Türkiye`deki üniversite ve eğitim hastanelerinde uygulanan akut miyokard infarktüsü tedavi eğilimleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Primer önleme çalışmaları ve tedavideki gelişmelere rağmen tüm dünyada KAH halen en sık ölüm nedeni olarak gözlenmektedir. AMİ'lü hastaların en uygun tedavisi yapılan büyük çalışmalarla tıbbi literatürde tanımlanmıştır. Ülkemizde uygulanmakta olan AMİ tedavisini değerlendirmek ve farmakolojik tedavi eğilimlerini belirlemek amacıyla 17 üniversite ve eğitim hastanesinde 1996 yılında AMİ tanısıyla izlenen ve tedavi sonrası taburcu edilen 850 hastanın verileri incelendi. Hastaların 725'si (%85) erkek, 125'i (%15) kadındı ve yaş ortalaması 56.4 ± 1 1 (20-94) olarak bulundu. AMİ'lü 850 hastanın 408'i (%48) TT almıştı. Bu amaçla en fazla SK (%90) kullanılmıştı. TT amacıyla t-PA SK'a göre daha erken saatlerde tercih ediliyordu (p<0.001). Erkek ve kadın hastalar arasında TT açısından anlamlı fark bulunmazken, ileri yaşlarda (>70) TT anlamlı olarak daha az uygulanmaktaydı (p<0.05). Non-Q wave MFIü hastalarda ve diğer lokalizasyonlara göre inferior Mİ'lü hastalara anlamlı oranda daha düşük TT uygulanmıştı. TT alanlarda BB, i.v. nitrat, heparin ve antiaritmik tedavi uygulaması daha belirgindi. Hastane takipleri esnasında BB %37, KKB %19, ACEİ %39, aspirin %95, heparin %90 ve i.v. nitrat %84 oranında kullanılmıştı. BB kullanımının ileri yaşlarda azalırken KKB kullanımının arttığı gözlendi.116 Öyküsünde HT bulunan hastalarda BB ajanlar daha az oranda kullanılırken, KKB ve ACEİ tedavisi daha fazla tercih edilmişti. Hastane takiplerinde kalp yetmezliği gelişen hastalarda BB ve KKB kullanımı belirgin olarak düşük, ACEİ kullanımı ise yüksekti. Hastane takiplerinde BB olarak en fazla metoprolol, KKB olarak non-dihidropiridin grubundan diltiazem ve ACEİ olarak kaptopril kullanılmıştı. Mİ türü ve lokalizasyonuna göre BB kullanımı açısından belirgin bir fark gözlenmezken, KKB tedavisi non-Q wave Mİ'lü hastalarda, ACEİ tedavisi ise anterior Mİ Mü hastalarda daha fazla kullanılmıştı. Heparin tedavisi açısından erkek ve kadın hastalar arasında anlamlı fark bulunmazken, aspirin tedavisi kadın hastalarda daha az uygulanmıştı (p<0.001). Nitrat (i.v.) tedavisinin sağ ventrikül infarktüslü hastalarda anlamlı oranda az kullanıldığı gözlendi (p<0.0001). Hastane takiplerinde antiaritmik tedavi hastaların %24'üne uygulanmıştı (%8 proflaksi + %16 tedavi). Bu amaçla hastane takiplerinde en fazla lidokain, taburculuk esnasında ise amiodarone verilmişti. Taburculuk esnasında BB ve antiaritmik tedavide azalma, KKB, ACEİ, aspirin, oral nitrat ve lipid düşürücü tedavide ise artma olduğu gözlendi. Büyük klinik çalışmaların ülkemizde uygulamadaki yansımalarını değerlendirdiğimiz çalışmamızda, AMI'lü hastaların prognozu üzerine olumlu etkileri olan trombolitik tedavi, beta- bloker, ACEİ ve lipid düşürücü ajanların daha fazla oranda kullanılmasına yönelik çaba gösterilmesi gerektiği sonucuna vardık.
Collections