Türkiye`de Cumhuriyet döneminde yükseköğretimin gelişmesindeki önemli aşamalar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bir ülkede insanların sahip oldukları eğitimin niteliği, o ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen temel bir ölçüt olmuştur. Bu nedenle, bütün ülkeler, eğitimin her kademesinde olduğu gibi yükseköğretimde de reform çabaları içine girmiş; daha ileri bir eğitim amacıyla araştırmalarını yoğunlaştırmıştır. Türkiye'de yükseköğretime çözüm arayışlarının ivme kazandığı günümüzde, geçmişin deneyimlerinden yararlanmak gerekli ve zorunlu görülmektedir. Bu bakımdan 1933, 1946 ve 1981 Reformlarının bilimsel ola rak incelenmesine, bu reformların mahiyeti, özellikleri, başarılı ve başarısız yönlerinin saptanmasına gereksinim duyulmaktadır. Bu nedenle, üç reform hareketinin mahiyetini ortaya koymak, başarılı ve başarısız yönlerini bugünkü normlara göre karşılaştırmak bu araştırmanın temel amacı olmuştur. Karşılaştırma ve betimlemelerde kullanılan ölçütlerin geçerliliği konu sunda uzman kanısına başvurulan bu araştırmanın evrenini 1933, 1946 ve 1981 dönemlerine ait yükseköğretimle ilgili yazılı belge ve görüşler oluşturmaktadır. Araştırmanın önemli bazı sonuçlarını şöyle sıralamak olanaklıdır: 1. Yükseköğretime ilişkin olarak çıkarılan hemen her kanun toplumun beklentilerini ve ülkede egemen olan siyasi rejimin özelliklerini yansıtmaktadır. 2.1933 Reformu yeni Türk Devletinin temelini oluşturan devrimlerin ko runması ve geliştirilmesi yanında, her yönüyle bilimsel düşünme ve çalışma anlayışının gelişmesini amaçlamaktadır. -II-3.1946 Reformu, bilimsel ilerlemede ve yeni doğan genç demokrasinin gelişmesinde, özgür ve demokratik bir üniversite yapısının etkili olacağı, bunun için de her bakımdan kendi seçtiği organları eliyle yönetilmesinin esas alınması görüşünü yansıttığı gözlenmektedir. 4.1946'da getirilen aşırı özgürlükçü demokratik üniversite modeli, özellikle öğrenci olaylarının ve toplumsal duyarlığın üniversitelerde kendisini göstermesine ortam sağladığından, 1971 ve 1980 askerî müdahalelerinin ne denlerinden biri olarak görülmektedir. Bu anlayışla 1981 Reformu, üniversitenin toplumla bütünleşmesi ve yönetimde kendisine kaynak sağlayan Devletin etkinliğine dayanan bir yapı ve işleyiş modeli getirmiştir. 5.Üniversite bilimsel kurulları 1933 ve 1946'da bütün öğretim üyelerinden (ordinaryüs ve profesör) oluşurken, 1981'de her kademedeki öğretim üyelerinin belli oranlarda katılımı ile oluşturulmuştur. 6.1933 ve 1981'de üniversite yöneticileri atama yolu ile getirilirken, 1946'da seçim yolu benimsenmiştir. 7.1946-1981 yılları arasında özel kanunlarla kurulan ve atamayla oluşturulan organları tarafından yönetilen üniversiteler (ODTÜ, Boğaziçi) daha hızlı gelişme olanağı bulduklarından bugün de kamuoyunda tercih edi len üniversite durumundadırlar. 8.1933 Reformundan başlayarak günümüze kadar öğretim üyeliği nite liğiyle ilgili ölçütler giderek yükselmiş; daha nitelikli öğretim üyesi arayışı et kinlik kazanmıştır. 1933'te lisans eğitimi ile yetinilirken, 1946'da doktora, 1981'de uluslararası yayın koşulu getirilmiştir. 9.Özellikle 1981 Reformu ile birlikte öğretim elemanı kadrolarının ideal ölçütlere göre dağıtılması esası getirilmiştir. lO.Öğretim elemanlarına 1933 ve 1946'da tanınan kendi alanında ser- -III-best çalışma olanağı, 1981'de genişletilmiş ve 2547 sayılı Kanunun 38'inci maddesiyle aylıklı ikinci görev verilerek bunların üniversiteyle ilişkileri en alt düzeye indirilmiştir. 11. Yükseköğretime giriş, giderek daha objektif esaslara bağlanmıştır. 12.Önceki reformlarda belirsiz olan eğitim-öğretim süresi devam, ara sınav gibi başarıyı etkileyen unsurlar 1981 Reformuyla daha açık kurallara bağlanmıştır. 13.1981 Reformuyla malî kaynak sağlanması ve kullanımında daha fazla olanak, kolaylık ve muafiyet getirilmiştir. 14.Öğrenci sosyal hizmetleri güvence altına alınmış; araştırma ve yayın olanakları, sayıları ve nitelikleri giderek artmıştır. 15.Her üç reformda da yönetsel ve bilimsel denetim etkisiz kalmıştır. Görüleceği gibi her üç reform da dönemlerinin koşul ve gereksinimlerin den kaynaklanmış; reform hareketleri ülkemizin siyasal ve toplumsal değişim dönemlerine bağlı olarak gerçekleştirilmiş; ancak, toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla bir uzlaşma sağlanmadan yürürlüğe konmuştur. Bazı olumsuzluklara karşın, Türkiye'de Cumhuriyetten bu güne yükseköğretimde önemli gelişmeler ve dolayısıyla bu alanda zengin bir dene yime sahip olunduğu göze çarpmaktadır. En önemli gelişmenin de yükseköğretim kurumlarının sayılarının artırılması ve yükseköğretimin ülke düzeyine dengeli biçimde yaygınlaştırılması yönünde olmasıdır. 