Anadolu`da dairesel planlı tapınaklar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
M. Ö. 2. yüzyıl içerisinde giderek güçlenen Roma, M.Ö. 133 yılında Bergama Kralı III. Attalos'un krallığını Roma'ya bırakması ile Küçük Asya `nın yönetiminde daha etkin bir biçimde rol almaya başlamıştır. Roma, Anadolu'da yönetsel anlamdaki etkinliğin yanı sıra ekonomik, sosyal, kültürel ve dini anlamda da etkin olmuş ve kendisi ile beraber mimari üsluplarını ve teknik bilgisini de yanında getirmiştir. Artık Anadolu'da Roma'ya özgü yapılar görülmeye başlanmıştır. Bu yapılar içerisinde bütün toplumlar için, her dönemde en önemli yapılardan biri olan tapınak yapılarında da Roma mühendisliğinin etkisi görülmeye başlanmıştır. Klasik ve Helenistik dönemin anıtsal tapınak yapılarının yerini artık daha küçük boyutlarda, farklı üslupların kombine edilebildiği, ekonomik yapılar almaya başlamıştır.Bu tezin konusunu oluşturan dairesel planlı tapınaklar sayıca az oluşu ve alışılmışın dışındaki mimarisi ile Roma'nın beraberinde getirdiği farklı yapılardan biridir. Anadolu'da konut mimarisinde M.Ö. 9000'den beri bilinen dairesel planın tapınak mimarisinde kullanımının Roma döneminde görülmektedir. M. Ö. 2.yy ve M. S. 4. yüzyıla arasındaki zaman diliminde inşa edilmiş olan dairesel tapınaklar Roma mimarisine özgü yüksek podyum, küçük boyutlar ve bezeme stili ile dönem özelliklerini yansıtmaktadır. After bequeathing of Pergamum Kingdom to Rome by King Attalos III in 133 BC, Rome which was increasingly strenthening in 2.century BC, has started to take more active role in management of Asia Minor. Rome in Anatolia beside management was also effective in economic, social, cultural and religious meaning and was also brought its own style of architecture and technical knowledge. During this period Roman architectural structure can be seen in Anatolia. Within these structures temples, which are in each time one of the most important buildings for all comunities, has been seen the influence of Roman engineering. Monumental structures in big sizes of Clasical and Hellenistic Period were replaced by temples in small sizes, which were economic and combined with different styles.Circular temples which represent an unusual architecture and are in a small number forms the subject of this thesis. They are one of the many different architectural form brought by Rome. The use of circular plan in Anatolia in domestic architecture is known since 9000 BC. But using circular plan in temple architecture is seen in Roman Period.Anatolian circular temples are belong to period between 2.century BC and 4. century AD. They are in tipical Roman style, with high podyum, economic, small sizes and decoration style reflecting Roman Period.
Collections