La Transformation des Fonctions Sociales et de la Perception de Galerie d`Art comme Lieu d`Interaction et Espace de Consommation: Le Cas Des Galeries d`Art à Istanbul
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, sanat galerilerinin işlevlerini, ziyaretçiler arasındaki galeri algısınıve son olarak da galerilerin kentlilerle etkileşimini göstermeyi amaçlamaktadır. Araştırma, İstanbul'daki sanat galerilerine odaklanır. Sanat galerilerinin sayısının hızla artışı olgusu, bu konunun nedenlerini araştırmak için bir merak uyandırmıştır. Bu galeri fazlalığı bizi çeşitli sosyal, ekonomik ve bireysel bağlamlara yöneltir. Özellikle 1980 sonrasında kültürün özelleştirilmesiyle müzeler, sanat galerileri gibi sanat kurumları giderek ticari işletmelere benzemeye başladı. Genel olarak esas amaç tekti: uluslararası pazarlara eklemlenebilecek yeni bir sanat pazarı yaratmaya çalışmak. Bu amaç doğrultusunda bienaller, müzeler, özel sanat galerileri, sanatla uğraşan vakıflar, sanat festivalleri, fuarlar, açık artırmalar… büyük bir hızla açılmaya başladı. İstanbul, 200'den fazla sanat galerisiyle, bu uluslararası pazarda temel aktörlerden biri olmaya başladı. Dahası, uluslararası şirketler metropol şehirler arasında finans ve kültür ağları oluşturmaya başladılar ve İstanbul hiç şüphesiz bu ağiçinde öne çıkan yeni metropol oldu, aynı zamanda yeni bir pazar olarak da bu ağa eklemlendi. Bu yeni dünya düzeninde ve pazarında sanat galerileri önemli bir yer tutmaya başladı. Bu sistemdeki galerilerin işlevleri, ziyaretçileri tarafından algılanışları ve kent sakinleri ve son olarak da gündelik hayatın içindeki etkileşimleri bu yeni düzen ve değerlerine göre organize edilmektedir. Özellikle burjuva sınıfı bu değerleri belirleyen ve organize eden temel aktör olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye'nin yeni burjuvazisi veya yeni yatırımcıları sanatla ekonomik ve sembolik nedenlerden ötürü ilgilenmektedir. Gözlemlediğimiz birinci neden kardır. Sanat hamiliği yapan bir burjuvaya ait şirket öncelikli olarak marka değerini pazarda artırmayı hedefler. Ne kadar isimleri duyulursa, onlara duyulan güven o kadar artacaktır ve hiç şüphesiz başka bir firmanın ürünleri yerine onların ürünleri satın alınacaktır. Burjuvazinin ve şirketlerin sanatı kullanmalarının ikinci nedeni ise prestij kazanmaktır ki bu onlara farklı pazarlarda güvenilirlik ve bilinirlik getirecektir. Bütün bu çabalar kar doğrultusunda birleşmektedir. Bu pazarda baş aktörün sanat galerisi olduğunu gözlemledik çünkü çağın yansımasını taşımaktadırlar. Onlar dönemin değerlerine, fikirlerine, yargılarına ve ihtiyaçlarına uyum sağlarlar. Bir galerinin işlevleri ve özellikleri yeni bağlama göre değişmektedir. Bir sanat galerisinin uyum sağlaması bireylerin algılayışını ve davranışınıdeğiştirmektedir. Bu değişikliği yaratan temel sebeplerden biri, ekonomik faktörlerdir. Sanat dünya ekonomisi için günden güne önem kazanan bir pazar olarak ortaya çıkmaktadır. xvii Özetle, bu değişikliği, yeni değerleri ve bakış açılarını anlayabilmek için farklıdönemleri açıkça belirlemek gerekmektedir. Akademik çalışmalara göre, günümüz sanat galerilerinin işlevlerini ve durumunu daha iyi anlayabilmek için iki temel dönem tarif edilmektedir. Birincisi, modernizm ve ikincisi de postmodernizm –veya geç modernizm olarak tanımlanır. Sonuç olarak, sanat galerilerinin iki farklı algılanışını dönemlere göre karşılatırdık. Önce, modern ve klasik galeri algılanışı sonra ise postmodern galeri algılanışı. O halde, iki galeri modeli ortaya çıkmaktadır. Bir yandan, sanat galerisinin klasik ve modern şekline göre, bu sanat mekanları üst sınıflar için aidiyet duygusunu üretme ve diğer bütün herkes için dışlanma duygusunu pekiştirme işlevine sahiptir. Şu anda şekillenmeye başlamış yeni galeri algılanışını ve değişmekte olan toplumsal işlevlerini anlayabilmek için klasik ve eski algılanıştan bahsetmek gerekmektedir. Klasik algılanışı tarif etmek için kullandığımız `beyaz küp` veya modern galeri gibi kavramlar katı kurallarla belirlenmektedir. Bu kurallar ziyaretçinin ruhunu ve bakışını içeren ancak vücudunu ve ona ait bütün özelliklerini yemek, içmek, konuşmak, ziyaret sırasında oturmak gibi dışlayan niteliktedir. Kuralları olan ve bir düzene sahip daha steril bir ortama giriş yapan ziyaretçi, dışarıda kalan dünyayla kopuş hissi yaşar. Bu kopuş, kuruma kontrol ve disiplin imkanı sağlayacaktır. Bu sanat kurumları aynı