La laicité Turque devant la cour Européenne des droits de l`homme
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Demokratik bir toplum oluşturmak ve onu belli bir standarda taşımak için gerekli olan laiklik ilkesi, günümüzde « Avrupalılaşma »-Avrupa'ya adapte olma- ve daha ziyade de küreselleşme ile ilintili bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Özünde, « Kilise » ve « devlet » arasında bir organizasyon formunu ifade eden laiklik, bu iki aktörün birbirinden tam olarak ayrılığı olarak karşılığını bulmakta ve bu ayrılığa dayalı olarak da devletin kamı hizmetinin organizasyonunda tarafsız-nötr olma ödevini doğurmaktadır.Türk laiklik anlayışına Avrupa İnsan Halkları Mahkemesi' nin getirdiği yaklaşımın incelenmesi Avrupa ve Türk hukuk sistemlerinin birbirlerine yaklaştığı noktaları ve birbirlerinden ayrışmalarına neden olan hususları gün yüzüne çıkartarak Türk ve Avrupa Hukuku arasında karşılaştırma yapmamızı sağlayacaktır. Appearing nowadays as a necessary tool for the creation or the consolidation of a standard of democratic society, the concept of secularism knows a tendency to Europeanization, and more generally to Globalization. Secularism appoints a shape of organization of relations between the Church and the State. It implies a complete separation of those two actors, having for corollary a duty of neutrality of the State and the public utilities which it organizes. The European Court of Human Rights, as the guarantor of the ?European constitutional order?, then has to integrate this new notion into the European logic.The study of Turkish secularism in front of the European Court of Human Rights consists finally of a confrontation of the Turkish and European constitutional laws, a stake in light of what moves closer to them, as obstacles that separate them.
Collections