Protein içeren ve yara iyileştirici olarak deriye uygulanan preparatlar üzerinde çalışmalar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
132 ÖZET Çalışmamızda öncelikle rekombinant bir protein olan rhGM- CSF'in yara iyileştirici etkisini göstermesi için taşıyıcı formülasyonlar saptanmıştır. Bu amaçla non-iyonik sürfaktanlar (Brij 92, Brij 96 ve Brij 92:96 (1:1)), sıvı parafin ve sudan oluşan sistemlere ait üçgen faz diyagramları oluşturularak sıvı kristal ve emülsiyon taşıyıcılar için optimum formülasyon bölgeleri seçilmiştir. Bölgeler gözle ve polarizan mikroskop altında yapılan mikroskobik inceleme ile ayrılmıştır. Çalışmada kullanılan üçüncü taşıyıcı olan non-iyonik sürfaktan veziküller (niozom) ise dört değişik yöntem ve farklı sürf aktan-kolesterol oranları kullanılarak optimum yöntem ve oran tespit edilmiştir. Formülasyonlarm in vitro incelemeleri zamana karşı viskozite, partikül büyüklüğü ve DSC termal... spektrumları alınarak yapılmıştır. Ayrıca in vitro oklusivite ölçülerek in vivo bulgularla ilişkisine bakılmıştır. rhGM-CSF içeren ve boş taşıyıcıların yara iyileştirici etkinlikleri sağlıklı fareler üzerinde tam kalınlıkta yaralar açılarak yapılan bir hayvan modeli ile incelenmiştir. Çalışmada yaralara uygulanan ve etkinlikleri incelenen gruplar niozom baz, rhGM-CSF içeren niozom, emülsiyon baz, rhGM-CSF içeren emülsiyon, sıvı kristal baz, rhGM-CSF içeren sıvı kristal ve kontrol gruplarıdır. Yara alanlarındaki değişmeler ölçülmüş ve deney sonunda biyopsiler alınarak histolojik ve immünohistokimyasal değerlendirme amacıyla.kullanılmıştır. Sonuçta topik taşıyıcıların kendilerinin bir dereceye kadar yara iyileştirici etkisinin olduğu ancak yara iyileştirici özelliği bilinen ve son yıllarda üzerinde çalışmaların arttığı rekombinant insan granülosit makrofaj koloni uyarıcı faktör (rhGM-CSF) 'ün eklenmesi ile yaraların daha çabuk ve düzgün iyileştiği bulunmuştur. 133 SUMMARY Initially, ternary phase diagrams were formed of non-ionic surfactants (Brij 92, Brij 96 and Brij 92:96 (1:1)), liquid paraffin and water in order to determine the optimum formulations for the preparation of liquid crystalline and emulsion vehicles. This evaluation was made by microscopic examination under a polarizing microscope. The third vehicle used in this study was non-ionic surfactant vesicle (niosome) which was prepared with four different methods and with different ratios of surfactant-cholesterol and the optimum formulation was determined. The in vitro examinations of these formulations were assesed by different methods such as measuring the occlusivity, the effect of time on viscosity, mean particle size and DSC spectra of the formulations. The in vivo wound healing effect was observed by opening full-thickness wounds on healthy mice. The groups applied and investigated in this study were niosome base, niosome with rhGM-CSF, emulsion base, emulsion with rhGM-CSF, liquid crystalline base, liquid crystalline with rhGM-CSF and control groups. Change in wound areas of the mice was mesured and biopsies were taken at the end of the experiment for the histological and immunohistochemical evaluation of the healing wounds. It was determined that topical vehicles themselves had wound healing effects to some extent but with rhGM-CSF containing groups faster and neater healing was observed.
Collections