Mukokütanöz behçet olgularında famotidin tedavisiyle elde edilen sonuçlar

Abstract

33 Özet: Behçet hastalığının etyolojisi ile ilgili olarak yayınlanan makalelerde, naturel killer hücre aktivitesinin baskılandığına ve bunun supressör T lenfositlerinin salgıladığı düşünülen HSF yolu ile ortaya çıktığına dair bilgiler çoğunluktaydı. HSF nin salgılanması ise supressör T hücrelerinin yüzeyinde bulunan H^ ve Hj, reseptörleri yoluyla olmaktaydı. Biz de bu bilgiler ışığında Hj. ve H^, reseptörlerini bloke ederek bu lenfokinin (HSF) salgılanmasını engellemeyi ve naturel killer hücre aktivitesindeki baskıyı ortadan kaldırabileceğimizi düşündük. Daha önce Kaposi sarkomlu, malign melanomalı ve dermatomyozitli olgularda 2 ay süreyle günde 800 mg. simetidin ile naturel killer hücre aktivitesinin arttırıldığı bilinmektedir (4). Simetidine göre daha yeni bir H^ reseptör antagonisti olan ve yan etkileri daha az olan famotidini kullanmayı düşündük. Günlük 1000 mg. simetidin dozuna eşdeğer olan 40 mg. famotidin tedavisini iki ay süreyle fakültemiz Behçet merkezinde takibetmekte olduğumuz, hiç bir tedavi görmemiş 23 mukokütanöz Behçet olgusuna uyguladık. Olgularımızın 15 i kadın (%65.2) 8 i erkekti (%34.8). Genel yaş ortalamaları ise 32.65 + 9.58 idi. Olgularımızın % 100 ünde oral aft ve genital ülserasyon anamnezi vardı. 6 olguda (%26.0) eritema nodozum, 16 olguda (%69.5) papülopüstüler lezyonlar vardı. Olgularımızın hiçbirinde tromboflebit yoktu. Yapılan üçlü paterjide pozitiflik oranı (%73.9) olarak bulundu.34 Olgularımıza iki ay süreyle 40 mg/gün famotidin tedavisi başlandı ve bu süre zarfında 15 günde bir kontrollere çağrıldılar. İki aylık süre sonunda olgular klinik bulgularındaki değişikliklere göre değerlendirildiler. Olguların tedavi öncesi ve sonrası aftlarla ilgili, ortalama nüksler arası zamanları ve ortalama iyileşme süreleri istatistik testlerle karşılaştırıldığı zaman tedavi sırasında aftların iyileşme süresinde anlamlı bir kısalma saptanmış, nüksler arası zamanda anlamlı bir değişiklik saptanamamıştır. Takibe alınan olgulardan tedavi sırasında genital ülserasyonu olanlar için tedavi öncesi ve sonrası genital ülserlerdeki ortalama iyileşme süreleri karşılaştırıldığında anlamlı bir farklılık saptanamamıştır. Er i tema nodozumlu olgu sayısının az olması nedeniyle, tedavinin etkinliği bioistatistiksel testlerle değerlendirilememiştir. Papülopüstüler lezyonlu olgular ise lezyonlarının başlangıç ve iyileşme tarihlerini tam olarak bilemedikleri için bioistatistiksel değerlendirme yapılamamıştır. İki aylık tedavi süresi sonunda tedavinin kesilmesini gerektiren bir yan etki oluşmadı. Tıpdaki esas kullanımı mide asiditesini bloke etmek olan ve oldukça az yan etkiye sahip olan famotidinin aftlardaki ortalama35 iyileşme süresini kısaltması nedeniyle mukokütanöz Behçet olgularında yeni ve değişik bir seçenek olacağını düşünmekteyiz. 35 iyileşme süresini kısaltması nedeniyle mukokütanöz Behçet olgularında yeni ve değişik bir seçenek olacağını düşünmekteyiz.