La Social-démocratie et la Turquie
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Evrensel sosyal demokrasi, 2 asırdan beri işçi temelleri üzerine inşa edilmiştir. Avrupanın öncü deneyimleri işçi sınıfıyla ve özellikle sendikalarla sıkı ilişkilerin mutlak olduğunu göstermiştir. 20. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan marksizmden kopuş bile bu ilişkilerin sonunu getirememiştir. Buna karşın Türkiye'de 1950'lerden itibaren ortaya çıkan özgür politik ortamın sosyal demokrasi terimiyle karşılaşması 1960'ları bulmuştur. İdeolojik ve sendikal yetersizlikler, teori ve pratik arasındaki farklılıklar, Türkiye'de işçi sınıfıyla bu gibi sağlam ve organik ilişkiler kurulmasını engellemiştir. Kemalizme eklemlenmiş saf laiklik ve fırsatçı halkçılık, Türkiye'de özgün birsosyal demokrasi kavramının belirlenmesine engel olmuştur. Sol eğilimlerin birleşememesi, baskın muhafazakar ideoloji karşısında kronik bir zayıflık ortaya çıkarmıştır. For 200 years, the european social democracy is built on labour fondaments. The european avantgarde experiences show that the relations with the labour class and unions are essentials. The separation with the marxist ideology on the second part of the 20th century, couldn't end the strict relations with the labour class. Therefore, the Turkey was getting acquainted with the social democracy in 60's. The ideological and unionist incompetency and the differences between theorical and practical restrained the relations with the labour class in Turkey. In Turkey, the identification of a social democracy became undeterminated because of the laicism articulated with the kemalism and the opportunist populism. The social democrat tendencies couldn't unite so it results the weakness against the conservative ideologie.
Collections