Kranioserebral travmalarda dissemine intravasküler koagülasyon araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç : Travmatik hasar, dissemine intravasküler koagülasyonun (DIK) en önemli nedenlerindendir. Kan kaybı ve sıvı yüklemeye ikincil hemodilüsyona bağlı olarak gelişir. Travma ilişkili DIK gelişimi insidansı özellikle kranioserebral travmalarda (KST) daha yüksektir. KST ilişkili DIK'in klinik sonuçlarının kötü sonuçlandığı literatürde ortaya konmuş olmakla birlikte patofizyolojisi ile ilgili bilgi kısıtlıdır. Beyin dokusunda prokoagülan moleküllerin zenginliği nedeniyle KST ile DIK gelişimi yakından ilişkilidir. Materyal ve Metod: Bu çalışmada acil servise başvuran 30 travma hastasının hastaneye başvuru zamanında ve 5. günde koagülasyon çalışmaları yapıldı. Ekstrakranial travmalı hasta grupları ile KST'lı hasta gruplarına ait koagülasyon testleri yapılarak iki grup üzerinden DİK değerlendirildi. Bulgular: Travma sebepleri arasında trafik kazaları ilk sırada, kurşun yaralanması ikinci sırada izlendi. Travmaların %53.4'ü kranial (A grubu), %23.3'ü kranial ve ekstrakranial (B grubu), %23.3'ü ekstrakranial özellikteydi (C grubu). 30 olgudan 5'inde (%16.7), en sık B grubuna dahil olgularda (%42.9) DIK tablosu gelişti. Tartışma: Kranial ve kranial-ekstrakranial travmalı hastalarda daha sıklıkla koagülasyon testlerinde anormallik olduğu saptandı. Özellikle protrombin zamanı, fibrinojen miktar tayini, periferik yayma sonuçları, Faktör 5 ve FDP değerleri DİK tanısında önemli olduklarından, çalışmamızda bu testlerde büyük oranda bozukluk olduğu görüldü. Bunun ise beyin lezyonları ile ilişkili olabileceği sonucuna varıldı. Purpose: Traumatic injury is one of the most important cause of disseminated intravascular coagulation (DIC). It occurs because of blood loss and hemodilution due to fluid resuscitation. The incidence of trauma associated DIC is mainly higher in the craniocerebral traumas. Even though craniocerebral trauma related DIC is well defined, the pathophysiology has been poorly characterized in the literature. Due to the fact that brain tissue is highly significant for procoagulant molecules, craniocerebral traumas are closely related to DIC. Material and Methods: In the current study, 30 patients admitted to emergency room have been considered on the first and fifth day of admission to the hospital for the coagulation tests to evaluate DIC in both two groups. Results: Traffic accidents were regarded as the first reason gunshot wounds however as second reason among the causes of trauma. Percentages of cranial (A group), extracranial (B group) and extracranial (C group) properties of trauma were 53.4%, 23.3% and 23.3%, respectively. In 5 of 30 cases DIK table was most frequently observed in patients included in group B (42.9%). Conclusion: Abnormalities were more frequently detected in coagulation tests of cranial and cranial-extracranial trauma patients. In our study, some tests, especially prothrombin duration, fibrinogen assay, peripheral blood smear results, Factor 5 and FDP values, were found to be largely disorder due to their importance in diagnosis of DIC. It was concluded that this may be associated with brain lesions.
Collections