zamanda farklı toplumsal sınıflar arasında ayrım üretmektedirler. Toplumdaki sabit hiyerarşiyi durmadan üretirler çünkü bir sanat galerisinin ziyareti kişinin öncelikle davranışlarını, duygularını, düşüncelerini, zevklerin, ve bilgisini belirleyen bir kültürel sermaye gerektirmektedir. Bu kültürel sermaye eğitim ve aile yoluyla kazanılmaktadır. Sonuç olarak, bu olanaklara erişim imkanı olanlar bu sanat mekanlarında aitlik duygusunu hissedecekler ve hiç şüphesiz diğerleri ise dışlanma duygusunu yaşayacaklardır. Diğer yandan, galeri yönetimlerinin bütün sosyal sınıflardan ziyaretçiyi çekmeye çalıştığını görmekteyiz. O halde, galerinin toplumda ayrım yaratan klasik şekli ile İstanbul'un bazı galerilerinin yönetimsel çabası çelişki içindedir. Bir çelişkinin olmadığını ancak sanat galerisinin döneme göre bir dönüşüm ve uyum sağladığını gördük. Ziyaretçileri için sabit toplumsal yapı üretmeyen ve alt sınıfları dışlamayan bir deneyim sağlayan, `postmodern` sanat galerisi tanımınıoluşturabiliriz. Sadece elitler için olmayan aynı zamanda her sınıf için ulaşılabilir bir mekan. Bu heterojen mekan bütün kafeleri, restoranları, çocuklar için oyunları, atölyeleri, seminerleri, kursları, sergi açılışları, konserleri ile eğlenceyi, eğitimi ve tüketimi içermektedir. Bugün kültürel olarak sabit bir hiyerarşik düzenden bahsedemeyiz. Dahası, düzenli kategori sistemi çözülmekte ve yerini çoğulculuk ve heterojenliğe bırakmaktadır. Sadece tek bir gerçeklik artık birçok farklı ve kişisel anlamlara dönüşmektedir. Biz galerinin değişen işlevlerinin olası nedenlerini analiz ettik. Şöyle bir sonuca vardık: Yeni bir sanat galerisi modeli ki bunu «postmodern» olarak kavramsallaştıracağız, ortaya çıkmıştır.O halde günümüzde sanat galerisi gibi sanat kurumları organizasyonlarını ve işlevlerini çağın ortaya çıkan yeni ihtiyaçlarına göre gözden geçirmeye başlamışlardır. Yeni ekonomik, kültürel ve politik sistem bütün kurumları değişmeye zorlamaktadır. Sanat galerisindeki gibi kurumlarda yaşanan değişimleri görmekteyiz. Ancak modern galeriden daha ziyade `postmodern` dediğimiz galeriye geçişhızlı değildir ve hemen gerçekleşmez. Bu gerçekleşmesi uzun bir süreçtir. Hiç şüphesiz bu amaca sahip olmayan bazı galeriler sürece direnmektedir, ama birçok galeri kendilerini gözden geçirmeye başlamıştır. Hiç şüphesiz bu yeni tip galeri modeli ki postmodern diye tanımladık, ziyaretçilerin modern, ciddi, homojen galeri algılayışını değiştirmeye başlamıştır. Bu galeriler eski imajı aşmak için gayret sarf etmektedirler. Ekonomik, politik ve sosyal konjonktür ise bunları değişime zorlamaktadır. Sonuç olarak, bütün bu dönüşümler kentte yaşayanların, galeri ziyaretçileri olmasalar bile, davranışını ve onların galeriyle olan etkileşimini etkiler. Bu durum kent mekanını da değiştirecek ve mekan üzerinde çatışmaya sebebiyet verebilecektir. Bu çerçevede, konuyu üç büyük kısım halinde ele aldık : Birinci kısımda, sanat galerilerinin işlevlerini eski modelinkilerle karşılaştırarak analiz etmeye çalıştık. Günümüz dünyasında, galeriler ve müzeler arasında bir işbirliği fark ettik. Analizde, bu iki mekanı kapitalizmin yeni düzeninde bazı işlevlere sahip birer sanat kurumu olarak ele aldık. Bunlar genel olarak bazıgüçlerin yansımalarıdır. Türkiye burjuvazisinin tarihi 100 sene bile olmadığı için bu burjuva sanattan faydalanmaya ihtiyaç duyar. Onlar kendilerini diğer elitlerden ayırmak için sanat taraftarı olacak ancak bunu sanat mekanlarınıdemokratikleştirerek, daha çok ziyaretçi çekmek için onları birer tüketim mekanına dönüştürerek yapacaklardır. Bu demokratikleştirmenin genelde başlıca nedeni onların farklı pazarlardaki yatırımlarına daha fazla kar sağlamaktır. Sanat onların marka değerini artırmak için bir strateji ve yeni bir tüketim formu hali olmaya başlamaktadır. İkinci kısımda, sanat galerisinin yeni algısını ve bunu ziyaretçiler açısından etkileyen faktörleri göstermeye çalıştık. Ziyaretçilerin motivasyonu ve onların algılama biçimleri üzerine araştırmalar yaptık. Kişiye bağlı ve ondan bağımsız etkenleri sınıflandırdık. Dış etkenler, galeri binasının büyüklüğü veya galeri hakkında medyada çıkan haberler gibi, kişiden bağımsızdır. Duygu ve düşünceler gibi diğer iç etkenler direkt olarak kişiye bağlıdır. Bu iki etken kişinin algılayışınıoluşturmaktadır. Çalışmanın son kısmında, kişinin galeri mekanı ile veya mahalle sakinlerinin günlük yaşamı ile galeri etkileşimi gibi farklı