1993 yılında Türkiye'de 76 ilin 40'ında üniversite bulunması bunun en belirgin göstergesidir. Bu gelişmelerin yanında, yükseköğretimin hâlâ yönetsel; malî, eğitim- öğretim, araştırma, denetim gibi birçok sorunla karşı karşıya olduğu ve hep sinden de öte nicelik ve niteliğin sorun olmaya devam ettiği gözlenmektedir. -w-2000'li yılların teknoloji toplumlarında yükseköğretim sisteminin hedefle rinin kitlesel eğitim, sürekli eğitim, elit eğitim, disiplinlerarası esnek eğitim, küreselleşme, standardizasyon, akreditasyon, ileri eğitim teknolojileri ve plânlı temel araştırmalar olarak daha şimdiden belirlendiği görülmektedir. Türkiye üniversitelerinin de dünyadaki bu gelişmelere paralel olarak yeni bir yapı ve yönetim anlayışına kavuşturulmaları kaçınılmazdır. -V- SUMMARY The quality of the education that the people have in a country is the major indicator for its level of development. For this reason, all the countries in the world have made efforts for reforms in their higher education, as well as all the levels in education, and accelerated the researches for the purpose of a ` highly-advanced` education. In Turkey, searches for better higher education have been accelerated and making good use of the educational experiences has become necessary and inevitable recently. For this reason it has been agreed that the Turkish higher education reforms of 1933, 1946 and 1981 must be evaluated scientifically and their contents, positive and negative effects must be explained. The main objective of this research was to bring up the contents of the reforms and compare their positivev and negative results using the norms developed for this purpose. The population of this research which applies to the ideas of experts for the currency of measures used in comparison and description has been based upon significant documents and opinions on higher education which belongs to the periods of 1933, 1946 and 1981. It is possible to set up some of the significant results obtained from this research in order as follows: 1. Every law reflected the expectations of the society and the features of the dominant political regime. 2. The 1933 reform aims to preserve and develop the revolutions which forms the bases of of the new Republic of Turkey and to improve the understanding of scientific thinking and work. -VI-3. The 196 reform reflected that independent and democratic university structure would be effective on the scientific improvement and the development of young democracy and the universities should be administered by the authoroties selected by themselves. 4. The 1946 model of `extremely independent and democratic university ` which caused student demonstrations and invited public sensivity about universities was considered one of the reasons which brought 1971 and 1980 military interferences. The 1981 reform, however, brought a model of structure and activity which based on the understanding of the unity of university and society and effect of the state which provided funds for the university administration. 5. In 1981, the scientific councils of the universities were made up of the faculty of every rank while they were made up of the teaching staff (ordinaryüs and professors) in 1 933 and 1 946. 6. In 1946, the election of the administrative staff was accepted while they were appointed in 1933 and 1981. 7. The universities, which were founded by the special laws and administered by the appointed staff ( Middle East Technical University and Bosphorus University) improved more rapidly and gained popularity amongst the public. 8. Beginning with the 1933 reform, the criterions about the quality of teching staff improved and searches for more qualified teaching staff became more effective. In 1946, Ph.D. degree, and in 1981, international publication were accepted as conditions while B.A. degree was considered enough in 1933. 9. With the 1981 reform, the distribution of the positions of faculty in accordence with the ideal measures was recognised as a principal. -VII-10. The opportunity of working freely in their field of study which was given to the faculty in the years of 1933 and 1946 was expanded in 1981 and the faculty's links with their universities were minimized by letting them have another paid-job. (Law: 2547, Article number: 38) 11. Gradually, the access to higher education was based on more objective criterions. 12. The ambigious features such as the period given to education, attendance and exams were based on clearer regulations by the 1981 reform. 13. There have been new arrangements on the provision and expenditures of funds with the reform of 1981. 14. Social services for students were guaranteed. 15. The administrative and scientific supervision was ineffective in three reforms. It is apparent that all of the reforms were based upon the needs and conditions of their times and they were accompanied by the social and political changes in the country. However, it was observed that those reforms were realized without public concession. Besides these negative sides, it has been confirmed that higher education in Turkey has shown significant progress since the foundation of the republic and the significant amount of experience has been obtained since then. The most important improvement was that quantity of the institutions of higher education has increased and they were distributed all over the country in a balance. The fact that as of 1993,40 of the 76 cities in Turkey have a university is a good example for this progress. Besides those improvements, the reality that higher education systems in the communities of the technology in the 2000's have already been -VIII-determined as mass training, continuous education, elite education, inter- diciplinary, flexible and global education, standardization, accreditation, advanced educational technologies and planned researches. It is inevitable that the universities in our country must be furnished with a new structural and administrative understanding parallel to the developments happening in the world. -IX-
Collections