İdrar yolu enfeksiyonlarında enfeksiyon düzeyinin belirlenmesinde computerized tomography ve 99m Tc-DMSA sintigrafinin değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
102 ÖZET Çalışma 12.09.1990 ve 20.07.1992 tarihleri arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Ünitesi'nde TİYE tanısı ile izleme alman 30 çocukta, 26.04.1991 ve 26.04.1992 tarihleri arasında Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Poliklinik ve Çocuk Acil Polikliniği'ne başvuran ve ilk İYE tanısı alan 21 çocukta yapıldı. Tüm çocuklar beş ve beş yaşın altındaydı. Beş yaşından önce geçirilen İYE'larında enfeksiyon düzeyinin belirlenmesi, böbrekleri risk altında olan çocukların bulunup izlenmesi açısından son derece önemlidir. Bu nedenle çalışmada, İYE geçiren çocuklarda lokalizasyonu saptamada en güvenilir yöntemler olan CT ilk İYE 'lu olguların tümüne, TİYE 'lu olguların 28'ine, DMSA sintigrafi ise ilk İYE'lu 13, TİYE'lu 27 olguya yapıldı. CT ve DMSA sintigrafi bulguları hem kendi aralarında, hem de ilk İYE 'lu 21, TİYE 'lu 29 olgudaki US, ilk İYE 'lu dokuz, TİYE 'lu 27 olgudaki VSUG ve sekiz hastadaki IVU bulgularıyla karşılaştırıldı. Ayrıca ilk İYE 'lu çocuklarda klinik bulguların103 ve 18 hastada bakılan kan beyaz küre sayısı, ESH ve 16 hastada bakılan serum CRP sonuçlarının enfeksiyon lokalizasyonu açısından geçerlilikleri değerlendirildi. Akut renal parankimal enfeksiyonu gösterme açısından CT'nin, renal skarı belirleme yönünden de DMSA sintigrafinin en duyarlı teknikler olduğu, laboratuar bulgularından serum CRP'nin, konvansiyonel radyolojik tetkiklerden IVU'nin seçilmiş vakalarda diğer laboratuar ve radyolojik tetkiklere göre daha geçerli olduğu belirlendi. Akut enfeksiyon döneminde CT ' nin, parankimal renal hasar gösterilenlerde kalıcı renal hasar riski yönünden enfeksiyondan en az üç ay sonra DMSA sintigrafi yapılmasının, CT yapma olanağı olmayan durumlarda da beş yaş altı İYE'larının renal tutulum varmış gibi tedavi edilmesinin uygun olacağı kanısına varıldı. 104 SUMMARY Thirty of our cases had recurrent urinary tract infection (RUTI) diagnosis in Erciycs University Tip Faculty Pediatric Nephrology Department between 12.09.1990- 20.07.1992, 21 of our stury cases had first urinary tract infection (FUTI) diagnosis in Pediatric Policlinics and Pediatric Emergency Department between 26.04.1991- 26.04. 1992. All children were younger than six years old. Deciding the severity of urinary tract infections in children younger than five years are important for finding and following child whose kidney is at risk. For this reason the most confident laboratory methods computarised tomography in all patients who had urinary tract infection, twenty eight of patients with RUTI and DMSA scintigraphy in thirteen of FUTI, twenty seven of patients who had RUTI were obtained. CT and DMSA scintigraphy were compared with each other and in 21 FUTI, 29 RUTI cases with US, in nine of FUTI and 27 of RUTI cases with USUG and in eight patients with IVU. Clinical findings of children who had FUTI and leucocyte, ESH105 counts in 18 patients CRP in 16 patients were compared lor infection localisation efficiency. CT was the most sensitive laboratory test for demonstration of renal parenchymal infection, DMSA scintigraphy was best for renal scar. In selected cases serum CRP and IVU (in convansionel radiographic tests) were better than other laboratory and radiological test. Our conclusion is: In acute infections patients CT, in patients who has parenchymal renal damage DMSA scintigraphy three months after infection should be obtained, if there is no opportunity for CT than urinary tract infection before five years should be treated like there is renal invasion.
Collections