Prostatik intraepitelyal neoplazi ve immünofenotipik özellikleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışmada 1024 prostat materyali yeniden incelendi. Nodüler hiperplazili va kalarda; % 34 oranında hafif dereceli, % 13 oranında ise yüksek dereceli prostatik int- raepitelyal neoplazi saptandı. Açık prostatektomi ve transüretral rezeksiyon materyal leri prostatik intraepitelyal neoplazi sıklığı açısından karşılaştırdığında açık prosta tektomi lehine anlamlı fark bulundu. Hem düşük hem de yüksek dereceli prostatik intraepitelyal neoplazi tanısı veri len vakaların yaş ortalamaları ile prostat karsinomu yaş ortalaması arasında anlamlı fark vardı, yaş arttıkça prostatik intraepitelyal neoplazi oranının azaldığı dikkati çek ti. Onbir düşük dereceli prostatik intraepitelyal neoplazi, 16 yüksek dereceli prosta tik intraepitelyal neoplazi ve 8 prostat karsinomu vakasında, immünohistokimyasal olarak sitoplazmik farklılaşma belirleyicileri olan PSA ve PAP boyandı. Düşük ve yüksek dereceli prostatik intraepitelyal neoplazilerin PAP immünohistokimyalarmda fark olmamasına karşın, PSA boyanmaları arasında fark saptandı. Düşük dereceli prostatik intraepitelyal neoplazi ile prostat karsinomunun hem PSA hem de PAP im- münohistokimyaları arasında anlamlı fark dikkati çekti. Yüksek dereceli prostatik int raepitelyal neoplazi ile prostat karsinomu arasında ise fark yoktu. Bulgularımız prostatik intraepitelyal neoplazinin prostat karsinogenezinde ara kademe olduğunu ve prostatik intraepitelyal neoplazi tanısı verilen vakaların yakın takibinin gerekliliğini destekler niteliktedir. Anahtar Kelimeler: Prostat spesifik antijen, Prostatik asit fosfataz, Prostatik intraepitelyal neoplazi SUMMARY In this study, 1024 prostatic specimens were re-examined. Among the cases with nodular hyperplasia, 34 % had low-grade and 13 % high-grade prostatic intraepithelial neoplasia. Materials obtained from transvesical-prostatectomy were compared with those from transurethral resection to determine the frequency of prostatic intra epithelial neoplasia; it was found out that the frequency was significantly higher in transvesical-prostatectomy. Mean ages of the patients with high or low-grade prostatic intraepithelial neoplasia were significantly lower than that with prostatic carcinoma; the incidence of prostatic intraepithelial neoplasia decreased gradually with age. Slides from 11 low and 16 high-grade prostatic intraepithelial neoplasia, as well as from 8 prostatic carcinoma were immunohistochemically stained with PSA and PAP which were determinants of cytoplasmic differentiation. High and low-grade prostatic intraepithelial neoplasia slides did not exhibit any difference in PAP staining. On the other hand, their PSA staining were different from each other. While the low-grade prostatic intraepithelial neoplasia and prostatic carcinoma had different PSA and PAP immunoreactivity, high-grade prostatic intraepithelial neoplasia and prostatic carcinoma did not exhibit such difference. Our results support the concept that prostatic intraepithelial neoplasia is an intermediate stage in prostatic carcinogenesis and that the cases with prostatic intra epithelial neoplasia should be followed-up carefully. Key Words: Prostate specific antigen, prostatic acid phosphatase, prostatic intraepithelial neoplasia
Collections