etkileşim biçimlerini bulmaya çalıştık. Farklı etkileşimler İstanbul şehri için bütünsel bir galeri etkileşimini oluşturmaktadır. Galerinin dönüşüm çabasının kritik noktası ise ziyaretçi faktörüdür. O halde galeri ziyaretçisiyle olan ilişkisine dikkat etmek zorundadır. Galeri yönetimlerinin galeri ve ziyaretçi etkileşimine çok büyük bir önem atfettiğini gözlemledik. Ziyaretçi ve galeri arasındaki etkileşim galeriler için önemli bir konudur. O halde, kendi mekanları ve ziyaretçilerinin arasında etkin bir etkileşim sağlayabilmek için birtakım stratejiler geliştirirler. Sonuç olarak, bireyler için farklı etkileşimler sağlayan sanat galerileri şehrin ayrılmaz bir parçası olmuşlardır, hatta bu mekanlara gitmeyen insanların bile. Onlar bu mekanlarla sokaktan kapılarının önünden geçerken etkileşime girmektedirler. Sanat galerileri şehrin birer parçalarıdır ve toplumun gündelik hayatının dolayısıyla da şehrin kültürel aktörlerdir. Bu çalışmada, galerilerin büyük çoğunluğunun bulunduğu İstanbul'un Avrupa yakasını seçtik. 32 galeri ziyaretçisiyle, onların galeri algılayışı ve etkileşimi üzerine görüşmeler gerçekleştirdik. Bu çalışmanın amacı, toplumla İstanbul'daki bu yeni sanat galerilerinin işlevlerini, algılanışını ve etkileşimini sorgulamaktır. Bu problematik çerçevesinde şöyle hipotezler geliştirdik: a)`Postmodern` olarak kavramsallaştıracağımız galerinin bu yeni algılanışı, tüketici olmuş ziyaretçilere ihtiyacı olan `yeni kapitalizmin mantığına` göre oluşturulmuştur. b) Ziyaretçiler bu mekanları boş zamanın tüketim mekanları veya görsel şölenler gibi deneyimlemektedir. c) Bu tüketim sisteminin mantığı, burjuvazinin baskın ideolojileri tarafından kurulmuştur ve onlar bu mekanları bir pazarlama fırsatı, halka ilişkiler ve reklam olarak kullanmaktadırlar. d) Bunu gerçekleştirmek için, galerinin eski model, ciddi, modern görüntüsünü dönüştürmek, bu konuda halkın algısını değiştirmek ve bu mekanları tüketim yerlerine çevirmek zorundadırlar. e) Postmodern sanat galerileri kurumlarına birçok insan çekmeye çalışmaktadır ve galeri yönetimi ziyaretçilerine aynı anda zevk, eğitim ve eğlence sunma çabasıiçindedir. Bu üç etkenin aynı anda gerçekleşmelerini isterler. f) Galerilerin bu çabası ve çeşitliliği, kentte yaşayanların günlük hayatı ile galeri etkileşimine etki eden değişikliklere yol açmaktadır. g) Sonuçta, postmodern galeriler bireyler arası ayrım yaratan eski galeri modelini değiştirmeye başlamıştır. Özetle, postmodern sanat galerileri eski, ciddi, modern modelin imajını ve algılanışını yok etmeye çalışarak kurumlarına birçok ziyaretçi çekmek istemektedirler. Galeri yönetimi ziyaretlere eğlence ve zevk eklemek için büyük bir çaba sarf etmektedir. Bu sanat kurumları kendilerini birer zevk, eğlence ve eğitim merkezine dönüştürmeye çalışmaktadırlar. Ziyaretçilerin bu mekanları görsel şölenler veya boş zamanlarını geçirdikleri bir tüketim yeri olarak deneyimlemekte olduklarını gözlemledik. Günden güne galerilerin politikaları mekanlarının birçok insanın ziyaretini kolaylaştıran birer tüketim mecrasına dönüştürmesi yönündedir. Bu tüketim sisteminin mantığıburjuvazinin baskın ideolojileri tarafından oluşturulmaktadır ve onlar bu sanat mekanlarını birer pazarlama fırsatı olarak kullanmaktadırlar. Genel olarak sanat, burjuvazinin reklam ve prestij aracı olarak kullanılmaktadır. Bunu gerçekleştirebilmek için eski, modern, ciddi sanat galerisi imgesini dönüştürmek zorundadırlar. Sanat galerilerinin bireyler arasındaki algılanışının değiştirilmesi gerekmektedir. Daha sonra ise, daha çok kişiyi xx mekanlarına çekebilmek için, bu mekanları birer tüketim mecralarına dönüştürmeye çalışmaktadırlar. Bu çalışma sayesinde, yeni galeri anlayışı, ki buna `postmodern` diyebiliriz, galeri mekanını görsel şölenler olarak deneyimleyen tüketici olmuş ziyaretçilere ihtiyacı olan `yeni kapitalizmin mantığına` göre oluşturulmuştur. Sistemin bu mantığı sanat mekanlarını onların baskın ideolojilerine göre örgütlemekte ve bu mekanları pazarlama fırsatı, halkla ilişkiler ve reklam olarak kullanmaktadır. Bunu gerçekleştirebilmek için ise, eski, ciddi, modern galeri görüntüsünü dönüştürmek, halkın bu konudaki algısını değiştirmek ve bu mekanı bir tüketim mekanına çevirmek zorundadır This thesis intends to demonstrate the functions of art galleries, its perceptions among the visitors and finally its interactions with residents of the city. It concentrates on art galleries