philosophy shares a common point with Contemporary thinking in the expression of subject, as the product of language -contrary to the former discourse that expresses language, as the product of subject. Therefore, it becomes possible to point the degradation of women as a consequence of metaphysical phallogocentric tendency rather than an ontological truth. Beyond all the demands for equality, feminist philosophy, shaped around the question of women, is not only interested in the problem of man's domination over woman. It criticizes all kinds of power relations and manages to become a critical discourse for every individual. Three women theorists who conduct Contemporary French Feminism, Irigaray, Cixous and Kristeva's thoughts on a female kind of subjectivity, that it can only make sense when a unique discourse/language -one that belongs to her- is established, holds an important place in this work. These thoughts are studied with the purpose of pointing Feminism beyond the demands of sexual equality, rather as a political and liberal attitude for both sexes. In this work, it is also aimed to emphasize the image of `feminity` and its transforming power constructed by these three theorists.
Collections