Marka suçları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Artan ve hızla değişen ticari ilişkilere ayak uydurulması ve ülkemizin Avrupa Birliği'ne adaylık sürecinde üstlendiği yükümlülüklerin yerine getirilmesi noktasında sınai mülkiyet haklarının ve özellikle de ifade ettikleri yüksek ekonomik değer sebebiyle markaların korunması, önemi gittikçe artmakta olan bir husustur.Marka haklarına ilişkin ihlallerin boyutları ve nitelikleri dikkate alındığında sadece özel hukuk araçlarıyla sağlanan korumanın yetersiz kaldığı ve bu alanın aynı zamanda ceza normları ile korunmasının zorunlu hale geldiği görülmektedir.Türkiye, iç hukuk mevzuatını, Avrupa Birliği Mevzuatı ile uyumlu hale getirme yükümünü üstlenmiş olmakla beraber, bu doğrultuda sınai mülkiyet haklarının korunması amacıyla yapılan düzenlemeler, Birlik tarafından amaçlanan standartlara ulaşmayı başaramamış ve kanun yerine kanun hükmünde kararnameler yolu ile belirlenen koruma rejimi tartışmaları da beraberinde getirmiştir.Bu çalışmanın konusu olan marka suçlarına ilişkin 61/A maddesi düzenlemesi, 556 sayılı Markaların Korunmasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ilk yürürlüğe girdiğinde unutulmuş, birkaç ay sonra 4128 sayılı kanun vasıtası ile KHK'ya eklenmiştir. Böylelikle suçlara ilişkin düzenlemenin, kanunla yapılmış olmasına rağmen, KHK içerisinde yer alması ve suçu belirleyen hareketlerin KHK hükümlerine atıf yapılmak suretiyle düzenlenmiş olması, ceza hukukuna ilişkin temel ilkelerin ihlal edilip edilmediği noktasında uygulamacılar ve akademisyenler nezdinde pek çok tartışmaya kaynaklık etmiştir.1995'ten beri süregelen bu tartışmalar, Anayasa Mahkemesi'nin 3 Ocak 2008 tarihli iptal kararı ve 28 Ocak 2009 tarih ve 5833 sayılı kanun ile yapılan yeni düzenleme sonrasında yeni bir boyut kazanmıştır.İki bölümden oluşan çalışmamızın birinci bölümünde, sınai mülkiyet haklarına, marka kavramına ve marka hakkına ilişkin genel bilgi verilmiş ve ülkemizde marka korumasına ilişkin rejim ve bu rejime kaynak teşkil eden uluslar arası sözleşmeler mevcut değişiklikler çerçevesinde açıklanarak incelenmiştir.İkinci bölümde ise 5833 sayılı kanunla değişik 61A maddesinde yer alan yeni suç tiplerine yer verilmiş ve marka suçlarına ilişkin güncel koruma rejimi ceza hukuku tekniği içerisinde incelenmeye çalışılmıştır. In order to reply the increasing and fastly changing needs of the commercial life and in order to comply with the engagements that Turkey undertook within the European Union, the protection of the industrial property rights, in particular the trademark rights due to the economic value they represent a great importance.When the dimensions and the qualities of the violations are taken into consideration, it can be seen that the protection with the private law materials is insufficient and must be supported with the criminal law norms.Although Turkey undertook to harmonize its legislation with the European Union, it is a fact that the changes made in the domain of the industrial property are not at the same level with the Union?s standards and the quality of the protection is rather debatable since the protection is granted by a decree-laws regime instead of laws.The Article 61A relevant to the trademark crimes, which is subject to our present work, did not exixt in the first version of the Decree-law No.556 Relevant to the protection of Trademarks and added a few months later by the Law No.4128. Although the article relevant to the trademark crimes is inserted by a law, the regulation of such an important area with a decree-law as well as the determination of the acts which constitute trademark crimes with reference to the other articles of the decree-law caused multiple problems within the doctrine and the practice areas as this formulation violates the legality principle of the criminal law which is essential.The ongoing debates as from 1995, has gained a new dimension in the light of a recent decision of the Turkish Constitutional Court regarding the annulations of the some dispositions of the Decree-law and the replacement of the annulated articles with the new ones by the Law No. 5833 dated January 28, 2009.This present work, firstly gives a general explanation regarding the industrial property rights and trademark rights and their protection as well as the actual intern and international regulations which represent a model for the Turkish regulations in order to show the general outline of the protection system for the trademarks.In the second part, the general qualities and particularities of the trademark crimes in terms of the Article 61/A of the Decree-law No.556 examined pursuant to the criminal law technique.
Collections