in Istanbul. The fact that there is a huge increase in the number of art galleries made us curious about its reasons. This excess of the number of galleries dragged us to diverse economic, social and individual conjunctures. Within the privatization of culture especially after 1980, the institutions of art like museums, art galleries, foundations of culture, started resembling to exploitations. In general, the aim is: create an art market showing a maximum effort for articulating it to the international art markets. To achieve this, biennials, museums, private galleries, foundations engaged with art, festivals of art, fairs, and auctions are opening snappily. Istanbul having upon 200 art galleries has become a principal agent in this international art market. Moreover, international corporations have been trying to constitute financial and cultural connections between the metropolis cities and Istanbul will be accepted nevertheless like the new metropolis and a new market having started to articulate to this web. Art gallery constitutes an important place in this new order of world and its market. The functions of gallery in this system, its perceptions through the visitors and residents of city, finally its interactions in the quotidian life will be organized according to this order and its values. Especially the bourgeoisie will be the principal agent determining and organizing these values. The new bourgeoisie of Turkey or new investors have interested to art for economical and symbolic reasons. The first aim that we have observed is the profit. A bourgeois enterprise being a protector of art, is aiming to increase its brand value in the market. As we hear their name, so we have confidence and nevertheless we purchase their products instead the other firm. The second aim of using art by the bourgeoisie and its enterprises is to have a prestige to whom will bring the assurance and the recognition in diverse markets. So, all of these two efforts will be integrated within only one objective which is more profit. We have observed in this market that the art gallery is a principal agent because it is a reflection of the era. It is adapted to values, point of views, judgments and necessities of the period. The characteristics and the functions of the gallery have been changing through the new conjuncture. The adaptation of art gallery transforms also the perception and the attitude of individuals. One of the principal reasons creating this change is the economical xii factor. Art, day by day seems like one of the important markets for the global economy. Briefly, to able to understand this change, its new values and points of views, we must clearly determine the diverse periods. According to academicals, we descript two essential periods to understand the situation and the function of art gallery better. The first is modernism and the second is postmodernism – or late modernism according to different theories. Consequently, we have compared two different perceptions of art galleries according to era. Firstly, the perception of modern and classical art gallery, and then the one of postmodern art gallery. Then, it appears two models of gallery. According to the classical and modern appearance of art gallery, these art spaces have the function of reproduction of the feeling of belonging for superior classes and of redounding the feeling of exclusion for the others. We must mention the classical and ancient perception to able to understand the new perception of gallery which is being formed and its social functions that is transforming. The notions like `white cube` or modern art gallery that we use to descript the classical perception is determined by these strict rules. These rules include the spirit and the view of visitor but externalizing the body and all of its other properties as talking, eating, drinking, and sitting down during the visit… The visitor who enters to a more sterile world that has the rules and an order has a sentiment of rupture with the world which is stayed out. This rupture provides control and opportunity of discipline to the institution. These institutions of art reproduce also the social distinction between different social classes. They procure steadily a stable hierarchy in the society because the visit of an art gallery needs already cultural capital which determines the attitudes, the sentiments, the