Tıkanma sarılığında, serum ve karaciğer çinko, bakır düzeylerinin, karaciğer histopatolojisi ile ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışma Temmuz 1988-Temmuz 1990 tarihleri arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'na müracaat eden 15 benign natürlü tıkanma sarılığı olan hasta ile 15 malign natürlü tıkanma sarılığı olan hasta ve 15 taşlı kolesistitli hasta üzerinde yapıldı. Bu üç grubun tamamında, preoperatif ve postoperatif dönemlerde, hastaların hem serumlarında hem de karaciğer dokularında çinko ve bakır düzeyleri ölçülerek histopatolojik bulgularla ilişkisi araştırıldı. Çalışmamızda benign ve malign natürlü tıkanma sarılığı olan hastaların hem serumlarındaki, hem de karaciğer dokularındaki çinko değerlerinde kontrol grubuna göre istatistiki anlamda bir farklılık tesbit edilmedi. Bu sonuç intrahepatik kolestazisli hastaların çinko metabolizmasında önemli bir bozukluk olmadığı şeklinde yorumlandı. İz element olarak çinkonun, tıkan ma sarılıklı hastaların patojenezinde herhangi bir rolünün olmadığı, bu çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Buna mukabil benign ve malign natürlü tıkanma sarılıklı hastaların hem serumlarında hem de ka-76 raciğer dokularındaki bakır düzeyleri kontrol grubu hastalara göre an lamlı derecede yüksek bulunmuştur, özellikle malign natürlü tıkanma sarılıklı evre IV 'deki karaciğer histopatolojik değişikliklerine paralel olarak serum ve karaciğer dokusu bakır düzeylerinin en yüksek düzeyde olduğunu ancak safra yollarının drenajından sonra, serum bakır düzeylerinin anlamlı derecede düştüğünü tesbit ettik. Kolestazisli hastalarda serum ve karaciğer dokusu bakır düzeylerinin yükselmesine paralel olarak serum transaminaz düzeyleri de artmaktadır. Kolestaziste SGPT ve SGOT düzeylerinin artması, bakırın karaciğer dokusunda oluşturduğu toksik et ki sonucu meydana gelen hücre harabiyetine bağlı olabilir. Çalışmamızda ayrıca benign ve malign natürlü tıkanma sarılıklarında, tıkanmanın derecesi ile uyumlu olarak, preoperatif dönemde yüksek bulunan total bilirubin ve alkalen fosfataz düzeyleri cerrahi drenaj işlemlerinden sonra, serum bakır düzeylerinde olduğu gibi düşme göstermiştir. SUMMARY This study was carried out in 15 patients with benign obstructive jaundice^ 15 patients with malignant obstructive jaundice and in 15 patients with calculous cholecystitis in The Department of General Surgery of the Medical School in the Erciyes University between july 1988 and july 1990. The serum and Sliver zinc and the copper levels of the three groups were estimated in the preoperative and postoperatif periods and their relations with the histopatological findings were investigated. Comparing to control groups no statistical difference was observed both in the serum and the hepatic tissue zinc levels, neither in the malignant, nor in the benign obstructive jaundice group. It suggests that there was no change in the zinc metabolism of the patients with intrahepatic cholestasis.lt was understood that as a trace element, zinc, has played no role in the pathogenesis of the patients with obstructive jaundice. Whereas both of the serum and the hepatic tissue levels of copper was found to increase, in patients with either malignant78 or benign obstructive jaundice, comparing toJcontrol group. Particularly in the malignant obstructive group with stage IV, the serum and the tissue copper levels were more higher than the others, parallel to the hepatic histopathological changes, which was decreased obviously after the drainage of the biliary tract. The serum transaminase levels, also J?J increase parallel to the serum and the hepatic tissue copper levels; which can be related to the cellulary degeneration due td «toxic effect of the increased copper çri the hepatic tissue. The total serum bilirubin and alkaline phosphatase levels were also decreased as the serum copper levels, after surgical drainage of the malign and benign obstructions.
Collections