Postnekrotik karaciğer sirozlu erkeklerde hipotalamik-pituiter-gonadal eksen fonksiyonlarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Kronik karaciğer hastalığı bulunan erkeklerde cinsel fonksiyonlar ve HPGE'de görülen başlıca değişiklikler hipogonadizm (hipoandrojenizm) ve feminizasyon (hiperestrojenizm)'dur. Alkolik karaciğer sirozunda bu tarz endokrin değişikliklerin aynntılı bir şekilde incelenmiş olmasına karşın, hepatit virüslerine bağlı karaciğer sirozunda yapılan çalışmalar sayı ve içerik bakımından yetersiz kalmaktadır. Oysa, ülkemiz gibi HBs antijen taşıyıcılığının yüksek olduğu bölge toplumlarında karaciğer sirozunun en önemli nedeni hepatit virüsleridir. Dolayısıyla, batı ülkelerinde muhtemelen alkol tüketiminin yüksekliği veya viral kökenli karaciğer sirozunun azlığı nedeniyle, sirozla ilgili endokrinolojik araştırmaların hemen tamamının alkole bağlı karaciğer sirozlu hastalarda yoğunlaşmasıyla sonuçlanan epidemiyolojik özelliklerin ülkemiz için geçerli olamayacağı kanısına varılmıştır. Bu nedenle gerçekleştirilen çalışmamızda 22 PNS'lu ve bunlarla yaş ve vücut kitle indeksi yönünden uyumlu 10 sağlıklı erkekte hipoandrojenizm ve hiperestrojenizme ait belirti ve bulgular araştırılmış; bunun yanısıra, bazal LH, FSH, PRL, TT, E2 ve SHBG düzeyleri ölçülerek E2/TT oranlan hesaplanmıştır. Ayrıca tüm olgularda GnRH stimülasyonuna gonadotropin ve HCG stimülasyonuna TT cevaplan incelenerek pituiter bez ve testis fonksiyonları değerlendirilmiştir. Hasta grubunda ortalama Child-Pugh skoru 8.09 ± 2.16 olup; hastaların % 27.27'si A grubunda, % 45.45'i B grubunda ve % 27.27'si C grubunda yer almaktadır. PNS'dan % 45.45 HBV, % 22.72 HCV, % 9 HBV ve HCV, % 18.18HBV ve HDV, % 4.55 HBV ile birlikte HCV ve HDV sorumludur. Hastaların % 59.1'i libido kaybı, % 18.18'i ereksiyon güçlüğü, % 18.18'i memelerde belirginleşme ve % 13.64'ü kasık kıllanmasında azalma tanımlamışlardır. Fizik muayenede % 68.18 oranında spider angioma, % 54.55 oranında oranında palmar eritem, % 36.36 oranında pubik kıllanmada azalma ve % 13.64 oranında jinekomasti saptanmıştır. Bu grupta ortalama testis hacmi 22.22 ± 4.15 mi. olup, sadece bir hastada testiküler atrofi mevcuttur. Kontrol grubunda yer alan olgularda ise yukarıdaki belirti ve bulgulardan hiç birisi mevcut olmayıp, ortalama testis hacmi 28.75 ± 2.12 ml'dir. Hasta grubunda ortalama testis hacminin kontrol grubuna göre belirgin olarak azaldığı (p < 0.0001) ve istatistiksel olarak anlam taşsmasa da, testis hacimleri ile Child-Pugh skorlan arasında ters bir ilişki bulunduğu tesbit edilmiştir. Gruplara ait ortalama bazal LH, FSH, PRL, TT, E2 ve SHBG düzeyleri ile E2/TT oranları arasında anlam taşıyan bir fark yoktur. Bununla birlikte, PNS grubunda ortalama PRL değerinin normal üst sınıra çok yakın olduğu dikkat çekmektedir. Her iki grupta GnRH stimülasyonu ile normal LH ve FSH ; HCG stimülasyonu ile de normal TT cevabı elde edilmiş olup, gruplar arasında bu cevapların derecesi bakımından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Sonuç olarak; genellikle alkolik hastalarda elde edilen sonuçlara dayanılarak karaciğer sirozunda görüldüğü bildirilen hormonal değişikliklerin PNS için tam anlamıyla geçerli olmayabileceği kanısına vanlmıştır. Bu nedenle, söz konusu değişikliklerin karaciğer hastalığından çok alkolün doğrudan etkisine bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. PNS'lu hastalarda hiperprolaktinemi ve bunun hepatik ensefalopati gelişimi ya da mortaliteyle ilişkisi ise, daha geniş bir şekilde araştırılmaya değer bulunmuştur. 56 SUMMARY In men with chronic liver disease, sexual endocrine changes are characterized with hypoandrogenism and hyperestrogenism. Though these changes were broadly detected in cirrhosis due to chronic alcoholism, studies in postnecrotic cirrhosis are inadequate, quantitatively and qualitatively. However, the most important cause of cirrhosis is viral hepatitis in the developing countries, as well as Turkey. Therefore, results obtained from endocrinologic studies in patients with cirrhosis due to chronic alcoholism may not reflect the exact hormonal status of cirrhotic patients in our country. For this reason, we carried out this study in 22 men with postnecrotic cirrhosis, along with 10 age and body mass index matched healthy male control subjects. In addition to the symptoms and signs of hypoandrogenism and hyperestrogenism, we detected the levels of LH, FSH, PRL, TT, E2, SHBG and estimated the ratio of E2 to TT. Besides, we determined the responses of pituitary gonadotropin secretion to GnRH stimulation and testicular testosterone secretion to HCG stimulation. Mean Child-Pugh's score was 8.09 + 2.16 in cirrhotic patients. According to this scoring, 27.27 % of them were in Group A, 45.45 % were in Group B and 27.27 % were in Group C. HBV was the etiologic agent for cirrhosis in 45.45 % of these patients, whereas HCV in 22.72 %, HBV + HCV in 9 %, HBV.+ HDV in 18.18 % and HBV + HCV + HDV in 4.55 %. Main complaints of sexual dysfunction were loss of libido, impotence, gynecomastia and loss of pubic hair with rates 59.1 %, 18.18 %, 18.18 % and 13.64, successively. On physical57 examination; spider angiomas, palmar erythema, loss of pubic hair and gynecomastia were observed in 68.18 %, 54.55 %, 36.36 % and 13.64 % of the patients, respectively. None of these symptoms and signs were found in the control subjects. Mean testis volume in the patient group was 22.22 ± 4.15 ml., which was significantly lower than the control group in whom the mean testis volume was 28.75 ± 2.12 ml (p < 0.0001). Though the lack of statistical significance, there was a negative correlation between Child-Pugh's scores and testis volumes in cirrhotic men. There was no significant difference between our patient and control groups in terms of mean LH, FSH, PRL, TT, E2 and SHBG levels or E2/TT ratio. However, mean PRL level was very close to the upper normal limit but still within reference range in cirrhotics. LH and FSH responses to GnRH and testosterone response to HCG were similar and normal in both groups. In conclusion, we determined that the sexual endocrine disturbances seen in cirrhosis due to chronic alcoholism are resulted from the effects of alcohol itself rather than the liver disease and may not be valid for postnecrotic cirrhosis at all. Occurrence of hyperprolactinemia in the patients with postnecrotic cirrhosis and its prognostic value for hepatic encephalopathy should be studied in larger series.
Collections