ideas, the pleasures and the knowledge of a visitor. This cultural capital is gained because of the education and the family. As a result, the ones who have this chance and opportunity will feel the emotion of belonging in these spaces of art and the others nevertheless will feel the sentiment of exclusion. On the other hand, it's remarkable that the administrations of galleries try to attract visitors from all of the social classes. So, this classical appearance of the gallery which creates a distinction for people and the effort of the administrations of some grand galleries in Istanbul were contradictious. We have observed that there is no contradiction but a transformation and an adaptation of art gallery according to new period. We could create a definition of art gallery as `postmodern` which procures for its visitors an experience which does not product a stable social structure and so does not exclude the other classes. A space which does not only exist for elites but accessible to all. A heterogenic space includes amusement, education and consumption with all of its cafes, lessons, courses, plays for kids, workshops, restaurants, opening ceremonies, symposiums, concerts… Today, we can't mention of a stable hierarchy and an order. Day by day, the system of categories in order has been dissolving, the pluralism and heterogeneity replaces it. One truth is being transformed to multiple personal meanings. We analyzed the probable reasons of this transformation in the functions of galleries. The result turned out to be like this: A new model of gallery that we will conceptualize as`postmodern` appeared. In these days, the institutions of art like art galleries have started to review their institutional organizations and their functions according to new necessities of era which appears. The new economical, cultural and political system obliges all the institutions to transform. We see this change of establishments as in art gallery. On the other hand, the transition of modern art galleries which we call `postmodern` is not so rapid and does not realize quickly. It is a long process to realize. Nevertheless, there are certain galleries which do not have this aim resisting against, but there are lots of art galleries which are having a revision. Nevertheless, this new type of art gallery called postmodern have begun to change the perception of modern, serious, homogeneous art gallery through the visitors. These galleries will show efforts to change this image. The economical, cultural and political conjuncture will force it to having a revision. As a result, all of these transformations influence the residents' attitude and the interaction between the residents of the city and the art gallery even if they are not visitors of the gallery. This would also change the space of the city and the galleries may cause some conflicts on the space. In this context, we examined the subject in tree main sections: In the first section, we tried to analyze the functions of art galleries by comparing them with the functions of the old art galleries. In today's world, we did heed to the collaboration between art galleries and museums. In the analysis, we considered both of these spaces as art institutions which have certain functions in the new order of capitalism. Generally, they are the reflections of certain powers. Since the Turkish bourgeoisie doesn't even have a history of 100 years, they need to profit from the art. They will be the art partisans and fanatics so that they could differentiate from the other elites but they will do it by democratizing these spaces, by transforming them to a consummation place to attract more people. The prime reason of this democratization is generally the idea of gaining more profits for their investments in various markets. Art becomes a strategy and a new form of consummation in the aim of increasing the values of their own brand. In the second section, we intended to demonstrate the new perception of art and especially the factors which influenced this perception among the visitors. We investigated the motivations of the visitors and their way of perceiving. We classified the factors as `the independent factors` and `the dependent factors` of the individual. The exterior factors which are independent from the person are like the spaciousness of the edifice of an art gallery or the news about this art gallery. Other interior factors are directly related to the individual like opinions and feelings. Both of these factors construct the perception of the individual. In the last chapter of this study, we attempted to find different ways of interaction like interaction between individual and space of gallery or interaction between gallery and daily life of residents of the neighborhood. Different interactions form a total experience of gallery for Istanbul. The critical point of this effort of transformation of art gallery is the visitor factor. Art gallery so must have an attention to the relation with its visitor. We observe that administrations of galleries give a lot of importance to this interaction between its visitors. Consequently, art galleries which provide different interactions for the individuals are becoming an indispensable part of the city, also for the other people who do not come to these spaces. They have an interaction with these spaces while passing by its doors in the street. The art galleries are a part of the city and they are cultural agents in daily life of the society so of the city. For the furtherance of the study, we selected the Europe Continent of Istanbul where a big party of galleries could be found. We had conversations with 32 visitors of art galleries to apperceive clearly their perceptions and interactions. The objective of this thesis is to question the functions, the perceptions and the interaction between the society and the new art galleries in Istanbul. The following are the outcomes obtained from the study: a) This new perception about gallery that we will conceptualize as `postmodern` is constructed according to `the logic of new capitalism` which requires the visitors who became consumers. b) Visitors experience these spaces as visual spectacles, as a consummation place of free time. c) This logic of the system of consummation is formed by marketing, public relations and publicities. d) To realize this, they have to transform the image of the gallery of the old, serious, modern model, change people's perception about it and transform this space to a consummation place. e) So, the postmodern art galleries aim to attract more people to their institutions and the gallery's administration does a big effort to offer pleasure, education and amusement at the same time. f) These efforts and this multiplicity of galleries would cause some changes which influence the interaction between the gallery and the daily life of residents of the city. g) As a result, the postmodern art galleries started to change the old gallery model which creates a distinction between individuals. Briefly, postmodern art galleries want to pull over lots of people to theirs spaces trying to destroy the image and serious perception of ancient modern model. xv Administrations of gallery show a maximum effort to add pleasure and amusement to visits. These institutions of art try to having a transformation to institutions of joy, amusement and the consumption. We observe that visitors have started to experiment these spaces like visual spectacles, as a space of consumption of leisure time. The politics of art galleries have become day by day for changing this space of art to a space of consumption which facilitates visit of lots of people. This logic of the consumption system is formed by dominant ideologies of bourgeoisie and they use these spaces of art as opportunity of marketing. They use in general, art as an intermediary of theirs advertisements and prestige. To achieve this, they have to transform the ancient model of gallery modern and serious. They must change the perception throughout the individuals. Then, to collect more visitors, they try to change these spaces to a space of consumption. Because of this thesis, we reached to the conclusion that the new gallery comprehension also called `postmodern`, is constructed according to `the logic of new capitalism` which requires visitors who became consumers who considerate these spaces as visual spectacles. This system logic organizes them according to their dominant ideologies and uses these art spaces as marketing, public relations and publicity opportunities. To realize this, they have to transform the image of the gallery from the old, serious, modern model, change people's perception about it and transform this space to a consummation place
Collections